7. Köşe kapmaca

298 16 16
                                    

Bihter için en iyi çare Behlül denen tehlikeyi yalıdan uzaklaştırmaktı. Bu sayede ortada risk teşkil eden birşey kalmayacaktı. Fakat ne bahaneyle onu evden gönderecekti? Onu taciz ettiğini söylese derhal kovulurdu da, ona karşılık verişini nasıl açıklayacaktı? Meseleyi başka türlü ele almaya karar verdi.
Bir gün kocası odasında işlere dalmışken kapısını çaldı. Adnan bey sevinçle yerinden kalktı:
- Hayatım?
- Sana kahve getirdim. Kendi ellerimle yaptım.

Adnan bey elindeki fincanı alıp onu dizine oturttu:
- Sen kahve yapmasını bilir miydin? Mutfağa girdiğini hiç görmedim.

Bihter lafına alınarak dizinden kalkmaya çalıştı:
- Aşk olsun!

Adam onu geri çekip elini öptü:
- Şaka yaptım! Sen yaptıysan mükemmel olmuştur. Elinin değdiği herşey gibi...

Yanağını okşayıp dudağına uzanırken genç kadın ayağa kalkıp ondan biraz uzaklaşarak:
- Seninle konuşmak istiyorum. Bilirsin lafı uzatmayı sevmem. Behlülün bir süre, hatta mümkünse temelli köşkten ayrılmasını istiyorum. 

Adnan bey bu söylediğine çok şaşırdı:
- Sana kötü bir harekette mi bulundu?

Sesi yükselerek:
- Bir terbiyesizlik ettiyse...

Bihter kocasına yaklaştı:
- Hayır! Kattiyen! Köşke geldiğimden beri bana saygıda kusur etmedi. Fakat etraftan duyduklarım pek hoş şeyler değil. Bilirsiniz Behlül beyin özel hayatı pek düzgün değil. Evde iki çocuk var ve onun bu başı boş tavırları onlara iyi örnek teşkil etmiyor.
- Yani çocuklar için mi gitsin istiyorsun?

Bihter ona söyleyip söylememek arasında gidip gelirmiş gibi düşünceli bir tavırla kocasının yüzüne baktı:
- Hem ondan hemde... evin içinde rahat edememekten. Yani bazı patavatsızlıkları... fazla laubali, nerde ne yapacağı belli olmuyo. Ona müdahle etmek istesem üstümde bir tedirginlik oluşuyor. Çekindiğimden değil de onunla fazla haşır neşir olmak istemiyorum.

Üstüne bastırarak:
- Behlül bey benim için nede olsa bir yabancı. Yani nasıl davranacağımı bilemiyorum. Anlıyor musun beni Adnan?

Kocası başını salladı:
- Bu konuda düşünmem için bana biraz zaman ver. Hiç kimseyi üzmeyecek bir karara varmam lazım.
- Ben seni yanlız bırakayım o halde.

Eğilip dudağına çabucak bir öpücük kondurdu:
- Kendini fazla yorma, olur mu hayatım?

Salına salına kapıdan çıkıp gitti. Adnan bey az önce durduğu yere baktı:
- Hınzır kız! İstediğini almayı nasıl da biliyor!

Bu son öpücük bir rüşvetti, ama buna gerek yoktu. Bir süredir Adnan beyde aynı mesele hakkında düşünüyordu. Behlülün el kol hareketleriyle Bihterle şakalaşmaları, ona sıcak davranışları son zamanlarda tadını kaçırıyordu. Her kadını etkileyecek güçte, çok yakışıklı bir gençti. Aslında Bihter bu eve ayak bastığından beri onu Behlülden kıskanıyordu. Önceleri sadece gülünç bulduğu bir histi, ama yavaş yavaş tüm benliğini ele geçirmeye başlıyordu. Şen ve canlılıklarıyla ne kadar da birbirlerine benziyorlardı. Hele yan yana geldiklerinde kalplere zarar bir resim çiziyorlardı.
Onları böyle gördükçe geride bıraktığı yıllar geliyordu aklına. Yaş itibariyle fazla bir harekette hemen yoruluyordu. Bihtere ne kadar ayak uydurmaya çalışsa da ona her zaman  yetişmek mümkün olmuyordu. Bu anlarda da Behlül kendini hemen belli ediyordu. Bu durum sinirlerini fazlaca geriyordu.

Yüksek sesle gülerek kendi kendine söylendi:
- Şaşılacak şey! Demek Bihter Behlülün hareketlerinden hoşnut değil!

Üstünden bir yük kalkmış gibi nefesini bıraktı. Aklı bazen ona öyle oyunlar oynuyordu ki...  Şüphe dolu düşünceler kalbini kemiriyordu... Yüzü kızarmadan nasıl...

Aşk-ı Memnu Reprise Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon