101 dalmatians

Magsimula sa umpisa
                                    

"Biri tersinden kalkmış."
"Annem bana güveniyor. Onu yüzüstü bırakamam." Yeol'un kafasına vurup konuştun.

"Bunu yapabiliriz!" Kai konuştuğunda üçünüzün gözleri ona çevrildi. "Tabi birlik olursak."

Ekledin. "Ve yapana kadar geri dönmeyeceğiz. Çünkü biz iğrenciz... sonuna kadar."

Son iki kelimeyi hep birlikte söylemiştiniz.
Elena konuşmaya başladı.
"Bu arada İyilik Perisi taç giyme töreninde asayı kullanacakmış, hepimiz gitmeliyiz. Giyecek hiçbir şeyim yok tabii,"

Kapı tıklatıldığında ona döndün.
"Lafını unutma."

Ayağa kalkıp kapıyı açtığında karşında Lay duruyordu.
"Hey, Y/N. Bu gün sizi göremedim. Bir şeye ihtiyacınız var mı diye sormaya gelmiştim. "
"Bildiğin kadarıyla yok, hayır." İçeridekilere bakıp konuştun.
"Tamam, pekala." Lay geri geri yürürken konuştu. "O zaman bir şeye ihtiyacınız olursa-"
"Şey, bir şey var." Konuştuğunda Lay sevinçle yerinde durdu.

"Taç giyme törenine hepimizin geleceği doğru mu?"
Sorduğunda sana gülümseyerek cevap verdi.
"Elbette, bütün okul davetli."
"Vay canına, gerçekten çok heyecanlı. Acaba dördümüzün en ön sırada, İyilik Perisi'nin yanında oturma şansı var mı? Böylece biraz iyilik öğreniriz."
"Keşke, ama ön sıra sadece bana, arkadaşlarıma ve kız arkadaşıma ayrıldı.
"Kız arkadaşına mı?"
"Evet, üzgünüm."
"Teşekkürler, görüşürüz."

Kapıyı açıklama yapmaya çalışan prensin yüzüne kapatıp diğerlerine döndün.

"Aşkitonun kendine yeni bir kız arkadaş bulma zamanı geldi bence. Bana bir aşk büyüsü lazım."

Elena elini büyü kitabına doğrulttu ve tek bir hareketle sana fırlattı.
"Gördünüz mü? Giderek iyileşiyorum şu büyü işinde."
Kai ise kolunu Elena'nın omzuna atarken konuştu.
"İşte benim kızım."
~
"Tamam, hala bir damla gözyaşına ihtiyacımız var ve ben asla ağlamam."

Büyü kitabındaki tarifi okurken konuştun. Geceyarısını beklemiş ve mutfağa, büyülü kurabiyelerden yapmaya inmiştiniz.

"Biraz soğan doğrayalım." Chanyeol konuştuğunda ona döndün.

"Hayır, bir damla insan hüznü yazıyor. Bu aşk iksiri en iyi yorumları almış o yüzden ne diyorsa yapmalıyız."

"Gözyaşı gözyaşıdır." Elena bıkkınlıkla konuştuğuna Kai ona döndü.
"Yanılıyorsun, Ella. İkisinde de antikorlar ve enzimler var ama duygusal gözyaşında tepkisel gözyaşından daha fazla protein bazlı hormon var."

Elena yüzüne bir sırıtış yerleştirdi. "Şu konuşana da bak."

Mutfağın kapısı açıldığında hızlıca büyü kitabının üstüne bir şey örttün.

"İşte buradasın Y/N! Seni arıyordum." Gelen Cheng Xiao'ydu. "Bütün kızlar saçlarını yapmanı istiyor. Gece atıştırması mı? Ne pişiriyorsunuz?"

"Özel bir şey değil, kurabiye." Omuz silkerek konuştuğunda Cheng Xiao'nun parmağını kurabiye hamuruna batırmasını beklemiyordun. Genç kız hamuru tadarken dördünüz birlikte konuştunuz.

"Hayır hayır hayır!"

"Ne? Hepsini yiyecek değilim."

"Farklı hissediyor musun?" Elena sorduğunda ekledin. "Bir şeyi kaybetmiş gibi mesela?"

Kai ise görünüşe göre bu durumdan yararlanmaya karar verip o büyüleyici gülümsemelerinden birini kıza sundu. Elena'nın tepkisi ise göz devirmekti.

Cheng Xiao birkaç saniye durup konuştu. "Damla çikolata iyi olur."

Kai'nin yüzündeki gülümsemenin yerini anlamayan bir ifade aldı.
"Damla mı?"

O sırada sen ve Elena rahatlayarak tuttuğunuz nefeslerinizi verdiniz.

Cheng Xiao buzdolabından bir kase çıkarıp masaya bıraktı.
"Damla çikolata. Yani en önemli besin maddesi."

Kaseden bir avuç alıp kurabiye hamurunun içine atarken konuştu.
"Ne yani, anneniz hiç size damla çikolatalı kurabiye yapmadı mı?"

Anlamaz bakışlarınızı gördüğünde konuşmaya devam etti.
"Mesela, üzgün olduğunuzda fırından taptaze çıkarlar ve yanında koca bir bardak süt sonra anneniz sizi güldürür ve elinden gelen herşeyi yaparak... Niye hepiniz bana öyle bakıyorsunuz?"

Buruk bakışlarınızı görünce sordu.
"Bizim orada işler biraz farklıdır." Chanyeol konuştuğunda Cheng Xiao konuşmaya devam etti.

"Yani biliyorum ama düşündüm ki, kötüler de çocuklarını sever, değil mi?"

Üzgün bakışlarınızı ve Kai'nin Elena'ya sarılmasını gördüğünde ise onun yüzünde de üzgün bir ifade belirdi.
"Oh..." senin elini tutarak devam etti. "Ne kötü."

Kızın yüzüne baktığında yanağından süzülen bir damla gözyaşını gördün. Düşmesine izin vermeden yakaladın ve kurabiye hamurunun içine bıraktın.

"Evet, neyse. Laflamak isterdik ama bunları fırına koymamız gerek yine de uğradığın için teşekkürler." Kızı dışarı iteklerken konuştun.
"Yarın görüşürüz, kötü rüyalar..."

Kız mutfaktan çıktığında karşındaki üçlüye döndün.
"Pekala, çocuklar, tepsi. Elena, fırın."

🌊

Long Live Evil | Lay OC |Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon