yirmidokuz

9.7K 591 716
                                    

"Bir! İki! Üç!" deyip Aybars ile Güneş'i ellerinden tutup kaldırdık. "Uçtu, uçtu, uçtu!" Güneş ikimizin elini tutup onun deyimiyle uçarken her seferinde kahkakalar atıyordu.

Ayda Abla ile anlaştıktan sonra alışveriş listesi konusunu da yarın halletmeye karar verdik, o bana tüm gerekli olan şeylerin listesini atacaktı. Avril ile Kuzey de alışverişi yapacaktı. Belki Aybars ile biz de ona yardım ederdik, bilemiyordum.

"Bir daha! Bir daha!" diye bağıran Güneş ile Aybars'la birbirimize baktık ve gülüp saymaya başladık. "Bir, iki, üç! Hop!"

Sahilde yürürken Güneş'in ilerdeki parkı göstermesi ile oraya doğru ilerledik. "Kaydırak!" diye bağırarak kaydırağa koşarken Aybars bana baktı. "Senin zamanın var değil mi? Eğer yoksa biz Güneş ile evin oradaki parka da gideriz. Seni eve bırakalım."

"Yok, akşam yemeğine kadar annemden izin aldım. Merak etme." Ona güven verici bir gülümseme gönderip bize seslenen Güneş'e döndük. "Abiş! Demye! Bakın kayıyorum şimdi!"

Döner kaydıraktan elleri havada bağırarak kayarken biz de gülerek onu izliyorduk. "Gördünüz mü?! Gördünüz mü?!" diye heyecanla yanımıza geldi. "Nasıl kaydım gördünüz mü?!"

"Gördük cimcime. Süper kaydın!" dediğimde bana otuz iki dış sırıtarak baktı. Gerçi daha onun otuz iki dişi yoktu, süt dişlerinden dolayı ama deyim gereği öyle demiştim. Neyse.

"Abiş! Ben bir daha kaysam, sen de bana pamuk şeker alsan." deyince Aybars kardeşi ile boylarını eşitledi. "Bebeğim çok tatlı yedin ama bugün. Hem çikolatalı süt içtin, fındıklı pasta yedin. Biraz tuzlu yesek, karnın ağrıyacak akşama." deyince Güneş dudaklarını büzdü. "Ama abiş!"

"Aa abişi!" diyerek Güneş'i yanıma çektim. "Niye üzüyorsun sarı şey hanımı?!" dedim ve Güneş bana gülerek bakınca göz kırptım. "Demre şu anda bana Güneş'i savunmuyorsun değil mi?" diye şaşkınca soran Aybars'a kafamı iki yana salladım.

"Yo abişi!" dedim ve Güneş'e döndüm. "Sen acı badem kurabiyesi yedin mi bakalım sarı civciv?" Güneş ismi gibi kumral, sarışın küçük bir kızdı. Aybars ise kardeşinin tam tersiydi, esmerdi. İkisinin kardeş olması cidden baya garipti.

"O ne ki?!" dedi ellerini iki yana açıp. "Ah bebeğim." dedim ve Aybars'a baktım. "Çocuk hiçbir şey yememiş neredeyse. Pamuk şekerciden acı badem kurabiyesi al, ben de ona çubuk kraker yediririm. Marketten almıştım, çantamda vardı." dedim. Aybars sesli bir nefes verip bana daha da yaklaştı. Kalbimdeki bu sıkışma şimdi neyin nesiydi? Allah'ım sana geliyordum galiba. "Demre, yapma."

"Neyi yapmayayım? Yesin çocuk. Aramızda sır kalır." deyince gülerek kafasını iki yana salladı ve ilerdeki satıcıya doğru gitti. "Demye beni sallar mısın?" deyince dikkatimi küçük kıza verdim ve onunla beraber salıncaklara ilerledim.

Kısa bir süre salladıktan sonra parktaki diğer çocuklar da sallansın diye Güneş salıncaktan indi ve tahtarevalliye ilerledi.

"Demye! Ben buna binmek istiyorum." deyince kafamı salladım ve Güneş'i kucaklayıp oturttum. "Şimdi sen burayı sıkı sıkı tut. Düşersen çok üzülürüm çünkü, uf olur." Güneş kafasını sallayıp sıkıca tutulacak yerleri tuttu ve ben de karşısına geçtim.

Güneş ile gülüşüp eğlenirken kolumdaki saate baktım. Aybars gideli çok olmuş ve hala gelmemişti. "Cimcime, hadi gel." deyip yavaşça oyuncaktan indim ve Güneş'i de indirdim. "Abiş hâlâ gelmedi." dediğimde kafasını salladı. "Kurbiş almaya gitti ya!"

"Ama gelmedi." dedim ve Güneş'in elini tutup arkamı dönünce ağaca yaslanmış bizi izleyen Aybars ile karşılaştım. "Nerede kaldın ya?!" dedim Güneş, abisine koşturarak giderken.

kulaklık • textingWhere stories live. Discover now