Yüzbaşı Kyle Wright'ın Günlüğü

6 0 0
                                    

Kaptan Wright'ın Günlüğü
15 Temmuz 2012
Banaba Adası yakınları,Kiribati,Güney Pasifik

  Güney Pasifikteki tek kişilik gezimin 34. günü.Pony* iyi gidiyor;mesafeyi ve zamanı göz önünde bulundurduğumuzda beni nispeten yol üstünde tuttuğunu söyleyebiliriz.Dün gece zorlu zamanlar geçirdim,su beni hoş karşılamadı.Dalgaların sallantısı yüzünden iyi uyuduğum söylenemez.Buna rağmen tüm sistemler iyi durumda ve çalışıyor.Kıyıdayken yelkenimi düzelttim,yerel bir delikanlı tamir etti.İngilizce bilmemesine rağmen paranın dilinden iyi anladığı söylenebilir.Erzakları stoklamayı başardım,bazı taze meyveler bularak turnayı gözünden vurdum.Viyana sosisi ve bayat ekmekle öğünlerimi geçirsem de bir dahaki limana kadar idare edebileceğimi düşünüyorum.Nereye gideceğime daha karar vermiş değilim,kuzeye Tarawa'ya veya doğuya devam edip Christmas'a ulaşabilirim.Her halükarda yoldayım.Bu tek kişilik zahmetli bir iş.Ama sağlığım yerinde ve dürüst olmak gerekirse zor olan fiziksel kısım değil.Yalnızlık gerçekten canımı yakıyor.Televizyon izleyebilmeyi özledim,hamburger yiyebilmeyi özledim ve en çok da karımı özledim.

18 Temmuz,2012
Bilinmiyor

  Gecenin biri ve bir gıdım bile uyuyamıyorum.Deniz sütliman ama birkaç gündür kalitesiz uyku çekiyorum.Büyük bir fırtına beni hazırlıksız yakalayınca telefon bağlantımı kaybettim.Bu evle son görüşmemdi ve puff,alet suyun derinliklerini boyladı.O zamandan beri Julia'yla konuşmadım.Ama en azından ilerleyişimi GPS cihazından takip edebilir.Keşke ben de aynısını onun için yapabilseydim,jimnastik salonuna gidişini izleyebilmek,Tayler'ı parkta gezmeye çıkarmasını görmek isterdim.Evi hatırlatan ufacık bir şey için neyimi vermezdim?Deniz güzel bir hanımefendi,ama sadece bir hanımefendi.Onunla evli değilim.Bana zevk veriyor ama yine de eve dönüp karımı ve çocuğumu görmek istiyorum.Ama tanrım,ay ışığı altında denizin şu ihtişamına bak,sanki balo için süslenmiş bir kontes!Bu kadar güzel bir şey gördüğümü hatırlayamıyorum.Yıldızlar onun incileri,ay onun beyaz elbisesi.Kaç adamın ona aşık olduğunu görebiliyorum.Ama onun düzenini biliyorum,güzelden çirkine ani değişimini biliyorum.Ah,dalgaların tatlı hareketleri...Bir kadını oyuncak gibi gösteriyor,karmakarışıklığı en eksantrik kadının bile üstesinden geliyor.Onun derinini görebilmek isterdim,nasıl hissettiğini,nasıl tık tık ettiğini,onu aynı zamanda neyin bu kadar güzel ve ölümcül kılabildiğini.O zevk ve acının kaynağını görebilmek ve ellerimin arasına alabilmek isterdim.Aman aman, seyir defterimi çılgınlıklarla doldurdum.İyi bir uykuya ve karımı görmeye ihtiyacım var.

  20 Temmuz  2012
Christmas Adası açıkları,Kiribati

  Ana tekneyi tamir ettim,ama motordaki bükülmüş şaftı tamir edebilecek bir adam bile bulamadım.Engele takıldığımda kıyıya yakın olduğum için şükrediyorum.Biri beni bulana kadar günlerce ve istem dışı yüzmek zorunda kaldım.Sonunda başka biriyle ingilizce konuşabilmenin zevkine vardım,yerel bir motelde Riley adında bir adamla tanıştım.İçki için içeri daldım ve misafirperver bir şekilde beni karşıladı.Bir saat konuştuk.Batıdaki küçük bir adaya gidiyormuş.Bana 'kıyametten'kaçtığını söyledi.Biraz çatlak olduğunu söyleyebiliriz.Evi hakkında haberler duymuş,California'daki birkaç kötü orman yangını hakkında.Umarım kuzeye de sıçramazlar.Mayistra yelkeni iyi durumda,GPS çalışıyor ve sonunda rotamı eve çevirdim.Sistemlerde hiçbir sorun yok,iskele sapasağlam,su sakin.

22 Temmuz,2012
Bilinmiyor

  Dışarıda bir şeyler oluyor.Christmas'tan ayrıldıktan sonra GPS cihazım çalışmayı kesti,bu nedenle geri döndüm.Ama hasar almış görünmüyordu;sadece uyduyla bağlantı kuramıyordu.Bir saat boyunca sadece 'ARANIYOR' yazısı verdi.Sinirlendim ve geri döndüm,yeni bir tane alma umudu ile Christmas'a yol almaya başladım.Ama ada göz önüne gelir gelmez askeri bir devriye teknesiyle karşılaştım.Bu bir Amerikan teknesiydi.Ama içinde Amerikanlar değil yerliler vardı,silah kuşanmışlardı.Bu silahlar haberlerde teröristlerde gördüklerinizden değil, orduda gördüklerinizdendi.Bir şey olmuştu.
Ve adiler gaz maskeleri takıyordu,koca gözlü maskelerle uzaylılara benziyorlardı.Silahlarını bana doğrulttular,lazer nişanlar alnımda geziniyordu.Hiçbiri bir kelime etmedi.Ellerimi yukarı kaldırıp silahsızlığımı ispatladım.Tek kişilik bir gezideydim,tanrı aşkına.Tahta bacaklı ve göz bantlı lanet bir korsan değildim.Bir süre sonra bir ses çatırdadı.''Yaklaşma,geri dön.'' dedi ağır bir aksanla.Bu kadardı,silahlar kıpırdamadı.Hala alnımı nişanlamışlardı.Bir GPS için canımdan olacak değildim,bu nedenle hızla geri döndüm.Arkama dahi bakmadım ve bir saat sonraya kadar olan şeyler hakkında düşünmedim.Neden bir Amerikan teknesindeydiler?Neden silahlıydılar?Ve neden gaz maskeleri takıyorlardı?
Ardından işler gerçekten tuhaflaştı.Sonraki sabah doğuya yöneldim,iyi zaman kazanmıştım.Gece-gündüz dinlemeden,o adilerle arama mesafe koymak için hareket ediyordum.Güneş hayret vericiydi.''Bu çok güzel,aşırı güzel.Bir şeyler yanlış''diye düşünmeden edemiyordum.Huzursuzluk üzerime çöktü ve bir pelerin gibi asılı kaldı.Christmas'taki olaylar hakkında düşünmemeye çalıştım.Sakinleştikçe bu karşılaşmanın detaylarının uyuşmadığını fark ettim.Bir şeyler oluyordu,ve bu kötüydü,bunu anlayabiliyordum.
  Ardından gemiyi gördüm,ve aklımı başka hiçbir şeye odaklayamadım.Bir duman bulutunun içindeydi,başta tüm görebildiğim buydu.Sadece ufuktaki bir leke.Keşke bunu ufak bir ada yangınına veya o tür bir şeye yorsaydım,ama bir şeyler beni çekiyordu.Başımın etrafında dönen soru işaretleri yerine odaklanacağım yeni bir şeyler vermişti bu bana.Bu nedenle yönümü değiştirdim ve leke büyüdükçe büyüdü.Dumanlar havaya kalkıyordu,ve o uğursuz his hiç eksik olmuyordu.Dehşet,evet bu dehşetti.Denizdeyken ironik bir şekilde en korktuğunuz şey ateş oluyordu.Her taraf suydu,ama susuzluktan ölebilirdiniz.Bu da öyleydi işte.Her taraf suydu ama hiçbiri ateşleri söndüremiyordu.Yıkılmakta olan iskeledeki kömürleşmiş bir dizi kemikseniz ateşler daha da artıyordu.Bu dehşet önceki olayları unutmama yetti.Karşılaşacağım ölüme kendimi hazırlamam gerekiyordu,sudaki bir ateş her zaman ölüm demekti çünkü.
Görüş mesafesine geldiğimde bunun bir balıkçı teknesi olduğunu gördüm.Ateş balık ağlarından başlamış tırmandıkça tırmanıyordu.Merkezi direk tamamen yıkılmıştı.Güverte adeta bir fırına dönmüştü.Dürbünümden baktım ve güvertede kıvranan bedenleri görünce dehşete düştüm,karanlık gölgeler büyümekte olan cehennemin arasında kayboluyordu.Ve sonunda radyomdan sesler duydum.Tekne pruvası bana dönmüş şekilde duruyordu ve kaptanın odasını görebiliyordum.Statik bir radyo dalgası telsizimden geldi,yerel bir balıkçı korkuyla bağırıyordu.Kelimeleri anlayamıyordum,fakat sesindeki umutsuzluğu hissedebiliyordum.Sözcükler olmasa da bıraktıkları izlenim evrenseldir.Bağıran her kimse onun korktuğunu anlayabiliyordum.
Kaptanın kamarasını taradım ve içeride bir adam gördüm.Radyodan bağırırken kollarını bana doğru sallıyordu.Cevap vermek için mikrofona uzanmıştım ki ikinci tuhaf şey yaşandı.
Güverteden iki adam koşarak geldi,ikisi de alevler içindeydi.Sırtlarından ve kollarından alevler parlıyordu,filmlerdeki dublörlere benziyorlardı.Öfkeyle kamaranın kapısına vurmaya başladılar.Radyodaki ses yeni bir tonda çığlık atmaya başladı.Vücudumu titreten anlaşılmaz bir çeşit laflar sıralıyordu.Dua ediyordu,evet dua ediyordu.Onu kurtarabilmem için dua ediyordu.
Ama ben sadece izledim.Ağzım açık bir şekilde yanan adamların kapıyı kırıp içeri dalmasını izledim.Radyo sustu ve artık tek duyabildiğim motorumun sesiydi.Korkuyla yanan adamların kaptanın üzerine çullanmasını ardından üçünün de görünüşten kaybolmasını izledim.Camlarımdan sadece büyüyen alevlerin dalgaları görülebiliyordu.
Dürbünü bıraktım ve şiddetle başımı salladım.Şimdi bir hayal gibi geliyor,tüm bu şeyler.Sanırım yüksek sesle küfür etmiştim,belki hiçbir şey dememiştim,belki de bunların hepsi kafamda olup bitiyordu.Ama hatırladığım şey dümeni döndürmem ve tekneme sıkıca tutunmam oldu.Sonunda arkaya bakma cesaretini gösterdim ve tekrardan bir duman sütunuyla karşılaştım.Bir saat sonra bu leke uçsuz bucaksız denizde kaybolmuştu.
Dışarıda bir şeyler oluyordu,kötü bir şeyler.Önce silahlar ve şimdi şu lanet tekne.Onlar yanıyordu! Şerefsizlerin ateşler içinde olduğunu kafamdan çıkaramıyordum.
Sadece eve dönmek istiyordum.Sadece karıma seslenip mutfaktan gelişini görmek ve kendimi onun kollarına bırakmak istiyorum.Onu görmek istiyorum,karımı istiyorum.

12 Temmuz,2012
Bilinmiyor

Kâbusların Nedeni || #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin