Bölüm 16 "Gökkuşağı sıçıyorum."

Start from the beginning
                                    

"Ama fobin-"

"Başkasının dokunmasına dayanamıyorum. Yani ben dokunurum ancak uzaktan."

Gülümsedi. Hem de gerçekten. Yani öylesine değildi. İçtenliği içimi ısıtırken , soğuk kremi parmaklarıma aldım.

Parmaklarımı çenesiyle buluşturduğum da sadece dişlerini sıkmakla yetindi. Hafifçe dolaştırmaya başladığım da inlemişti. Acıdan mı yoksa başka bir şeyden mi inlemişti emin değilim ancak güney bölgelerde esen sıcak hava dalgası yüzünden terlemeye başlamıştım.

Kremi sürmeyi bitirdiğimde bana minnetle bakıyordu.

"Teşekkürler."

"Önemli değil. Benim odamda yatabilirsin. Ben burada yatarım." diyerek ayaklandığımda bileğinden tuttu.

Midem ilk kez fokurdamazken ona döndüm.

"Sorun değil ben burada yatarım ve sana bugün-"

"Ben yastık, ve yorgan getireyim." diyerek sözünü kestim.

Daha fazla konuşmak istemeyerek odadan koşar adımlarla çıktım. Kalbim götümde atarken yorgan ve yastığı çıkartıp omzuna yerleştirdim. Ha bu arada evet insanlara belirli bir uzaklıktan dokunabiliyorum. Kafanızda soru işareti kalmasın.

Ses çıkarmadan merdivenlerden inip salona girdiğimde Sehun'u çoktan göz kapaklarını kapatıp uyuduğunu gördüm. O kadar harikaydı ki!

Ancak onu uyandırmalıydım yoksa sabah beli tutulacaktı.

Yastık ve yorganın kenara koydum.

"Sehun?"

"Hııı~"

"Kalk düzgün yat."

Gözlerini açıp bana baktığında yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluşmuştu. Delirtecek yavaşlıkta olduğu yerden kalktı. Tabi o koca götü kaldırmak zor olmalı. Bu arada baya biçimli götü var. Dokunabiliyor muyuz?

Arkamı ona dönüp yatağını hazırladım. Arkamı dönmemle burun buruna gelmiştik. Şaşkınlıkla açılan gözlerimle geriye doğru bir adım attığımda yaptığım yatağın üzerine düşmüştüm. O ise bana doğru bir adım attığında kaçacak yerim kalmamıştı.

Ne yapıyordu bu?

Gözleri zorla uykuyla kapanıp açılırken yanımdaki boşluğa atmıştı kendini.

Belirli bir uzaklık dediysem bu kadarda yakın değil!

Kafası omzuma düştüğünde titremeye başlamıştım.

Ne yapabilirim?

Parmak uçlarımı şakağına bastırıp ittirmeye çalışsam da kalın kafalı herifi milim oynatamamıştım.

Midemin bulanmadığını söylemiştim ya yalan o! Şuan ölümüne çalkalanıyordu. Kendimi çekmeye çalıştıkça abartılacak kadar kaslı olmayan kolunu belime sardı.

Şaşkınlıkla gözlerim yeniden açıldığında kalkamayacağımı anlamıştım. Tanrım eşek ölüsü gibi.

Yeniden bir şansımı deneyerek kendimi çekmeye çalıştığında boşa çabaladığımı anlamıştım. Derin derin nefesler alıp kendimi sakinleştirmeye çalışırken hamile bir kadın gibi göründüğümüğün gayet farkındaydım. Kafası hareketlendiğinde uyandığını düşünerek hareket etmeyi kestim ancak o gözünü açmak bir yana, bana daha çok sarılmıştı. Midemdeki herşey çıkmak üzere yol alırken dudakları boynuma değdiğinde zaman durmuştu.

Sadece biz varmış gibiydik ve bu... Güzeldi. Ancak bilirsiniz ki her güzel şeyi mahveden birşey vardır ki o da benim midem. Dayanamayacak hale geldiğimde onu tüm gücümle kenara ittim ve ayağa kalkıp banyoya koştum.

Midemdeki herşey çıkarken uçuşan kanatlı geyikler hala orada dans ediyordu. Aynada kendime baktığımda gülümsedim.

Kya~~ o bana sarıldı.

Ayy.. Tanrım sanırım gökkuşağı sıçıyorum.

Çok güzeldi çok güzeldi.

Diye tepinirken ayak seslerini duymamla durdum. Banyonun kapısı açılırken bir adet saçı başı dağılmış kıçını kaşıyan Baekle karşılaşmıştım. Elimi ona sallarken beni görmemişti bile.

Altındaki -benim olduğu her yerinden belli olan- yeşil, üzerinde geyikçikler olan picimamın iplerini çözüp aşağı indirmesiyle ne yapma-

WTF!

Yo, hayır! Baek sakın onu indirme!

Hayır!

"AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA!"

"AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA!"

Boxer'ını indirmesiyle çığlığı basmıştım. Tabi o da benim çığlığımdan korktuğu için bağırmıştı. İkimiz de birbirimize bakarken gözüm fazlalığına takılmıştı.

Bu ne lan küçücük!

"Ahahahahahaa"

Baek şaşkınlıkla hemen önünü kapatırken ben yerde anırarak gülüyordum. Oğlum o ne lan küçücük kuş gibi. Hanimiş cik cik. Hahaha!.

Tabi bu gürültüye dayanamayan bir adet Yoda koşarak içeri girer ve sümüklü Baekhyununu kolları arasına alır.

"Ne oldu baek? İyi misin? Naptı bu sapık sana? Ha söyle!"

"Şey..." diyerek elini daha da bastırdı Baek.

Salak Yoda bırakta çocuk işini görsün. Abimi çekerek dışarı çıkardığımda bana öyle bakıyordu ki baekhyun u oradan çıkarıp tuvalet işimi görmem gerekebilirdi.

Abim tam şaplak atmak için elini kaldırırken Sehun kdrama edasıyla slowmotion da 'hayııır' diyerek geliyordu.

"Ne hayırı lan?"

"Şey... Pardon... Hihi ne kaçırdım?" utanarak sorarkan o kadar şekerdi ki~~

"Baban şekerci mi senin?" demekten alıkoyamamıştım.

Sehun bana *whatdedingülüm* der gibi bakınca sustum.

"Tanrım nereye düştüm ben!" diyerek abim saçlarını homurdanarak çekiştirirken Baek -abimin gözünde- pamuk prenses edasıyla çıkmıştı. Tabi bu sırada abimin ağzı 10 metre açılmış, salyalarını şapur şupur dökülüyordu.

"Ben çişimi yaptım." dedi kızararak Baek.

Aferin baek'e hadi bir de alk-

Abi?

Abim utanmadan alkışlarken ben daha fazla dayanamayarak odama döndüm.

Sanırım artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı ha?

#Meraba gençler bugün bölümü erkenden paylaştım. Umarım beğenirsiniz ^-^ Ancak önceki bölümün votelarindan hiç memnun değilim. Bu tarz şeyleri takıntı yapmam ancak bir bölüm 50 vote üstü alırken diğer bölümün 30 vote u zor bulması... Eğer hatam varsa söyleyin lütfen bende ona göre devam edeyim.

Can We Start With KISSING?Where stories live. Discover now