~Karşılaşma~

969 102 87
                                    


~keyifli okumalar *-*

Kendisi sadece eşyaları hareket ettirebiliyordu. Kız nasıl oluyordu da ikisini birden yapabiliyordu ki?

Kütüphanedeydi, yani araştırma yapabilirdi.

Bu konuyla ilgili birkaç kaynak bulması bile saatlerini alırdı. Başta vazgeçmek istese de kızın o küstah tavırlarını anımsayınca aramaya devam etmesi gerektiği hissine kapıldı.

Onun kendisinden iyi olmasını kıskanmıştı.

Bulduğu iki kaynağı üst üste koyup masasına geçti. Bu iki kitabı bulması bile yarım  saatini almıştı ve daha göz atması gereken birçok kitap olduğuna emindi.

"Sırayla gideceğim."dedi içinden.

"Yavaş yavaş, hepsini bir günde okumamın imkanı yok ki zaten.."

Sayfaları karıştırırken aradığını buldu ve sevinçle bağırdı.

"Buldum!"

Kütüphanede olduğu aklına gelince etrafta kimse var mı diye tekrar baktı. Ama hayır, hem ders saatiydi hem de okulun kütüphanesini birkaç manyaktan başka kimse kullanmazdı.

Bulduğu sayfayı heyecanla okurken kapının açılma sesiyle bütün dikkati dağılmıştı. Kim olduğuna bakmak için kafasını çevirdiğinde bunun Marinette'nin yanındaki gamzeli çocuk olduğunu gördü.

Oğlan içeri girip kapıyı kapattı ve hızla Adrien'ın yanına koştu.

"Yardım et, lütfen bana saklanacak bir yer bul!"

Adrien hızla ayaklanıp kütüphaneye göz gezdirdi. Şimdi nereye saklayacaktı şu koskoca çocuğu.

Kütüphanedeki masaların örtüsü yere kadar uzanıyordu. Masanın altına saklanabilirdi.

"Masanın altına gir, hemen!"

Adını bilmediği genç telaşla masanın altına girdi. Adrien sandalyesine oturup hiçbir şey olmamış gibi davranacaktı.

Sadece ikisinin duyabileceği nie sesle fısıldadı.

"Bana bir açıklama yapacaksın.."

"Tamam, tamam. Sessiz ol, yakalanmak istemiyorum.."

Adrien gülümsedi, insanların kozlarına sahip olmak hoşuna gidiyordu.

Birkaç saniye sonra koridorda tiz bir ses yankılandı.

"Seni lanet şey! Bu yaptığını sana ödeteceğim! Ağh, bu tamamen saçmalık!"

Chloé..

Adrien aklından geçen ismi bu kadar sinirlendiren şeyin ne olduğunu düşündü.

Kapı hızla açıldığında umursamaz bir ifadeyle oraya baktı.

Chloé sinirden kıpkırmızı bir halde, elinde boya fırçasıyla ve burnundaki kırmızı noktayla söyleniyordu.

"Luka! Seni öldüreceğim!"

Adrien ayağa kalkıp en iyi arkadaşının yanına gitti.

"Hey, neyin var Chloe? Bu halin ne?"

Kızın burnundaki boyayı silmeye çalışıyordu ama nafile boya hiç geçmiyordu.

"O Luka denen beceriksiz burnumu kalıcı boyayla boyadı. Pislik! Şu halime bak Adrien!"

Gözleri dolmuştu ve ağlamamak için kendini zor tutuyordu.

"Saçmalık! Ne yapacağım ben şimdi?"

~SOLEIL ET LUNEWhere stories live. Discover now