bir

1.6K 95 173
                                    

"özür dilerim, özür dilerim. özür dilerim!"

"şşh, sakinleş..."

"özür dilerim..."

eğildim ve gözyaşından öptüm usulca. titreyen gözlerini gözlerime sabitlediğinde yutkundum. kendime çektim ve başını göğsüme bastırdım. ağlıyordu hâlâ. bu gözümden yaş akmasına sebep oldu. 

başını kaldırdı. "bak sen de sözünü tutamıyorsun, emir." dedi pürüzlü bir sesle.

"özür dilerim." dedim ama sesim çıkmamıştı. kollarımın arasından çıktı ve bir-iki adım geriledi.

siyah saçları darmadağındı. kızarık ela gözleri, mor rengine dönük bir renge bürünen dudaklarıyla içimi acıtıyordu. içimi mahvediyordu.

başını eğdi. "sen... ne desem de gideceksin değil mi?"

evet diyemedim. başımı yukarı kaldırdım ve gözlerimi kapattım. "biliyorum," dediğini duydum ağlamaya dönük sesiyle. "gideceksin."

"evet, gideceğim." dedim fısıldayan sesimle. bu dört kelime aramıza acı olarak yerleşti. 

"tamam," dedi ve ensemde ellerini hissettim. başımı eğdim; yüzünde acı bir gülümseme vardı. "bak, ağlamıyorum. sözümü tutuyorum ben. senin gözünde neden yaş var? sen sözünü tutmayacak mısın?"

elimin tersiyle gözlerimi sildim. "bak, ben de ağlamıyorum." 

ikimizin yüzünde de acı birer gülümseme vardı. bir süre öyle bakıştık sadece. gözlerim gözlerinden ayrılmak istemiyordu; ben onu bırakmak istemiyordum. bir anda dudaklarımı öpüp geri çekildi. bakışlarını denize çevirdi, ellerimizi birleştirdi. "deniz seni benden alıyor..."

"sıla,"

"hayır, konuşma. üzülmüyorum ki." 

ne diyeceğimi ne yapacağımı bilmiyordum. içten içe kahrolduğunu biliyordum.

keşke bilmeseydim.

"çok selam söyle olur mu denizlere? 'açılın' de," dedi gülerek. "'emir kaptan geldi.'"

"senin selamını," dedim fısıltıyla. "ileteceğim. deniz mutlu olacaktır."

gülümsemesi solmuş; dudakları bükülmüştü. her an ağlayabilirdi ama kendini sıkıyordu. elimi yanağına koydum. bakışları beni buldu. "döneceğimi biliyorsun değil mi? ömürlük gitmem ben senden."

"gitme." dedi

"seni seviyorum, çok seviyorum. bana bak," dedim ve yüzümü yüzüne yaklaştırdım. "ben sana âşığım."

"ben de sana âşığım."

gitme vaktim gelmişti ve ben bir adım atmayı bırakın, gözlerimi gözlerinden çekemiyordum.

"allah'a ısmarladık emir can."

kalbimi o an orada bıraktığımı hissettim.

bedenimi de bırakabilseydim keşke, diye geçirdim içimden.

bunun için çok geçti.

beni uğurla sabahlarından 

beni uğurla karanlığından 

beni uğurla yalan krallığımdan 

bu gece...

ilk kez fanfic yazıyorum. pek bir alakam yok. umarım güzel olur ve beğenirsiniz.♡

19619

beni uğurlaWhere stories live. Discover now