18.Bölüm

31.2K 1.1K 58
                                    

Evin önüne geri geldikleri zaman Kenan neşesini gizlemeyerek kardeşine doğru döndü.

"Bir plan var mı gece için? Yani topluca bir yere gidebiliriz. " Kenan lafını bitirip merakla kardeşine baktı. Aslında sormak istediği Eylül'ün haberi var mıydı? Sadece karısından özel bir şey istiyordu. Küçük bir hediye ya da sadece iyi ki doğduğunu dile getirmesini istiyordu. Beklemeye hakkı yoktu bekliyordu işte.

"Üzgünüm ama sabah erkenden toplantıya gideceğiz hem evde kutlamak neyine yetmiyor?" Hazan güneş gözlüğünü çıkarıp arabadan indi ve hemen arkasından inen ağabeyine arabanın anahtarını verdi.

"Haklısın boşuna kendimizi yormayalım. " Kenan, Hazan'ı beklemeden eve doğru ilerledi hayalkırıklığı ile. Ancak arkasından sırıtan Hazan , Kenan'ın bu halinden zevk alıyordu.

_

Eve girdiği an oturup televizyon izleyen ailesine kısa süreli bir göz devirdi ve odasına çıkmak için merdivenlere yöneldi. Ne kadar da güzel bir doğum günü geçiriyordu!

Sessizce odasının kapısını açıp kendisini içeriye attı.
Yatağın ucuna oturup telefonunun ekranına baktı. Her sene bu ekranda Şule'den gelen resimli bir mesaj olurdu. Hoş sözlerin yazıldığı bir doğum günü mesajı...
Şimdi bu eksiklik neyin nesiydi?

"Hayal dünyasından uyandırmak istemezdim ama Selçuk baba ayarlamış akşam yemeği yiyecekmişiz...senin doğum günün için. Hediyesiz oldu ama Doğum günün kutlu olsun." Dedikten sonra ellerini inceledi Eylül. Aslında hediyesiz değildi. Her sene her doğum gününde bu adama hediye alıyordu ancak vermiyordu. Kabul edilmeyeceğini çok iyi biliyordu.

"Önemli değil...ve akşam yemeğine geleceğim yani doğum günü yemeğine." Kenan oturduğu yerden kalkıp dolabına doğru ilerledi.
O sırada çalan telefonu ile yatağın üzerinde yanıp sönen ekranda ki ismi görmeye çalıştı .

'Şule' yazısını görmesi ile bakışlarını Eylül'e çevirdi. Kadının telefona bakıp daha sonra kendisine bakmasını ve "Ben gideyim." Demesinden sonra gidişini izledi.
Telefona uzanıp açtığı an derin bir nefes aldı.

"Merhaba Kenan biliyorum benimle konuşmak istemiyorsun ama seni görmem lazım. Anlatmak istediğim şeyler var. Akşam her zamanki kafede seni bekliyor olacağım. Bu arada doğum günün kutlu olsun."

Ve karşı taraf telefonu kapattı.
Kenan öylece olduğu yerde dururken gidip gitmeme arasında kararsız kaldı. Ancak her iki tarafında konuşmaya ihtiyacı olduğunu biliyordu. Bu kez medeni olması gerekiyordu. Geri dolabına dönüp kıyafetlerine göz gezdirdi. Yemek için güzel bir takım seçmeliydi.

_

Eylül dalgın bir şekilde sandalyeye otururken bu fikrin iyi olmadığını düşünüyordu. Kenan ile akşam yemeği yemek gereksiz bir durumdu. Adamı kendisine bağlayamazdı. Çünkü o kalp başkasına bağlıydı.

"Bak şimdi evden çıkıp gidiyoruz biz. Sen de otelin lokantasına 1 saat önceden git ve Kenan'ı bekle. Seni görünce şok olucak...ama böyle bir şey istiyordu sonuçta. " Hazan gülümseyerek Eylül'ün makyajını yapmaya başladı. Güzel bir plan yapmıştı babası ve belki bu gece özel bir şeyler olabilirdi.

"Ailecek yemek yiyeceğimizi sanıyor. Benimle baş başa olacağını bilse istemez." Eylül bakışlarını Hazan'dan kaçırdı. Telefonun ekranında gördüğü isim hala gözlerinin önündeydi.
Barışacaklarına emindi ve bu yüzden hazırlanmak hatta bir şey yapmak istemiyordu.

"Saçma saçma konuşma. Şimdi ben makyajını bitirince evdekileri çıkarıyorum ki olayı anlamasın." Dedikten sonra masadaki rujlara yöneldi . Bugün az çok ağabeyinin hal ve hareketlerini görmüş ve bazı şeylerin varlığına onay vermişti.
Eylül'ün bu yüzden telaşlanmasını önemsemiyordu.

Zehr-i Aşk (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin