~10~

2.5K 235 462
                                    

"Bundan hoşlandığını sanmıştım."

Dediklerime alınmış ama göstermemeye çalışıyor gibiydi.Yavaş adımlarla karşıma geçti.Arkamı dönüp buz mavisi gözlerimi onun çikolata gözleriyle buluşturdum.Ona kızgınlıkla bakıyordum.

"Ne demeye çalışıyorsun sen?"

Son dediğimi umursamayıp voleybol salonuna girmeye odaklandı.

"Her neyse,özür dilerim,bir daha olmayacak."

Ellerini eşofmanının hırkasının ceplerine sokmuş son kez gözlerini arkaya çevirip sırıttı.Sonra hızlıca ortadan kayboldu.Benden nefret etmemesi için iç sesimle dualar ediyordum.Onun benden nefret etmesi isteyebileceğim son şey bile değil iken asla istemeyecek olduklarım arasından ilk baştaydı.Beni sevmeye bilirdi.Hatta hiçbir şey hissetmeye bilirdi.Fakat ne olursun ama ne olursun benden nefret etmesin idi.Yaptığım affedilemezdi.Biliyordum ki yaptığım affedilemez günahlar arasında en affedilmezi olmuştu.Ama bu feci acı şimdiden kalbimi yırtıyor ise Oikawa'nın benden nefret ettiği an ikiye mi bölünürdü? Evet,kesinlikle öyle olurdu.Umutsuzca yere düşmüş olduğumun farkında bile değil iken birden kendimi yerde göz yaşı dökerken buldum.

"Lavinya sen iyi misin?"

Gözlerimi siyah uzun saçları ve kırmızımsı kahverengi gözleri olan elindeki kutuyu taşımakta ve bana şaşkınca bakan  kızla buluşturdum.

Mirai.

Yerden hızlıca kalkıp döktüğüm göz yaşlarını sildim.Arkadaşlarımın yanında ağlamaktan nefret ediyordum.Onu incelediğimde benimle aynı eşofmanı olduğunu ve taşıdığı kutunun içinde voleybolla ilgili eşyalar olduğunu gördüm.Şaşkınca ona soru sorarcasına baktım.

"Mirai burada ne yapıyorsun?"

"Asıl bu soruyu sana sormalı." 

Gözlerini bana dikmiş bir şekilde sırıttı.Korkunç bir şekilde sırıttığı için korku dolu bir şekilde ona baktım.Sonra az önce yaşananı unutmaya çalışarak tedirgin bir şekilde cevap verdim.Ama biliyordum ki bu yaşadığım olaylar aklımın bir köşesinde kalacaktı.

"Voleybolu öğrenmeye karar verdim.O yüzden maçları izleyeceğim.Koçun bundan haberi var."

Şaşkınlıkla açılmış gözleri birden heyecanla doldu.Voleybolla ilgilenme mevzusunun anahtar kelimesinin Oikawa Tooru olduğunu anlamış görünüyordu ki sırıtarak şu soruyu sordu.

"Acaba bunun Oikawa-san ile ilgisi var mı?"

Utançla olumlu anlamda kafa salladım.Kahkaha atmaya başladı.Yüzümün ne kadar kızardığını bir sayıyla söyleseydim çok yüksek bir sayı çıkabilirdi.Kahkaha attıktan sonra hafifçe gülümsedi.

"Tahmin edilebilirdi.Ben de aynı nedenle buradayım.Oikawa'nın olduğu bütün maçlara hayran olduğumdan yardım amaçlı geldim."

Heyecanla gülümsedi.Mirai onun hiçbir maçını kaçırmıyordu.Gerçekten ona hayran olan kızlardandı.Ama ona benim gibi aşk beslemiyordu.Yalnızca ona hayrandı.Oikawa'ya bir şeyler vermek isteyen ya da onu övmek isteyen kız kalabalığında hiçbir zaman Mirai'yi görmemiştim.Mirai sanki aklına bir soru takılmış gibi bana heyecanla baktı.

"Oikawa-san seninle konuştu mu?"

Heyecanla devam etti.

"Yoksa onunla yakınlaşmayı başardın mı?"

Başıma kaynar sular dökülmüş gibi hissettim.Bugün yaşanmış olan o iki olay birden kafamda canlanması hiç uzun sürmedi.Suratımı astığımı fark edince o da üzgün bir hal aldı.

Hopeless - Oikawa TooruWo Geschichten leben. Entdecke jetzt