1

109 4 1
                                    

Yeni bir okul dönemi ve yine aynı ben. Baş ağrısı saat yine zıngır zıngır çalmaya başlamıştı. Kalktım ve hazırlanıp çıktım. Her zaman ki gibi okula gidiyordum ama birden birisi önüme çarptı onu görememiştim.
Aceleci bir şekilde elini uzatarak:

?:Hey iyimisin? Çarptığım için özür dilerim. Seni göremedim. Acelem vardı da Osana'ya yetişmem lazım!

Ben:Hayır asıl ben özür dilerim önüme bakmıyordum!
O an başımı kaldırdığımda ikimizde birbirimize bakıyorduk. Siyah saçlı, siyah gözlüydü sanki yüzü parıldıyordu. Gözlerine hayran kaldım! Elini tuttum eli pamuk gibiydi sımsıcacıktı! Kendimi gözlerinden alamıyordum. Ama bu uzun sürmedi."Acele etmem lazım sonra görüşürüz"diyerek gitti.
***
O çocuk hakkında düşünmeden edemiyorum! Kısa süre içinde kalbimi fethetti!
Okulun kapısına yaklaştığımda kısa sürede kalbimi fetheden savaşçıyı gördüm sanki onu gördüğümde her yer pembeleşiyorr. Ama dur bi'dakika o kızda kim! Senpaime kızıyordu!!

***
Öğle arasıydı. Ve senpai o kızla takılıyordu. Ve bir ilk yaptım! Senpai ve o kancığın yanına geldim.

Ben: Merhaba!
    
Senpai beni tanımıştı.

Senpai:hey sen o kızsın o zaman tanışamamıştık adım Taro yamada

Ben:a-ayano a-aishi 

Tabi o kancık ta boş durmadı, hemen ortaya atladı.

Kancık kız: Osana najimi tanıştığımıza memnun oldum!hadi şimdi uza burdan BAKA!

Ve beni ittirdi salak bu beni düşürürmüydü sanki  ama ona öyle bi'sadist bir  bakış attımkı tırstı benden. Uzaklaşırken birde "geçmiş olsun"dedim. Arkamdan kancık osana alay ediyordu. Etsin bu günler onun son günleri sonuçta tadını çıkarsın! Okuldan sonra senpai'nin dolabına sahte bir not yapıştırdım ilk başta kancık osana gitmesin diye cereme etti ama engelliyemedi. Senpai gittikten sonra kolayca onun işini bitirdim... kolay oldu...

***
Yaklaşık 2 saat olmuştu o kancığı öldüreli. Bense telefonumda senpai'nin resimlerine bakıyordum. Keşke sosyal medyayla ilgilenebilseydi ne instagram ne de facebook twitter var... Acaba fazlamı hızlı gitmiştim yoksa çok mu aşırı gitti  bilmiyorum ama hala kancık kızın leşi gözümün önünden bir an olsun gitmiyor. Acaba o kızı öldürmekle çok mu aşırı gittim? Ummm hayır herneyse yarın yeni bir gün yine senpaimi görcem! Sabahı dört gözle bekliyorum.

Saat yine baş tırmalayan sesiyle çalıyordu. Ughh... hiç kalkmak istemiyorum. Midemde sancılanıyordu açlıktan, hem en önemlisi de senpai'yi okula gitmezsen göremem. Yataktan yavaşça isteksiz bir şekilde doğruldum. Gerçekten bütün  kemiklerim ağrıyordu, uyumama rağmen kendimi yorgun ve halsiz hissediyordum, bacaklarım beni dinlemiyordu resmen bir de baş ağrısı daha da kötü yaptı  halimi. Ve hala yatakta  oturuyordum. Oturdum başım ikidenbir düşüyordu sanki uyuyamamışım gibi de uykum geliyordu. Oturdum hala öylesine oturuyordum ve başımı  saate döndürdüm.  Saat 6'ıydı hımmm...  biraz daha yatabilirim hem saat 7'ye çok var. Midemin sancılarını takmadan yine uzandım.

Sözde uyumuştum hala 2 saattir kıvranıyorum! Yatağın içinde vücudum midem başım bacaklarım belim heryerim aynı anda sokuyor kılıç gibi ağrıyı... Sonunda yataktan kalkmıştım
Mutfağa yöneldim. Hiç uğraşmak istemiyorum buzdolaba elimi uzattım o anda annemin bıraktığı not gözüme çarptı. Notu elime alıp okudum;

Ayano'ya

Tatlım ben ve baban bikaç gün evde olmayacağız.
Babanın Amerika'da birkaç işi çıkmış.
Onu orda yalnız bırakmıyacağımı sende bildiğin için heralde tabiki onunla
Gidiyorum. O yüzden kendine iyi bak tatlım ha bu arada o hep gizemli bulduğun
Bodrumun anahtarını  holdeki komidinin üzerine bıraktım.
Umarım bir gün işine yarar!

Açıkçası annemlerin gjtmesine şaşırdım ama bu benim için iyi oldu. Kahvaltımı hemen ettikten sonra komidinden anahtarı aldım. acaba annem orayı o kadar sakladıktan neden anahtarını bana vermişti? Benim ne işime yarıcaktı ki? Bu sorularıma cevap bulacağım için hemen kapıyı açtım ve kapıyı açtığım gibi iğrenç leş kokusu vurdu yüzüme. Merdivenlerden aşağı yürürken heryerin tozlandığını fark ettim. Çok karanlıktı neyseki telim vardı. Fener uygulamasını açıp ışığı mor seçtim belkide birilerini öldürmüş olabilirdi çünkü odanın kokusu öyle diyordu. Etrafa bakınırken duvarlarda kan izleri buldum evet annem temizlemişti ama mor ışıkta herşey apaçık gözüküyordu, bu bende merak uyandırdı acaba annem önceden biri mi öldürmüştü? Bu düşünceler ile etrafa bakınırken birden ayağıma bişey çarptı. Işığı tuttuğumda bir kaset olduğunu farkettim aklımda yine bir sürü soru  fırtınası oluştu bunları. İlk başında gelen ise; ANNEM TÜM BU ŞEYLERLE BANA NEYİ İMA ETMEYE ÇALIŞIYOR?

Bunları düşünüp de kafa patlatmak istemiyorum en iyisi yarın bu kaseti dinlemek sonuçta bilgisayar odasında bir kasetçalar görmüştüm umarım hala çalışıyordur...

Aklıma daha yeni dank etti doğru ya bugün okul var! Koşarak odama gittim saate baktım 8.30 NE? SAAT NE ZAMAN SEKİZ OLDU!?!? Hayırrrr!!! Neden ben? Neden başkası değil yaaa! Ama artık çok geç yapçak birşey o zaman bari bir türlü edemediğim kahvaltımı edeyim. Kendime sade bir tost basıp yedim. Ahhaahh keşke geç kalmasaydım şimdi nasıl geçecek bu kadar saat! Kendi aptallığım, eğer kalkarken hemen saate baksaydım şimdi çoktan okulda olurdum!

SENPAİ!Where stories live. Discover now