En son gözleri bende kalmıştı. Derince baktıktan sonra öğretmeninden söyleyeceği şarkının sözlerinin yazılı olduğu kağıdı aldı.

    Elini ensesine attıktan sonra tekrar etrafa bakındı. Oldukça gergindi ama bunu belli etmiyordu.

    Bana tekrar baktığında gülümsedim. Ona destek olmaktı amacım...

    Gözlerini kapatıp şarkıya başladı.

The way to love me isn’t hard
Just hold me tight like you are now
We don’t know what will happen to us later
But I like that nothing’s decided

Who cares what others say?

We can’t live without each other, so what’s the problem?

We can be more in love together

Gözlerini açtı ve derin bir şekilde bana baktı. Direk gözlerime bakıyordu.

Ve sonraki söz dizilerini hafifçe gülümseyerek söyledi.

If you start to like someone else
If I get used to not being with you
When that time comes, when it’s that time
Only then we can break up

(Eğer ki başka birini sevmeye başlarsan ve ben sensizliğe alışabilirsem, o vakit geldiğinde, ancak o vakit geldiğinde ayrılabilirsin benden...)

Bende gülümseyerek baktığımda göz kırptı. Ne kadar güzel seviyordu sevgisiz büyütülen bu çocuk...

Hiç bırakmayacakmış gibi, asla bırakamayacak gibi...

The way to love you isn’t hard
If I smile once more and care for you more
The way we love isn’t hard
If we look at each other like it’s the first time every time

Who cares what others say?

We can’t live without each other, so what’s the problem?
We can be more in love together

If you start to like someone else
If I get used to not being with you
When that time comes, when it’s that time

Then, then

Whether you want it or not, I’m going to hold onto you
When I get too tired that I can’t even walk
When that time comes, when it’s that time

Only then we can break up

Only then we can break up...

    Şarkıyı bitirdiğinde sınıftan çok yüksek sesli bir alkış koptu.

    Jungkook ise sadece bana bakıyordu. Kimine göre bakışlarında ifadesizlik vardı ama ben gözlerindeki en ufak duygu parçasına bile bağımlıydım.

    Bir kaç kişi şaşkınca bir bana bir Jungkook'a bakıyordu. Ama ikimizde takmadık.

    Jungkook elindeki kağıtları öğretmenine verip ilk önce öğretmeninin önünde daha sonra sınıfın önünde saygıyla eğildi.

    Hızla yanıma gelip oturduğunda bazıları hâlâ bize bakıyordu.

    Sırada yanıma oturduktan sonra ellerini yumruk yapıp kafasını sıraya dayadı Jungkook.

    Saçlarını okşayarak rahatlatmaya çalıştım. Jungkook'un kendini zor tuttuğu fazla belliydi.

    Teneffüs zilinin çalmasıyla sırasından aceleyle kalkıp kapıya doğru koştu.

AGORAFOBİ🍓  |Jikook  <tamamlandı>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin