yirmisekiz

9.4K 602 335
                                    

satır arası yorum yapmayı unutmayın.

gerçi normal bölüm ama olsun

iyi okumalar...

~

Aybars: Ben kapının önüne geldim

Aybars: Kapıya çıkınca şok olma, yalnız değilim...

Aybars'ın şimdi attığı mesaja bakıp kaşlarımı çattım. Bu mesajlardan, daha doğrusu son attığı yalnız olmadığını belirten mesajından, ne gibi bir anlam çıkaracağımı bilmiyordum.

Ne demeye çalışıyordu acaba?

Demre: Tamamdır ben de çıkıyorum şimdi evden

Annemle vedalaşıp hızla spor ayakkabılarımı giydim ve asansöre binip aşağı kata ulaşmasını bekledim. Duyduğum mekanik ses ile kapılar açılınca apartmanın koridoruna adımımı atıp ilerlemeye başladım. Apartmanın siyah demir kapısını açarken Aybars'ın bana arkası dönük yere çöktüğünü gördüm.

Ciddi sandığım çocuğun şu anda yerde ne işi vardı? İçinde ne yaşıyordu acaba?

Aklıma Barlas ile Atlas'ın attığı mesajlar gelince sırıttım. Cidden şu anda o durumda olabilirdim. Yazık... Sakat herhalde.

"Ya abiş! Pamuk şeker alalım!"

Duyduğum kız çocuğu sesi ile kaşlarımı çatıp biraz yana doğru kaydım ve gördüğüm kız çocuğu ile sırıtmaya başladım.

"Aybars! Bana yanında böyle bir cimcime getireceğini söylememiştin!" diyerek Aybars'a baktım. Benim geldiğimi fark eden Aybars hızla ayağa kalktı.

"Geldiğini fark etmedim." diyerek bana baktı. "Annemler aldıkları bir haber ile dayımın yanlarına gittiler. Anneannem fenalaşmış."

"Durumu iyi mi?!" diyerek sözünü kestim anında. "Ciddi bir şey yok değil mi? Bir haber aldın mı?" Endişelenmiştim. Kendi anneanneme çok değer veren biriydim ve bu yüzden hassas noktam olabilirdi.

"Endişelenme, sakin ol ilk önce. Anneannem yarım saatlik bir mesafede oturuyor. Tansiyonu çıkmış, biraz fazla olduğu için fenalaşınca yanına gittiler. Annemden de haber aldım, merak etme." deyip sırıtınca ben de rahatlatmıştım.

"Oh, iyi iyi! Ben de kötü bir şey oldu sanmıştım. Gerçi bu da kötü deö Neyse ben iyice saçmaladım. Geçmiş olsun tekrardan." Aybars gülerek kafasını sallarken duyduğumuz ses ile başımızı aşağıya çevirdik.

"Abiş bu abla kim?"

"Annemler gittiği için kardeşim de bana kaldı. Ayda Abla'ya gideceğimiz için de reddetmek istedim ama reddedemedim. Kusura bakma."

"Saçmalama Aybars." diyerek ona göz devirdim ve küçük kız çocuğu ile boylarımı eşitledim. "Abişin bizi tanıştıracağı yok. Ben devreye gireyim en iyisi. Benim adım Demre. Senin adın ne cimcime?"

Kız bana küçük dişleri ile sırıtıp iki elini birleştirdi. "Benim de adım Güneş. Hani şu yukarıdaki sarı şey." deyip küçük işaret parmağı ile yukarıyı işaret etti. "Ne güzel ismin varmış senin." deyip burnunu sıkınca ellerini yüzünde birleştirip küçük bir kahkaha attı. Bu tavrına gülümseyerek karşılık verirken Aybars'a baktım. "Gidelim mi?" deyince kafamı sallayarak ayaklandım. "Gidelim."

"Abiş pamuk şeker?" diyen cimcimeye bir daha baktım. "Cidden ben gelirken bir pamuk şeker davası vardı." dedim kafam karışmışcasına.

"Güneş, pamuk şeker istedi de. En sevdiği şey abur cubur." deyip Güneş'in elini tutunca yürümeye başladık. "Hangi çocuk abur cubur sevmez ki Aybars? Büyüsen bile seviyorsun."

"Teneffüste habire çikolatalı süt içmenden belli." Aybars'ın dediği şeyle kaşlarımı çatıp ona bakarken aramızdan gelen şaşırma nidasıyla yürürken ki bakışlarımı oraya çevirdim.

"Çikolatalı süt mü var?"

"Yuh!" dedim küçücük kızın dediği şeye. "Hâlâ bu minnoşa bir çikolatalı süt içirmediniz mi?"

"Demre sakın onu destekleme. Zaten pastanede kesin pasta isteyecek. Annem evde yedirmeyince abiş bana yediriyor ama diyor. Sonra da azarı ben yiyorum." Aybars'a gözlerimi devirdim. "Çocuktan al haberi lafını hiç duymadın galiba." dedim ona ve Güneş'in elini tuttum. "Abişine bakma sen. İlk işimiz sana bir çikolatalı süt almak olsun."

Aybars'ın önüne geçip yürümeye başlayınca arkamdan bir şeyler mırıldığını duymuştum ama anlayamamıştım.

~

"Kısacası Ayda Abla, Nihat Hoca'nın doğum gününü kutlayacağız biz. Cumartesi kafeyi iki üç saatliğine kapatabilir misin? Ücreti ne kadarsa biz aramızda konuşur, toplarız."

Ayda Abla yirmi sekiz yaşında genç bir kadındı. Gastronomi ve Yemek Sanatları bölümünden memnun olunca bu kafeyi açmıştı.

"Lafı mı olur canım! Gelin yapın doğum gününü. Üst katta kutlarsınız. Alt katta da müşterilere yer olur zaten." Deyince derin bir nefes alıp verdim ve kardeşine pasta yediren Aybars'a elimle hallettiğimi belirttim. Güneş'in beni fark edip el sallayıp öpücük atınca ona gülümseyip öpücük attım ve dikkatimi Ayda Abla'ya verdim.

"Bu çocuk kim?"

"Sınıftan bir arkadaş." diye bir açıklama yaptım. "Arkadaş yani sadece?" diye sorunca gözlerimi büyüttüm. "Ayda Abla ne diyorsun sen öyle."

"Uzun süredir konuşamıyoruz da zaten. Bir ara size gelince alırım boy ölçünü." İlerdeki müşterinin ona seslenmesi ile Ayda Abla o masaya ilerlerken ben de Aybars ile Güneş'in yanına ilerledim.

"Pastayı beğendin mi civciv?" dedim Güneş'in saçını okşarken. "Çok beğendim Demye." İsmim ona garip geldiği için r harfini söyleyemiyordu. Çocuk da haklıydı. Ben olsam ben de zorlanırdım.

"Bu fıstıklar çok güzel."

"Onlar fıstık değil güzelim." dedi Aybars ve burnunu sıktı küçük kızın. "Sen bir fıstıksın ve fıstığı yiyemezsin." deyince kaşlarımı çattım. "O yediklerin de krokan. Şekerli fındık gibi düşün."

"Doru." dedi. "Fıstıklar, fıstık yiyemez." Güneş geri pastasını yemeye dönerken ben de Aybars'a döndüm. "Ne bu fıstık, fıstık olayı?" deyince dediğime güldü. Ben de tebessüm edince açıklama yapmaya başladı. "Güneş'in fıstığa alerjisi var. Ondan aklında kalması için böyle diyoruz." deyince kafamı salladım.

"Benim gibi."

"Ne?" dedi Aybars benim mırıldandığımı duyunca. "Duyamadım dediğini de?"

"Diyorum ki benim gibi. Benim de fıstığa alerjim var. Yiyemiyorum."

"O zaman sen de bir fıstıksın!" Yüzü çikolata olmuş Güneş bağırınca ona dönüp gülümsedim ve yan sandalyedeki siyah sırt çantamdan ıslak mendili çıkarıp yüzünü sildim.

"Evet ama senin gibi çikolata canavarı olan bir fıstık değilim." Diyerek onu gıdıklayınca ufak bir kahkaha atıp küçük ellerini yine yüzünde birleştirdi.

"Abi Fıstık Demye beni gıdıklıyor!" Deyip yüksek sesli bir kahkaha daha attı. "Kurtar fıstığını."

"Ben de bir fıstığım ve seni yiyeceğim." deyince Güneş beni durdurdu. "Fıstık, fıstığı yiyemez." Aklıma gelmiş gibi kaşlarımı kaldırıp ona baktım. "Ah, doğru. Unuttum bak ben."

"Abiş bak Demye de benim gibi unutkan. Okulda ona fıstıkın olduğunu hatırlat. Aynı benim gibi o da senin fıstıkın değil mi?" deyince yutkunup Aybars'a baktım.

"Evet abişim. Demre de benim fıstıkım ve hayatımdaki fıstık sayısı ikiye çıktı."

~

bölümü nasıl buldunuz?

iyi geceler.
öptüm baayyy.

kulaklık • textingDove le storie prendono vita. Scoprilo ora