🌹Kokusunda Can Bulduğu..

176 49 16
                                    


Saatler dakikaları kovalarken,günler ise birbirini kovalıyordu. Şu kısacık hayat aksine bana bir ömür gibi gelirken,  mutluluğum geçte olsa bana gelmişti. Şu zamana kadar mutluluğumun gölgesinde ki, kötülükler bir, bir, yıkılmıştı. Yeni bir yaşam,yeni bir umut,yeni bir gelecek veren diğer yarım. Evimin, yüreğimin koruyucusu yanımdaydı  artık. Oysa mutluluk kimi ne göre ne kadar kolaydı. Kimine göre ise zor ve beklemek gibiydi.

Hayallerimin arasından tekrar çıka  gelmişti Kemal, şu sıralar herkese karşı zor bir dönem atlattığımızı Ailem düşünsede benim için zor değildi. Taman başta çok zorduk ve ulaşılmaz, ama şimdi değil. Kemal her ne kadar Ailesi ile problem yaşamış olsada. Bir tercih meselesine getiren Babasıydı.

Annesi her ne kadar bir yandan hem Babasını hem oğlunu ikna etmeye çalışsada. Kemal'geri dönüşü yok Annesi, eğer bir daha onun ile ilgili tek bir cümle daha duyarsam beni unut' demişti.

Ezra ise Abisini haklı buluyordu. Ve daima yanımızda olacağını belirtmişti. Şuana kadar ise onun ile, ilk kez evlendikten sonra yüz yüze gelmiştik.

Beni can kucağı ile sarmıştı. Ve Kemal gibi sevgi doluydu. Birbirlerinin zıttıydı. Kemal ne kadar esmer ise o bir o kadar kumraldı. Ve asiydi beden dilinden belliydi. Ama çok güzel ve iyi birisiydi. Bu gün bize kahvaltıya gelecekti. Üzerimdeki kırmızı elbiseyi düzelttiğimde. Odadan çıkarak adımlarımı mutfağa yönlendirdim. Bu günlerde Kemal çok yoğundu. Yeni bir iş için küçük bir şirket açacaktı.

Her şeye rağmen yılmayan gücü beni büyülüyordu. Bilinçli ve akıllı davranıyordu. Bir kaç gündür hep erkenciydi. Ve eve bazen geç gelmeye başlıyordu. Onu anlıyordum bana neler yaptığını anlat mıyordu. Çünkü süpriz yapmak istiyormuş bitmeyen süprizler, Yüzümdeki gülümseme ile artık evimi yadırgamadığımı fark ettim. Evimi benimsemiştim, ona ait herşeyi benimsediğim gibi.

Ocağa çay suyunu koyduğumda, buz dolabını açtım. Kahvaltılıkları tezgaha koyduğum da, kapının zil sesi yankılanması ile, Gülümsedim.
Kapıya adımladığım da ise,

"Geldim."

Elimi kapı koluna koyup açtığımda ise gülümseyerek elindeki fırın poşetini gösterip,

"Ben geldim. Yengelerin bir tanesi"diyerek yanağıma bir öpücük kondurup,

"Sıcak, simit aldım bize" dediğinde, evin içerisine girdiğinde gözleri ile eve bakınıp,

"Kemal nerede,"diyerek konuşması ile,

"İşleri varmış malum yeni şirket koşturma peşinde"dedim.

"Bilirim, bilmez olur muyum."

Başımı sallayarak koluna girdim."Madem erkencisin bana yardım etme vakti. "

Dediğimde Ezra gülümseyerek başını salladı. Mutfağa doğru adımladığımızda, Kaynayan suyu çaydanlığa demlerken,Ezra kahvaltılıkları hazırlıyordu. Tepsiye hazırladığı kahvaltıyı bahçeye çardağa götürdüğünde tam çaydanlığı alacakken.

Telefonumun çalması ile elimi cebime sokup, arayan Kemal'i cevapladım.

"Kemal."

"Nefesim uyandın mı ? "

Göremeyeceğini bilsem de, Başımı salladım. Tezgaha dayandım.

"Uyandım. "Dedim sesim kısık çıkmıştı.

Ona alışmıştım. Onun ile uyumaya uyanıpta onu görmeye beni izlemesine çok alışmıştım.

"Bu gün yine sensiz uyandım."

BAHAR Where stories live. Discover now