BÖLÜM 3

211 22 20
                                    


Hoca konuşmasını yapmıştı ve onun da konuşmasıyla sahaya çıkmıştık. Şu anda ısınıyorduk. Hayatımın en önemli maçıydı kuşkusuz. Heyecandan elim ayağım titriyordu. Bir an sanki hiç voleybol oynamamış burada işi olmayan biri gibi hissettim kendimi. Hakem düdüğünü çalarak smaç vuramamız için uyarıda bulundu. Düdükle birlikte pasörün çaprazında ve karşısında olmak üzere iki sıraya ayrıldık. Karşı takımın vurduğu smaçlara bakılırsa baya iyilerdi,takımlarında iki kişi üç metreye vurabiliyordu. Bizde üç kişi vurabiliyordu, ben,kaptan ve İrem ayrıca arada başarabilirse Esra. Bizim haricimizdekiler de iyi vuruyorlardı üç metre olmaması mühim değildi. Biz vururken arkada çalan şarkı değişti ve HIM And I çalmaya başladı,bir yandan top vuruyor diğer bir yandan ise şarkıya eşlik ediyordum. Tam benim vuracağım sırada, karşı takımdan bir kızın smacı Merve' nin suratına geldi. Bir anda dünyası ters dönmüştü tabi kızın,sert gelmişti.

-Merve iyi misin kız?
-Aşırı iyiyim şu an ya şurdaki fil mi lan?
-Merve iyi misin yavrum ne fili.
-Kim dedi fil diye, aaa! üstüme iyilik sağlık canım kuru iftira!
-Taaamaam sıyırdı ,aman ne harika!
-Yok kanka şaka yaptım da çekil bakiym, şu yellozu yolcam ben.
-Mal nasıl yolucan bir sakin ol, ben halledicem şimdi tamam mı?
-Aman be tamam!

Tabikide halledicektim, daha önce başımıza çok gelen bir olaydı klasikleşmişti. Şimdi her zaman yaptığımız şeyi yapıcaktım ,çünkü smaç vurma sırası bendeydi, onlar ne yaparsa bize onu yapıyorduk,yani o kızın suratına vuracaktım,bebek işiydi. Topu pasöre attım,  adımladım , yükseldim ve topu hedefledim. Tam isabet! Tam da umduğum gibi suratına çarpmıştı, arkamı döndüm ve Merve'ye göz kırptım oda bana cevap olarak gülümsedi ve iki gözünü de kırptı. Kızlar tam birdaha sıraya girecekken hakem bir daha düdük çaldı,hekemin düdüğüyle şarkı da son buldu. Herkes selamlaşma için yerini aldı. Düdük bir daha çalınca alkışlayarak ilerledik ve diğer tarafa döndük son selamlaşma düdüğüyle de ortada birleştik, ilk onların bağırmasını bekledik sonra ise sıra bize geldi.

-"OOOOOO ŞŞTTT BİR İKİ ÜÇ ,SAMSUN SAMSUN SAMSUN.

Bütün takım aynı anda hem bağırıp hem de ayaklarımızı yere vurmuştuk. Bununla beraber tezahüratlar da başlamıştı. Kaptan yanımızdan ayrıldı ve diğer takımın kaptanıyla el sıkıştı. Yanımıza geldiğinde sıralandık ve isimlerimiz okunmaya başladı.

🌌🌌🌌

Hakemin düdüğüyle maç başlamıştı. Top onlardaydı karşı taraf servisi attı bekleme pozisyonundaki biz savunmaya geçtik Esra topu pasöre attı ve pasör kaptana kaldırdı ve üç metre! Stad alkışlarla ve bağırışlarla inledi. Topu elime aldım havaya attım ve sert bir şekilde karşıya gönderdim yani sanırım, bir anda vurduğum top beni içine çekiyor gibi hissettim,midemin allak bullak olduğundan emindim, sanki ağzım ve ayaklarım yer değiştirmişti. Bir anda yere yapıştım. Ayağa kalktığımda az kalsın küçük dilimi yutacaktım. Gördüğüm şeyler olağanüstüydü, geniş,gerçekten geniş bir salonun içerisindeydim , dört tane uzun ve büyük masa vardı her masada farklı üniformalı gençler, tam onların karşısında ise büyük ve profesörlerin olduğu bir masa vardı ,kafamı yukarı kaldırdığımda ise yıldızlar ve mumlar ile karşılaştım. Arkamı döndüğümde üç kişinin bana doğru geldiğini gördüm. Eğer yanlış anlamadıysam, yarım ay gözlükleri olan ve saçı sakalı birbirine girmiş  yaşlı amca Dumbledore , onun biraz arkasındaki siyah pelerinli parlayan saçlı  ve Trabzonlu burnu olan orta yaşlarındaki adam Snape, hemen onun yanındaki ise, sıkı topuzlu, zümrüt yeşili biraz da siyah, pelerinli, ciddi azcıcık da endişeli bakışlarıyla gelen de McGonagall olmalıydı. Asaları ellerindeydi. Büyük salonda yemek yiyen öğrencilere baktığımda bazıları sıkıca asalarını kavramıştı,bazıları şaşkın bakışlar atıyordu,bazılarının umrunda bile değildi görünüşe bakılırsa yemekleriyle aşk yaşıyorlardı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 17, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KIZIL PENÇE🌌HARRY POTTERWhere stories live. Discover now