"Evet, beni küçük kardeşi gibi görmesi dışında bir sorun yok" kıkırdayarak elindeki biradan bir yudum daha aldın.
Sehun ve Azura karşında sarılarak otururken sinirlerin bozuluyordu.
"Ah, Kris her zaman kapalı bir adam oldu. Hem dostu hem iş arkadaşı olmama rağmen bana bile anlatmaz hiçbir şey" Sehun yüzünü buruşturdu ve daha sonra Azura'nın saçlarını koklayarak bir öpücük kondurdu.
"Tanrı aşkına, şu saçma oynaşmanıza son verin! Acı çekiyorum ben be! " cırlayarak kolunu masaya uzattın ve başını da koydun.
"Onu görevli odasında görmemin üzerinden dört ay geçti. Ve bir de şu saçma şarkı olayı var işte..." gözlerin dolu dolu olmuş, etrafa puslu bir pencereden bakıyor gibiydin. "Anonimden yazdıklarıma cevap dahi vermiyor. Tek istediğim bana umursamaz da görünse birkaç cevap yazmasıydı. İlk defa annem ve çevrem dışında kendim için bir şeyler istedim"
Anneni kliniğe yatırmış olduğun aklına geldi.
"Anneme verdiğim ilaçların etkisiyle gün boyu uyuyordu ve uyanık olduğu zamanlarda çığlık çığlığa bana nefretini haykırıyordu. Sonunda onu hastaneye yatırdım. Başımda böyle tuhaf dertler varken ne sikime aşık oldum ki? " ağlayarak burnunu çektin ve çevrene nasıl bir izlenim bıraktığını umursamadın.
"Belki de daha olabilir bir sevgiye ihtiyacın vardır. Hem çok güzel bir kızsın, neden ümitsizliğe kapılıyorsun? " Azura doğrulup elini senin koluna koydu.
"Sanırım bir süre aşka dair bir şey duymak istemiyorum" sen Azura ile dertleşmeye devam ederken Sehun'un telefonu çalmıştı.
"Bir sorun mu var Kris? " masada uyuklamaya başladığın için ne Azura'yı ne de onun sevgilisini dinliyordun. Oldukça rahatsız olan bu masada olmak bile bulanık zihnine darbe indiremiyordu.
"Sana konum atarım. Burası sevebileceğin bir yer" iki sevgili birbirlerine kıkırdarken sen çoktan uykuya dalmıştın.
Yarım saate yakın bir süre sonunda Kris gelmişti. Sehun ve Azura yüzlerindeki sinsi gülümsemeyle onun masaya doğru yürüyüşünü izliyordu.
"Ah, saat gece yarısına geliyor Hunnie! İnanamıyorum, çok geciktim; beni hemen eve bırakmalısın! " genç kadının yalandan telaşıyla Sehun da ayaklandı ve apar-topar çıktılar. Sehun çıkmadan evvel hesabı da öderken ne yapacağını bilmeyerek ayakta dikilen Kris'e bakıyordu.
"Cidden sızdın mı? " nefesini sesli şekilde verip, karşına oturdu. Dudakların büzüşmüş, saçların alelade yüzüne dökülmüştü. Havalara uygun giyinmeyi bilmediğinden midir; üzerinde kısa kollu bol bir tişört vardı. İçerisi de dışarısı gibi soğuktu ve Kris üşütebileceğini düşündü. Üzerindeki ceketi ayaklanıp, omuzlarına bıraktı.
Rüyanda gördüğün her ne ise, arada bir yüzünde "hıh"lar gibi tuhaf bir gülümseme peyda oluyordu. Genç adam bu şaşkın haline bakıp bir süre sonra kıkırdamaya başladı. Seni evine nasıl bırakacağını düşünürken telefonunu çıkardı. Sehun'u hızlı arama listesinden aradığında yavaşça kulağına götürdü.
"Efendim Hyung"
"Azura'ya sorar mısın, arkadaşı sızdı ve ev ad-"
"Yanındaki şaşkın bugün evde ilk yalnız gününü geçirecekti. Sanırım ona bugünlük bakman gerekiyor" yüzüne kapanan telefonla kaşlarını çattı.
Sevgilinden mi ayrılmıştın? Ailenden birisine mi bir şey olmuştu? Bunu uyanınca sana sorabilirdi.
Varlığını belli eder gibi uykunda homurdandın. Kris inanamıyor gibi başını sağa sola salladı ve seni kucaklayarak mekandan çıktı. Hesabın ödendiğini öğrendiğinde tek isteği daha fazla soğukta kalmaman için hemen arabaya geçmekti. Vale ön kapıyı açıp seni yerleştirmesi için yardımcı oldu. Kris eline bahşişi tutuşturarak şoför koltuğuna oturdu.
YOU ARE READING
SOĞUK.||Wu Yifan OC
FanfictionWu Yifan, ünlü bir şarap firmasının sahibiydi; kendine ait bir markası vardı. Sen, paraya ihtiyacı olan; Wu Yifan'ın en sık ziyaret ettiği şarap depolarının birinde çalışan genç bir kızdın.