"Baktım işte Soner ya."

Arabayı durdurup bana sırıtarak baktı. "Hadi in."

Bir şey demeden indim. Kafeye gelmiştik. Uzattığı elini tutup içeri doğru yürüdük. "Barlaslar da gelecek mi?"

"Gelirler birazdan."

Dörtlü bir masaya geçip oturduk. Bileğimdeki tokayla saçlarımı topuz yaptım.

"Aç mısın?"

"Değilim. Ama soğuk bir şey içerim." dedim elimle yüzüme yelpaze yapıp.

"Ağrın falan yok değil mi epeydir?"

"Maşallah de bi."

"Maşallah bitaneme." dedi gülerek ve masanın üzerindeki elimi tuttu.

"Çok heyecanlandım."

"Niye?"

"Bilmiyorum. Sen böyle gün falan deyince. Bir an hayal ettim. Böyle takvimde günleri karalıyorum falan." dedim çekingen bir sesle.

"Büşra, ben tamamıyla hazırım. Sana evet demeye, yanında uyumaya, kocan olmaya hazırım."

Yavaş ol Üsame. Kalbim yerinden çıkıp yüzüne çarpabilir.

"Ben de. Yani hazırım sanırım."

"Sen biraz daha hazır ol yenge." Kafamı çevirip sesin sahibine baktım. Barlas arkasında Eray ile yanımıza gelmişti.

"Size de selam." dedim iğneleyici bir sesle. Eray yanıma oturup ceketini çıkardı.

"Bu ne sıcak ya! Yemin ederim her bir hücrem can çekişiyor içimde." Eray'a sırıtarak bakıp önüme döndüm.

"Ne istiyorsunuz?"

"Aga ben bir bazlamada köfte alayım. Bir de kola."

"Barlas bir kere aç olma." dedi Soner ciddi yüz ifadesiyle. Ama sesi onu ele veriyordu.

"Lokmalarıma çetele tut amına koyayım."

"Eray sen?" diye sordu Barlas'ı takmayıp.

"Soğuk çay. Ama soğuk olsun. Adının hakkını versin. Kana kana içmek istiyorum."

Somer gözlerini devirip garsonu çağırdı. Eray'a yaklaşıp fısıldadım.

"Yağmur ile nasılsınız?"

"İyiyiz. Yani fazla iyiyiz."

"O da gelseydi keşke."

"Çağırdım da gelmedi."

"Hadi ya."

"Muhabbetiniz bol olsun." Barlas'a bakıp tatlı tatlı gülümsedim. "Yenge düğün ne zaman?"

Utanmaktan bıkmıştım artık. Soner ile anlaşmış olma ihtimali kaçtı?

"Ne düğünü?"

"Sünnet düğünü." dedi sırıtarak. Kesinlikle Soner ile anlaşmıştı.

"Çok komik."

"Çok açım." diyen Eray'a gözlerimi devirdim.

Yemekler gelince Barlas sessizleşti. Çünkü büyük bir dikkatle köftelerini yiyordu. Soner'in beni etkileyen bakışlarıyla kesişirken duyduğumuz ses masadaki çatal seslerini kesti. Soner dönüp bakmadan gözlerini kapayıp sabır diler gibi nefes aldı.

"Afiyet olsun gençlik."

Berke dengesizi.

Arkasında Aylin şirinesi (!) ve Nisacık vardı.

"On saniye öncesine kadar gayet afiyetti." diyen Eray'a gözlerimi irileştirerek baktım.

"Klavye dışında konuşabiliyor muydun sen?"

Herkes sessiz kalacak sanarken Soner sandalyesini yavaşça geriye çekti ve ayaklandı. Arkasından Barlas kalkarken bardağımı masaya bıraktım. Aklımdan geçen olmaması için dua etmeye başladım. Bir kavga çıkarsa bu sefer Soner haksız çıkardı. Çünkü Berke üçe tekti.

🌙

Selam. 🙏🏻

Geç gelen bölüm için kusura bakmayın. Planladığım gibi olmadı. Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

*Sizce bizimkilerin tepkisi ne olacak?

*Soner'in gün almak istemesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yeni bölümde görüşmek üzere. Seviliyorsunuz. 💙

ÜSAME 🐾Where stories live. Discover now