43.Bölüm

14.3K 608 5
                                    



İyi okumalar :)

Hazan yarı yoldan sonra arabayı Yusuf'a devretmişti ve dalgın dalgın yollara bakmaya koyulmuştu. Annesinin ya da babasının haberi var mıydı bu olan bitenlerden? Babasının tekrardan kendisine kızmasını hatta fotoğrafları öğrenmesini istemiyordu. Kendi olayından kaynaklı Eylül'ün yaralanmış olduğu gerçeği içini kemirirken zamanı geriye almayı istedi. İmkanı olsa Şule'nin böyle bir şey yapmasına izin vermezdi.

"Geldik."

Hazan , Yusuf'un sesi ile bakışlarını camdan uzaklaştırdı ve Yusuf'un tedirgin yüzüne baktı. O da korkuyordu Eylül'e bir şey olmasından. O da kendisini affetmezdi , bunu biliyordu.
Arabanın durması ile emniyet kemerini açtı ve vakit kaybetmeden arabadan indi. Acil tarafına giderken Adnan'ı fark etti. Evdeki diğer üyelere zıt bir karakter olan Adnan'ın yüzünden gülümseme eksik olmazdı ama şu an ağabeyinde mutluluk adına eser yoktu. Adnan'ı ilk kez böyle gördüğüne yemin edebilirdi.

"Adnan!" Diye seslendikten sonra adımlarını daha da hızlandırdı Hazan. Tamamen kendisine doğru dönen adamın kollarına sarıldıktan sonra güven verici elleri hissetti sırtında. Çok özlemişti , uzun zamandır görmüyordu ama böyle bir nedenden kaynaklı görmeyi de istemezdi.

"Eylül nasıl ? Bebek..." Kafasını gömdüğü boyundan çıkarıp umutla baktı ağabeyi Adnan'ın yüzüne.

"Doktorlar henüz bir şey demediler. Şu an yoğun bakımda ,annemlere haber verdim birazdan burada olurlar." Adnan kardeşinin yüzünü okşarken arkada kalan ve kendilerine bakan Yusuf'a baktı. Kardeşinin , Kenan'ın özel koruması ile bir şeyler yaşadığını hem duymuş hem de haberlerde görmüştü. Yusuf'u daha önce hiç bu kadar yakından görmemişti. Haberlerde durduğundan daha yapılı birisiydi. Bakışlarını tekrardan kardeşine çevirdi Adnan.

"Cihan , Kenan'ı bulmaya gitti. Nerede olduğunu bilmiyoruz."

Hazan , Kenan'ın her seferinde kaçmasından bıkmıştı artık. Her defasında aynı şeyi yapıyordu.

"Hazan... iyi misin." Yaman koridordan hızlıca geçerek çıkışa vardı ve Adnan'ın önündeki kadına sarıldı. Hiçbir haber alamamıştı ve ulaşmak istese bile yapamamıştı Hazan'ın güvenliği için.

"İyiyim ben." Hazan sarıldığı bedenden uzaklaşırken Yaman'ın gerçekten de kendisini merak etmesine şaşırmamıştı çünkü arkadaşıydı ama Yusuf başka bir zamanda bu sarılmayı görse çok yanlış şeyler düşünebilirdi. Her ne kadar güven kazanmış olursa olsun dikkat etmeliydi Hazan.

"Sana bir şey yapmadı değil mi ?" Yaman'ın endişeli sesi havaya karışırken Hazan bir an Yaman'ın Yusuf'tan bahsettiğini sandı ama aklına bulundukları ortam gelince Şule için dediğini anladı. Kafasını olumsuzca sallarken arkasına dönerek Yusuf'a baktı.

"Yusuf sayesinde onun yanındayken hep güvendeyim." Dedikten sonra tekrardan önüne döndü. Ve iyi olduğunu belli edercesine gülümsedi.

"İçeriye geçelim belki doktorlardan biri bir şeyler söyler." Adnan her ne kadar kardeşini sorguya çekmek istese de bulundukları durum ve ortam hiç müsait değildi. Şu an düşünmeleri gereken tek konu Eylül'dü.

_

Kenan mutfağın tam ortasında durup yerdeki kana bakarken nefessiz kaldığını hissetti. Bir kaç saat önce burada canlı bir şekilde duran karısı şu an yaşam müdahalesi veriyordu.
Yeni ev heyecanını yaşayamadan üstlerine çöken kapkara bulutları yok edemiyordu.
Elleriyle ensesini ovaladı, çığlık atmak doya doya bağırmak istiyordu . Nefessiz kalana kadar , sesi gidene kadar...
Gözlerinde biriken yaşlar görüş alanını bulanıklaştırırken acı dolu bir inleme döküldü dudaklarından. Yok olmak istiyordu ama bunu da yapamıyordu. Eylül'e bir şey olursa aklını kaçıracağını , bebeğine bir şey olursa kalbinin artık atmayacağını biliyordu. Dikkatli olabilirdi daha çok önlem alabilirdi. Nasıl bu kadar küçük bir detayı fark edememişti?

Zehr-i Aşk (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin