22.Bölüm

6.3K 187 72
                                    


Şilan'dan

Yavaştan dolan gözlerimle Ağamın vereceyi cevabını bekliyordun. Gerçekten beni seviyor muydu? Bana çok farklı davranıyordu artık evet ama belki bana saygı duyduğundan öyle davranıyordur beni sevdiğinden değildi... öyle düşünüyordum.

Nefesimi hüzünle dışa verip daldığım düşüncelerimden kopup karşımda gözlerimin içine bakan ağama çevirdim. Ifadesizdi Bakışlarından veyahut duruşundan hiç bir şey anlaşılmıyordu gözümden akan gözyaşımı elimin tersiyle sildim hemen başımı elimde Peluşa indirdim.

Hâlâ ses çıkmıyordu Ağamdan bir şey demeden arkasını dönüp gitti. Gitmesiyle şaşkınlıkla kala kaldım hareketine, hiç bir şey demedin gittmişti okadar mı yanlış bir şey sormuştum o kadar mı koymuştu sorduğum beni seviyor musun diye sormuştum çok basit bir soruydu neden böyle yaptığnı gerçekten anlamadım.

Elinde elma şekerle koşan Lorini görmemle yüzümde ıslaklıkları hemencik silip gülümsedim. Kollarıma atlayıp sarıldı kucağıma alıp belime yerleştirdim. "Silan bak Diyar amcam ne aldı" Elindeki elma şekerini hem gösterip yiyordu "A Çok güzelmiş " dedim yanağına öpücük bırakarak.

"Bu'da sana Gül suyu " diyen Diyara çevirdim bakışlarımı elinde bana uzatılmış elma şekeri vardı sadace tebesüm edip elinden almıştım "Sağol" Paketini açmaya çalıştığımda Lorin kucağımdan inmek istemişti eğilip onu yere indirdiğimde Diyar Paketini açmıştı bile "Daha önce hiç yememiştin değil mi?"

Başımı salladım sadece "tadı çok güzel
Eliden alıcaktım ki kendisine çekmesiyle göz göze gelmiştik ne yapmaya çalışıyordu bu gene "Verirmisin artık Diyar " dedim oflayarak vereceyi yok herhalde saçma saçma sırıtıp elime verdi "Yemesini bilmiyorsun ki"
Gözümü devirip "Bilmeyecek ne var yecem işte" der demez elmaya ısırık attığımda dişimi hissetmedim kırıldı mı acaba çok sertti taş gibi.

Diyar keyifle halime kahkaha atıyordu "Bilmiyorsun işte yemeyi "
"Alla halla öğret de gel çok bilmiş taş gibi ev çi ye" Hâlâ kahkaha atıyor ya
Geri Paketine koyup eline bastırdım
"Al istemiyorum elmanı şekerini " Yüzümü ekşitim dişim zonkluyordu acıdan pislik bilerek yaptığını bilmiyorum sanki yanından gidip Bejna ve Milan Abinin yanına gittim.

"Çok güzel burası Şilan iyikine gelmişiz" Gülümsedim Milan abi sesiz kalmıştı tam bir şey diyecekken Azadın gelmesiyle sustum. "Ça va yi Bremın" diye birbiriyle tokalaşmışlardı konuyu açma zamanı gelmişti anlaşılan Azad bana bakış atmasıyla beni ile Bejnayı başıyla işaret ederek yolamıştı bizi.

Bejnanın koluna girip uzaklaşıp Feyza'nın yanına gittik. "Hadi bakalım Bejna hayırlısı olsun inşallah Ağam ikna eder Milan ağabeyi" diye kulağına fısıldadım. Gülümsedi burukca "inşallah"

Milan'la bi banka geçip karşılıklı oturuyordu Azad ağa ile ellerini masanın üzerine koyup billeştirmişti lafa nasıl gireceğini bilmiyordu ağa.
Bıkmışcasına püfledi nefesini dışarıya
Ileride karısının onu izlediğini gördü
Merak ediyordu oda bi kaç saniyeliğine gözgöze gelip bakıştılar.

Ağa geri önüne dönünce Milan başladı konuşmaya "Ee ağam nasıl şirkette işler çok yoğunsundur eh tabi koskoca Mardinin Ağası Azad Alhambra kolay değildir tabi" dedi büyük bir hayranlıkla ağasını çok seviyordu beraber büyümüşlerdi

Az kurnazlık yapmadılar çocukken.
Dediklerine tebesüm ettmişti ağa sadece o da çok severdi Milan dostunu araları bozulcak diye de üzülmüyor değil sırf bir Kadın yüzünden araları bozulmasını hiç istemiyordu.

"Bremın" dedi Azad ağa birden en iyisi direk lafa girmek gevelemeyi hiç sevmezdi "Ağam hayırdır bişey mi oldu?" Dedi merakla iyi gibi gözükmüyordu ağası "Sen şu kıza sevdalı mısın?" Milan birden bire duraksamıştı böyle bir sor bekmeliyordu bişey dememişti başını öne eyimişti.

Kuma - (Karmaşık Sevda)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ