Tek kelime bile etmeden Yoongi, yerini- aslında yarısı ona ait olan yeri geri çekilerek Jimin'e verdi bu şekilde istediğini alıp uzaklaşabilirdi. Yoongi zemine diktiği gözlerini ayırmadan yutkundu ve Jimin'in ödeyip uzaklaşmasını beklemeye başladı.
Beklediğinden kısa süren konuşmalardan sonra Yoongi görüş alanından ayrılan tanıdık ayakkabıların kendisinden uzaklaşmasıyla tuttuğunu bile fark etmediği nefesini serbest bıraktı.
Yoongi ardından başını geri kaldırdı, kadının 'acınası' gülümsemesi gördüğü ilk şey olarak. "Aslında sormamam gerekir ancak... siz ikiniz birbirinize önceden çok mu yakındınız? Sevgili gibi bir şey miydi?" Yoongi ani gelen soruyla bir süre kirpiklerini kırpıştırmasının sonucunda yanıt olarak sadece başını salladı.
"Ha? Ah evet... öyleydik. Ne olmuş buna?" Genç bayan başını olumsuz şekilde yanlara doğru salladı, tabi ki de aralarında bir anda oluşan atmosferden ve gözleri aracılığıyla direkt birbirilerine odaklanmalarıyla anlaması çok kolaydı fakat Yoongi'yi asıl şaşırtan şey onun 'sevgili' seviyesine kadar çekebilmesiydi.
"Birbirinizin ne hissettiğini ve birbirinize odaklanmış öylece kaskatı kesilmenizden anlamak çok kolaydı ve tahminlerime göre çok kötü bir şey yaşadınız galiba, değil mi? Ah cidden az kalsın hâlâ  işte olduğumu unutuyordum değil mi?" Bir an için bulunduğu ortamı unutmasından duyduğu utançla eli boynunu buldu, sıvazlayarak gözlerini kaçırdı ama neyseki kasaya yaklaşan pek fazla müşteri yoktu o yüzden bunu daha fazla takmadan sözlerine devam etti.
"Size başından beri sormadığım için kusura bakmayın lütfen, ne istersiniz bayım?"  Yoongi arkasında oluşmaya başlayan sıradaki müşterilere ait duyduğu yakınmalara odaklandığında çabucak çalışana ne istediğini dile getirdi ve kahve dükkânının büyük geniş camlarının dibinde bulunan masaya yerleşti. Bir süre sonra, çalışan genç kadın ellerinin arasındaki Yoongi'nin kahve kupasıyla genç adama doğru yaklaştı ve hemen önünde bulunan boş sandalyeye yerleşti, soluk ve uzun olan parmaklarıyla kupayı Yoongi'ye doğru ittirdi. "Teşekkürler... fakat sizin şu anda çalışıyor olmanız gerekmiyor mu?"
Genç bayan kollarını masaya yerleştirdi ve omzunu silkti. "Bazen şu anda da tam olduğu gibi müşterilerimizle oturur konuşuruz müşterilerimiz için de bir sakıncası yoksa bunu sürdürürüz."
Yoongi genç bayanın sözlerine karşılık kafa karışıklığıyla bir kaşını kaldırdı.
"Önceden buraya geldiğimde hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştım..."

"Belki de hep bir acele içinde olup kahveni aldığın gibi buradan çıkman ve şu zamana kadar hiç oturmaman olabilir mi nedeni?"

"Belki de... hey buradaki her çalışan senin gibi mi? Yani demek istediğim tanıdık gelen müşterilerinin davranışlarını ve seçimlerini takip ederler mi?"

"Bazen... her neyse." Yoongi'ye bir an olsun gülümsediyse de çok uzun sürmedi.

"Pekala kahveni çabuk bitir ki ona yetişebilesin ardından da bu atmosferi çözmek ciddi bir konuşma yapmalısınız... ah sizi her geldiğiniz zaman böyle görmekten sıkılmaya başladım artık."

"Bekle bir saniye... ne kadar sıklıkla buraya geliyor ki?"

"Bilmem? Her gün diyebiliriz cidden bilmiyorum matematiğim iyi değil hiç saymadım."

Genç kadın Yoongi'nin dudaklarına erişen gülümsemeyle kendisi de gülümsedi, dükkâna suratlarında kocaman bir somurtmayla gelen müşterilerden hep nefret etmişti mutlu ederek insanları kendisi de mutlu oluyordu. Bu o dükkândaki sorumlu oldukları işlerden biriydi, insanları mutlu etmek, gülümsetmek. Dükkân sahip olduğu ünü orada çalışan genç çalışanlarına ve onların neşeli hallerine borçluydu. "Dediğim gibi, onunla konuşmaya mecbursun. Buna ihtiyacın var, onun da ihtiyacı var."

〘TR〙「 All Mine - Taek∞k 」✓जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें