Kapıya doğru giderken düşündüm. Acaba kapşonlu mu gelmişti? Sonuçta yardıma ihtiyacım olan her anımda yanımdaydı değil mi?

Kapıyı açınca karşımda turuncu saçlı gerçekten çok güzel gülümseyen bir kız duruyordu. İki elinde tuttuğu tabağı tek eline aldıktan sonra diğer elini bana uzatıp konuştu.

"Selam. Ben Doğa. Yan komşunuz. Size kek getirdim" Bunları söylerken gülümsüyordu, ve onu gördükçe benimde gülümseyesim geliyordu. Dayanamayıp sırıtmaya başladım. Elini sıktıktan sonra tabağı bana uzattı.

"Imm, Selam. Bende sizin yan komşunuz Gece." İkimizde birbirimize bakıp gülüyorduk. Bu biraz garip gelmeye başlamıştı. Ne bekliyordu ki? Ah! Doğru ya.

"İçeri geçsene."Kapının önünden çekilip geçmesi için yol açtım.

"Teşekkürler. Evin önceki sahipleri çok itici insanlardı. Hatta kız kardeşimi dövmüşlerdi. Sonra mahkemelik olup burdan gittiler. Bir erkek kardeşin yok değil mi?" Küçük bir kıkırtının ardından konuştum.

"Ah, hayır. Buraya annemle beraber geldik."Kafasını 'anladım' dermiş gibi salladı. Mutfağa giderken Doğa'da arkamdan geliyordu. Kek dilimini kolinin içinden çıkardığım -aynı zamanda en sevdiğim- kırmızı tabağa koydum.

"Kek?" İstekle kafasını salladı.

"Çok severim. Sen?"

"Bende severim." Gülümseyerek birbirimize baktık. Bu kız hep gülümsüyormuydu?

"Çok güzelsin Gece." Şaşkınca Doğa'ya baktıktan sonra önüme dönüp elime bir midydilim kek aldım.

"Emin ol benden daha güzelsin." Başını sallayarak çatağını tabağının kenarına koydu.

"Turuncu saçlar, kocaman gözler ve dudaklar. Sence kim beni sever ki?"

"Turuncu saç, büyük göz ve dudak seven insanlar seni sevebilir."

"Böyle insanlar pek fazla değil. Emin olabilirsin."

"Asıl sen de emin olabilirsin ki turuncu saçlar kahverengiden daha iyidir."

"En azından dalga geçilmiyor ama."

Omuzlarımı silkip kek yemeye devam ettim.

"Yarın bir işin var mı Gece?" Kafamı olumsuz anlamında salladım.

"Yok. Ama biraz İzmir'i gezmek istiyorum."

"Ben de yarın arkadaşlarımla buluşacaktım. İstersen sen de gel." Kendi kendime yürüyüş yapmak varken neden insanlarla takılayım ki? Tamam Doğa'yı seviyor olabilirdim. Ama ilk günden onunla gezecek de değildim.

"Teşekkürler. Ama ben yarın kendim gezmek istiyorum."

"Peki. Sen nasıl istersen."

Doğayla yarım saat kadar daha konuştuktan sonra evine gitmesi gerekti. Bende mutfağı toplayıp odama gittim.

"Anne! Ben yatıyorum." Kendi odasından kafasını uzatıp bana öpücük gönderdi.

"Tamam tatlım." Gülümseyerek odaya girdim. Tanrım! Doğa'nın gülümsemesi bulaşıcıydı resmen.

Dolabımı açarak üstüme pijamalarımı aldım. Tişörtümü çıkardıktan sonra telefonuma mesaj geldi.

''Leopar deseni güzelmiş." Kaşlarımı çatıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Sonra bir anda annemin leopar desenli iç çamaşırlarını gördüm.

"Onlar annemin!" yazıp gönderdikten sonra yatağıma baktım. Annem çarşaflarını sermişti. Bende hemen ışığı ve perdeleri kapatıp yatağıma girdim. Telefonuma gelen mesajı önemsemeden gözlerimi kapatıp uykuya daldım.

Blackened|SimsiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin