#13

5K 702 513
                                    

"Ne var Jisung?"

Ellerimi cebime yerleştirirken, sinirli bakışlarımı karşımda yanında kız arkadaşıyla gülüşen ve benim geldiğimi yeni fark eden Hyunjin'e çevirmiştim.

"Konuşmamız gerek."

Hyunjin kolunu yanındaki kıza atmış ve onu kendine daha da çekmişti.

"Konun ne olduğunu biliyorum, ve konuşmaya değmez bile."

Sanırım gözüm seğiriyordu, kaç yıllık dostumuza ne olmuştu böyle?

Ve daha geçen gün, birlikte eğleniyor gülüşüyorduk. Şimdi ne değişmişti?

"Hyunjin, son kez söylüyorum. Ya kalkarsın—"

Hyunjin sinirle ayağa kalmış ve tam karşıma durarak ellerini okul pantolonun cebine koymuştu.

"Ya da ne?"

Kaşlarım çatılırken, ellerimi cebimden çıkarmış ve yumruk haline getirmiştim.

"Sana neler oluyor?"

"Bir şey olduğu falan yok, sadece sıkıldım."

Onun bu sözü beni daha sinirlendirirken, gözümün önüne gelen tüm gün boyunca ağlayan Jeongin ile kendime engel olamamış ve yumruğumu çoktan Hyunjin'in yüzü ile buluşturmuştum.

"Seni oruspu çocuğu!"

Ağzımdan dökülen küfüre engel olamazken, Hyunjin bir iki adım geriye sendelerken kız arkadaşının çığlığı ile göz devirirken kollarımı göğsümde birleştirmiştim.

"Ne yaptığını sanıyorsun?"

Kız tüm gücü ile çırlarken, okulun yarısının gözlerinin üzerimize çevirildiğini hissedebiliyordum.

Hyunjin sinirle bana dönmüş ve üzerime doğru yürümeye başlamıştı.

Kavga istiyorsa ben de karşılık verebilirdim.

Ama bir anda durmuş ve arkamdaki bir yere kaşlarını çatarak daha da sinirle bakmıştı.

Bakışlarımı arkama çevirdiğimde, tam arkamda kolları göğüsünde bağlı duran kişi kalbimin hızlanmasına neden olmuştu.

"Derdin ne Hyunjin?"

Gözlerimi kırpıştırarak bakışlarımı Minho'dan Hyunjin'e çevirmiştim.

"Asıl sizin benimle derdiniz ne?!"

Minho kollarını indirmiş ardından parmaklarını parmaklarıma geçirmiş ve beni arkasına almıştı.

"Derdimizin ne olduğunu en iyi sen biliyorsun, Jeongin'i üzmeyi ne zaman bırakacaksın?"

Hyunjin'in gözleri durgunlaşırken, ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Daha iki hafta öncesine kadar Jeongin bana Hyunjin ile ne kadar eğlendiğini ne kadar mutlu olduğunu anlatırken, şimdi ise kucağımda onun yüzünden ağlıyordu.

Ya Hyunjin Jeongin'in sevdiğini anlamıştı, ya da başka bir şey vardı.

Bu olayı çözmeliydim, çünkü arkadaşımın üzülmesine daha fazla dayanamıyordum.

"Her zamanki halim, üzülmesi onun suçu."

Hyunjin'in üzerine yürüyeceğim sırada Minho beni bırakmamış ve arkasına çekiştirmişti.

"Ya Jeongin'i eskisi gibi mutlu görürüm, ya da Jeongin'in hayatından artık def olup gidersin. Aksi takdirde Jisung'dan önce ben seni hastenelik ederim."

Minho, ben, Jeongin ve Hyunjin.

Dördümüz çok yakın arkadaştık, bu son ay anlam veremediğim şeyler oluyordu. Özellikle Jeongin ve Hyunjin'in arasında.

Onların bu durumu Minho ve beni de etkiliyordu.

Bizim arkadaşlığımız fazla tuhaftı; Jeongin Hyunjin'e, ben de Minho'ya aşıktım.

grace with loveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin