Sahte Uyanışlar

12 0 0
                                    

Bu yazdıklarımı sadece size bir korku hikayesi anlatmış olmak için yazmıyorum. Bu gidişle korkudan gebermek üzereyim ve kaçacak bir yere ihtiyacım var.
  Şu an saat gece 01:07. Bunları elimdeki telefonla yorganımın altından yazıyorum. Burası çok rahatsız ve sıcak ama yorganımın güvenli alanını terk edemem.
  Size biraz başıma gelenlerden bahsedeceğim. Kafamı dağıtabilmeyi umarak...
  Herkes gibi ben de küçüklüğümden beri kabuslar görürüm. Ama bunlar hiçbir zaman önemsenecek kadar ciddi olmadılar. Hani bir korku filmi izlersiniz ya da gece arkadaşlarınızla korkunç şeylerden bahsedersiniz yatınca da bunlar rüyanıza girer ya, benimkiler de böyle sıradan rüyalardı. Bu konularda hep biraz korkak olmuştum. Evet, kabus görünce ağlayarak annesinin yanına koşan çocuk bendim. Bu durum benim için hiçbir zaman zorun olmadı. Gerçi son zamanlarda kabuslarım kötüleşmeye başlamıştı.
  Kötü rüyaların başlamasından yaklaşık bir ay sonraydı. Biliyorum çok klasik gelecek ama ailemle yeni eve taşındıktan sonra başlamıştı bu rüyalar. Ev ilk bakışta gayet normaldi. Gerçi hala gayet normal gözüküyor. Garip olan tek şey benim değişen rüyalarımdı.
  Allahım, neden bunun iyi bir fikir olduğunu düşündüm ki? Yorganın altında tıpkı pislik bir domuz gibi terliyorum ve kabuslarımdan başka bir şey düşünmüyorum.
  Neyse. Dediğim gibi rüyalarım taşındıktan sonra biraz değişmişti. Mesela bir keresinde bir aileyi tek tek öldürdüğümü hatırlıyorum. Her şey sanki bir başkasının gözünden bakar gibiydi. O insanların hiçbirini tanımıyordum. Onlar uyurken evlerinde gezinip sonra da tek tek hepsinin lanet kafalarına sıktım. Bu rüya beni biraz etkilemişti.
  Kabuslarımı hiçbir zaman aileme anlatmadım. Kız kardeşim zor bir dönem geçiriyordu ve annemler kardeşimle uğraşarak zaten yeteri kadar meşgul oluyorlardı. Bu durum zihinsel olarak hepimizi yormuştu. Bu yetmezmiş gibi gidip de garip rüyalarımdan bahsederek insanları biraz daha strese sokmak istemedim.
  Yanlış anlamayın ama birinin strese girip girmemesi şu an zerre kadar umurumda değil.
  Böylece kabuslarımı kendi kendime yaşadım. Gerçi bu geceden sonra muhtemelen başkaları da haberdar olur kabuslarımdan. Sanırım artık etrafımdaki lanet cehennemden bahsetmeliyim.
  Son bir kaç gecedir gece geç saatlere kadar ayaktayım. Uyanıkken rüyalarımı unutuyorum ve zaman daha çabuk geçiyor. Bu gece erken yattım çünkü yarın yeni işimin ilk günü ve ben her gün yorgun argın gezmekten bıktım.
  Yatağa gittiğimde akşam saat 8 civarıydı. Gece yarısı durduk yere uyandım. Yatakta biraz uzanırken odamda bazı gariplikler farkettim. Odam farklı gözüküyordu. Bazı mobilyalar yer değiştirmişti ama burası benim odamdı. Sonra yavaş yavaş rüyada olduğumu fark ettim. Her şey çok gerçek dışıydı.
  Bunları düşünürken dolabımın ışığının açık olduğunu fark ettim.* Aklıma annemin dolabın içindeki lambanın patlak olduğundan bahsettiği geldi. Evet, dolabın içindeki lamba patlamıştı ve değiştirilmesi gerekiyordu. O zaman şimdi nasıl ışık açık olabiliyordu. İçimden bir ses: "Kalk da ışığı kapat" dedi. Öyle de yaptım.
  Eğer kafadan çatlak olduğumu düşünmeye başladıysanız rüyada olduğumu hatırlayın. Hepimiz mantıksız rüyalar görürüz.
  Yataktan kalktım ve dolaba gittim. Işığın düğmesi içerde olduğu için dolabın kapağını açtım. Kapağı açmamla korkudan sıçrayıp arka üstü yere düşmem bir oldu. Dolabımın içinde bir erkek çocuğu vardı. Size çocuğu tarif edemem çünkü çocuğun sırtı dönüktü ve düşerken sadece kafasının arkasını görebildim. Kapıldığım dehşetten dolayı başım zonklamaya başladı.
  Sonra uyandım. Bir kez daha...
  Terliydim ve başım ağrıyordu. Bu garipti. Daha önce hiç rüyamda acı veya ağrı hissetmemiştim. Ama şimdi korkudan tüm bedenimi bir titreme almıştı ve ağrı içindeydim. Paniklemiştim. Her yer çok karanlıktı. Sessizlik dayanılamaz bir hale geldi. Telefonuma uzandım. Ama telefonum yerinde yoktu. Oysa ki her zaman orda olurdu. Daha çok korkmaya başladım. Odayı incelemeye başladım ama her şey yerli yerindeydi. Bir şey hariç: ayak ucumda oturan ve sırtı bana dönük duran bir erkek çocuğu.
  Bir kez daha... Uyandım
  Ve şimdi buradayım. Altıma yapmak üzereyim. Hiçbir kabusum bu kadar korkunç değildi. Buradan gitmek istiyorum. Hayır! Allah'ım kafayı yiyeceğim! Her zaman yaptığım gibi yapıp annemgilin yanına koşacak kadar bile cesaretim kalmadı. Başım hala ağrıyor ve kalbim deli gibi atıyor. Korkularımın sebebi kabuslarım veya sahte uyanışlarım değil.
  Dolabımın ışığı açık.

*Bazı dolaplar ışıklı oluyor veya bazı insanlar dolaplarına ışık yerleştiriyor.
Ç.N.: CP'nin ismi olan sahte uyanışlar(false awakings) rüya içinde rüya görmek olarak da tabir edebileceğim rahatsızlık verici bir zihinsel durumdur.

Kâbusların Nedeni || #wattys2019Where stories live. Discover now