Gittin fakat bir gün bile unutamadım seni.

180 20 14
                                    

Seni ilk gördüğümde sarı saçlarınla uyumlu olan bir gözlük takıyordun sevgilim üstünde de sarı bir bluz ve yırtık pantolon vardı. O gün gözüme çok yakışıklı gelmiştin...
Ah bir de yanında bir kedi vardı. Kediye gözlüğünü takmaya çalışıyordun ama sanırım kedi pekte bundan hoşnut değildi . Takmaktan vazgeçip kediyi sevmeye başlamıştın.
Ah bir de o yüzünden eksilmeyen gülümsemen. Belki de ben o zaman aşık olmuştum sana sevgilim. Gülüşüne, kediye olan bakışlarına ya da saçlarına...

Sonra nedendir bilmem ama bir istekle seni takip etmeye başladım.
Bir çiçekçiye girmiştin sevgilim. Ismini bilmediğim bir çiceğe bakıyordun mavi bir şeye benziyordu çiçeklerden anlamazdım ki ben...
Sonra evine gittin ve ben seni evine kadar takip etmiştim. Evinin nerde olduğunu öğrenmiştim...Resmen seni yansıtıyordu sevgilim. Evin duvarları aynı saçların gibi sapsarıydı. Düzenli bir bahçen vardı...

Kendi evime doğru yol alırken çiçekçiye uğradım ve o baktığın mavi çiceklere baktım meğersem ismi smeraldoymuş... Bu çiçeğe nasıl baktığını gördükten sonra dayanamayıp bir buket yaptırıp evine yollamıştım belkide çılgınca bir şeydi benim için ama bu zaman içerisinde umrumda değildi ki o an onu yapmak istemiştim ve yapmıştımda. Notta yazmıştım kendi el yazımla o zamanlar hatırlıyorumda ne kadar heyecanlıydım resmen o yazıyı yazarken ellerim titriyordu hatırladığım kadarıyla şöyle yazmıştım;
Bayım öncelikle rahatsız ettiğim için özür dilerim. Bugün sizi bir çiçekçide gördüm ve bu çiceklere öyle güzel bakıyordunuz ki...
Ah sanırım beni etkilediniz.
Bu çiçekleri kabul etmeniz dileğiyle.

Evet sanırım böyle yazmıştım nota ismimi de yazmamıştım çünkü sadece güzel bir anı olarak kalmanı istiyordum sevgilim ama işler hiçte benim istediğim gibi olmamıştı.

Bir kaç gün sonra yine seni gördüm. Bu sefer o güzel sarı saçlarını bir şapkayla kapatmıştın sevgilim ama yinede sana çok yakışmıştı. Kütüphaneye kitap okumak için gitmiştim  ama nerden bilebilirdim ki seninle karşılaşabileceğimi yanıma gelmiş kitap seçerken bana bir öneride bulunmuştun sevgilim...
"Imm... eğer Bilinmeyen Bir Kadının Mektubunu okumadıysan okumanı tavsiye ederim. Gerçekten güzel bir kitap." Böyle demiştin sevgilim işte biz tam da o anda tanışmıştık. Birlikte kitap okumayı da teklif etmiştin kabul etmiştim bende elime geçen fırsatı neden değerlendirmeyeyim ki? Kitaplarımızı okuduktan sonra beni tanımak istediğini söyledin sevgilim... Gerçekten çok şaşırmıştım beni tanımak istiyordun Min Yoongiyi...
Teklifini kabul ettikten sonra bana gülümsemeni sunmuştun.
Telefon numaramı almış beni arayacağını söylemiş ve beni kendimle başbaşa bırakmıştın sevgilim.
Sonradan aklıma gelmişti sana çiçek gönderdiğim.
Benim gönderdiğimi öğrendiğin için mi benimle tanışmak istedin?
Ya da ansızın kendi isteğinle mi tanışmak istemiştin bu tarz sorular kafamın içerisinde cevaplarını bekler bir şekilde eve gitmiştim...

Aslında hiçte benim düşündüğüm gibi değilmiş. Aynı okuldaymışız öyle söylemiştin.
Nasıl seni farketmemişim sevgilim?
Oysaki herkesin seni farkedebileceği bir güzelliğin vardı.

Sonrasında beni müzik sınıfında gördüğünden bahsetmiştin ve benim gibi şarkı söyleyebilmek istediğini söyledin...

Ah...bir de en büyük hayalin idol  olmakmış sevgilim.
Benden kendini geliştirmek için yardım istediğini  hatırlıyorum da yüzümde buruk bir gülümsemeye engel olamıyorum. Her tarafımı seninle geçen anılar sarıyor sanki kara bulutlar misali. Birilerine seni anlatırken hep gözlerim doluyor sevgilim.
Seni özledim galiba...

Spring Day/YoonminDonde viven las historias. Descúbrelo ahora