Senin için iyileşirim...

1K 134 246
                                    

Mavi bir renkten daha fazlası. Sonu olmayan bir gökyüzü, umut dolu bir deniz. -Cemal Süreya

Pars bahçede ağaç oldu seksiler :D

...

Asel, gözlerini açtığında yerinden kıpırdandı ama her yerinin ağrıdığını fark etti. Çünkü günlerdir pek sağlıklı yaşamıyordu. Yataktan kalktığında aklına dün gece bahçe de oturan Pars gelmişti, odanın camından baktığında beklediği bir görüntü çıkmamıştı karşısına. Çünkü Bahçede Pars yoktu, gözlerini etraf da gezdirmişti ama yinede yoktu. Odadan çıktığı gibi aşağıya inmişti ve merdivenlerden inerken çocukların seslerini duyabiliyordu ve bir kaç tabak sesi geliyordu. 

''Çok ateşi var mı Rüzgar?'' demişti Cansu.

Aşağıya indiğinde bütün gözler Asel'e dönmüştü. Asel ne olduğunu anlamak için mutfakta olan Adrian ve kızlara baktığında gözleriyle salonu işaret etmişlerdi. Asel gözlerini salona çevirdiğinde koltukta yatan Pars'ı gördü ve başında duran Rüzgar'ı.

''Niye aldınız içeri?'' demişti Asel. Olayı anlamadığı için.

Pars bir kaç kere öksürdüğünde Asel olduğu yerde kalmıştı. Eda mutfaktan çıkarak kapı da duran Asel'e fısıldamıştı. ''Sabaha kadar dışarıda kalmış.'' dediğinde Asel'in bütün sinirini ve inadını saniyelik de olsa gitmişti, gözlerini Pars'a çevirdiğinde Pars koltukta uzanmış gözleri kapalı duruyordu.

''Beter olsun.'' demişti Asel inadından vazgeçmediğini belli eder bir ses tonuyla. 

Adrian, Asel'in yanına geldiğinde yanağından bir makas alarak ona gülümsemişti. ''Abartma güzelim.'' demişti yarım yalamak olan Türkçesiyle. O da yavaş yavaş öğreniyordu Asel tuhaf bir aksanla Türkçe konuşan Adrian'ı görünce gülmeden duramamıştı. Daha sonra Adrian 'hadi' der gibi kafasını salladığında Asel olumlu anlamda kafasını sallamıştı. Ama hemen kabul etmesini garipseyen Eda ''Adrian söyleyince hemen kabul et tabi. Biz arkadaşın değiliz.'' demişti küsmüş bir tavırla.

''Yapacak bir şey yok yakışıklı çocuk. İster istemez dinliyorsun.'' demişti Asel, Edaya takılarak.

Eda 'Evet çünkü benim sevgilim' der gibi Adrian'a sarılmıştı. Adrian gülerek Edaya karşılık verdiğinde Asel yanlarından ayrılmıştı. Salona tamamen girdiğinde Rüzgar'a kafasıyla işaret vermişti. Rüzgar yerinden kalkarak onları yalnız bırakmıştı. Asel koltuğun kenarına yere çöktüğünde karşısında duran Pars'a baktı. Bu görüntü onu ilk tanıştıkları geceye götürmüştü o gece de aynı böyle uyuyordu. Ona Ballı süt yaptığı ilk gece...

O gece düşündüklerinde ne kadar haklı olduğunu düşündü. O onun için bir tabloydu ve onu başkasının almaması için her geçtiğinde bir umutla baktığı tabloydu. O ilk geceden kıskanmaya başlamıştı onu. Çünkü çok güzeldi bir erkeğe göre fazla güzeldi. Onu öpmediğini biliyordu ama yediremiyordu kendine gözlerinin önünden gitmiyordu onu başkasının öptüğünü gördüğü an.

Asel, Pars'ın terlediğini fark ettiğinde onu izlemeyi bırakmıştı. Elleriyle saçlarını sevdiğinde dudaklarını anlına bastırmıştı. Evet çok ateşi vardı ve bir şekilde ateşini düşürmesi gerekiyordu. Pars'ın dudaklarından ufak bir öksürük daha çıktığında Asel elini çabuk tutması gerektiğini anlamıştı. Yerinden kalkarak mutfağa koşmuştu çocuklar hızla mutfağa giren Asel'i gördüğünde şaşkınca ona bakmışlardı.

''Rüzgar ya da Adrian artık hanginiz giderse gitsin. Banyo da ufak havlular var bir tane getirin hemen.'' Adrian koşarak yukarı çıktığında Asel kaseye soğuk su doldurdu. Aslında hasta birisinin ateşini nasıl düşürür tam olarak bilmiyordu ama küçükken Annesinin ona yaptığı şeyler hala aklındaydı. 

GİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin