3§ Kraliçe Filolial

16 3 0
                                    

Medya Kit



Hava kararmaya başladığında nerdeyse yorgunluktan ve susuzluktan bayılacak hale gelmiştim. Havanın kararmasıda  bana konaklayacak yer bulmamın gerektiğinin habercisi oluyordu.

Konaklayacak yer bulmadan önce kendime temiz bir nehir bulup oradan su içmeliydim.

Haritayı açtığımda gökyüzüme doğru kaldırdım, güneş olmadığı için okumak gittikçe zorlaşmıştı.

Haritaya göre en yakın nehir 5 dakkika uzaklıkta olmalıydı.

Nehiri aramak için daha derinlere inmeye başladığımda artık suyun kayalara çarpan sesini duyabiliyordum.

Hızlıca çalılardan geçip kendimi nehrin önüne attım. Nehir şeffaf gibiydi pis değil berraktı.

Ellerimi uzatıp avcuma su alarak içmeye başladım,karnım sudan şişene kadar durmadım.

Son kez suyu almak için eğildiğimde karşı tarafta dyran üç tane deve kuşu yumurtası büyüklüğünde olan yumurtaları görmüştüm.

"Akşam yemeğimizi bulduk."

Karşı tarafa bir geçiş yolu baktım fakat bulamadım tek seçenek suyun üstünde duram taşlara basarak atlamaktı.

Kaygn görünse bile karşıya geçmeliydim,ya açlıltan ölecektim ya da taşa basacak kauacak ve nehirde geberecektim. İki seçenekte de öldüğüme göre şansımı denemeliydim.

Altın kesesini sıkıca belime bağladım ve dengemi sağlamak amaçlı kollarımı iki yana açarak ilk taşa atladım. "O kadar zor değilmiş."

Atlayarka karşıya geçtiğimde üç yumurtadan sadece birini aldım, aç olabilirim ama insafsız değilim.

Yumurtayı yavaşça aldım, deve kuşu yumrtasından onu ayıran tek şey dışında mavi fosforlu semboller olmasıydı.

Yola çıktığımda en yakın köye 1 gün vardı ve merdeyse köye varmak üzereydim. Ne kadar kaldığını öğrenmek için koca yumurtayı çalıların sütüne bıraktım ve altın kesesinin yanına sıkıştırdığım haritaya elimi uzattım.

Karanlık iyice bastırdığı için harita gittikçe olunamaz hale gelmişti.

"Koca ağaç sağımdaysaaa köy tam önümde olmalı."

Harita kullanmayı öğrettiği için coğrafya öğretmenime sonsuz teşekkürlerimi sunuyordum.

Yumurtayı bir bebekmiş gibi kucağımda tutarak dümdüz ilerledim ve sonunda insan gürültülerinin olduğu köye varmıştım.

"Konaklayacak yer bulalım mı yumurtacık."

İlerlediğim sokağa girecekken biri kolumdan tutup beni çevirmişti. Karşımda şık giyinimli pelerinli bir adam vardı.

"Hey hanımefendi o kucağınızdaki bir filolial mı? Onu bana satın lütfen size 500 altın veririm."

Filolial da ne?

"Filolial da ne?"

"Zor bulunan bir binek hayvan ve yeterince şanslıysan kraliçe sana çıkabilir. Duyduğuma göre kraliçenin efsanelere konu olan güçleri varmış fakat bin yılı aşkındır kimse kraliçeye sahip olamadı."

Adam para kesesini çıalrdığında elimle onu durdurdum, şansımı deneyecektim.

" Üzgünüm satılık değil. "

Az kalsın kırıp yiyecektim hayvanı inanamıyorum.

Adam kafasını eğip selam verdi ve yoluna devam etti. Tabelalara bakarak ilerlerken sonunda konaklayıp sıcak yemek yiyebileceğim bir yer buşmuştum.

To już koniec opublikowanych części.

⏰ Ostatnio Aktualizowane: Jul 01, 2019 ⏰

Dodaj to dzieło do Biblioteki, aby dostawać powiadomienia o nowych częściach!

the dark worldOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz