Merhaba Rose

Yeni bir taktik

"Herkes sakin olsun! " diye bağırdı Doktor.

"Ne yapacağız şimdi? " dedi Jackie.

"Jackie sakin o.."

"Aman Tanrım hepimiz ölücez."

"Jackie hayır.."

"Arka çıkışı mı kullanalım? "

"Jackie bir dakika.."

"Aranizda feneri olan var mı? "

"Jackie beni dinle. "

"Oh olamaz. Onlar da kim? Dalek falan olmasın.  Oh aman tanrım daha çok gencim. "

"ÇENENİ KAPAT JACKIE!" diye bağırdı Doktor. "Senin hakkında bazı şeyler hiç değişmiyor Jackie. "

Jackie kısık bir sesle özür diledi.

"Ne yapıyoruz patron?" dedi Metakriz.

"Bu dediğim hiç hoşunuza gitmeyecek ama aklıma gelen tek fikir şu an bu"

"Nedir o?" diye sordu Rose.

"Öncelikle bu sorum sana Pete." dedi Doktor.  "Silahlar ve benzeri aletleri nerede tutuyorsunuz?"

"Çok uzakta değil aslında.  Hemen bu koridorun sonundaki depoda. Bu günler için aynı koridora inşa ettik ana kumanda odasını" dedi Pete.

"Harika!" dedi Doktor.  "Fakat tahmin ediyorum ki şu kapının ardında onlarca yüzlerce ya da yalnızca birkaç tane ağlayan melek olabilir.  Plan şu.  İçimizden üç kişi gidip depodan alabildiği kadar silah ve fener alacak.  Fakat kapıya ulaşmamız için kapının önünü meleklerden arındırmamız gerekiyor. Yani geriye kalanlarımız belli aralıklarla gözlerini kırparak meleklerin kendilerine gelmelerini sağlayacak.  Fakat melekler asla onlara dokunmamalı. O yüzden çok yakınlaştıkları noktada göz kırpma faaliyetini sonlandırmanız lazım. Bu sayede melekler size yönelecek ve ben ve içinizden iki kişi temizlenen depo girişine yönelecek."

"Çok basitmiş gibi konuştun. " dedi Jackie.

"Hiçbir zaman basit değildir. " dedi Doktor göz kırparak.

"Peki kimler gönüllü benimle gelmeye?"

"Metakriz ve Rose sizinle gelsin. Jackie ve elimizdeki iki Torchwood askeri ile biz bu görevi yürütürüz" dedi Pete .

"Tamam o zaman. Askerlerin fenerlerini kullanın melekleri görmekte. Yakın zamanda dönmeye çalışacağız. " dedi Doktor cebinden sonic screwdriverını çıkarırken. 

Rose karanlıkta kapının kolunu bulmaya çalışıyordu.  Eli soğuk demir kola değince Doktora açtığını bildirdi.  Doktor onayladı. Yavaşça kapıyı açıyordu.  Kapının açılırken çıkardığı gıcırtı hepsinin tüylerini diken diken etmişti.  Sonunda kapıyı tamamen açıp geriye sıçradı Rose. Doktor sonic screwdriverın fenerini açıp askerlerin fenerlerini açmaları için onlara zaman kazandırdı.  Tahmin ettikleri gibi kapı 6-7 tane melek ile doluydu.  Kapıdan çıkmaları için göz kırpmaları gerekiyordu.  Doktor hepsine duvarın dibine gitmelerini emretti.  Hepsi yüzü meleklere dönük şekilde duvara doğru gitti. Rose Metakriz ve Doktor diğer gruptan biraz daha uzağa giderek onlara göz kırpmaları için işaret etti. Gözlerini açtıkları an melekler hafiften ileri kaymışlardı. Doktor "Oluyor!" dedi. "İşe yarıyor.  Son bir kez daha. Geronimo!"

Hepsi gözlerini kırpıp açtılar.  Melekler artık tamamen kapıdan çekilmişlerdi. Rose Metakriz ve Doktor gözlerini ayirmadan duvara sırtlarını vermiş şekilde kapıdan çıktılar. Bir süre sonra göz temasını sonlandırdılar. Diğerleri ise taş kesilmiş gibi meleklere bakmayı devam ettirdi.  Rose Metakriz ve Doktor koşabildikleri kadar hızlı koştular. Kapıya ulaştıklarında kapı kilitliydi. Doktor hemen screwdriverını kullandı ve kapıyı açıp hepsini içeri soktu.  Geride kalan melek olup olmadığını kontrol edip Doktor da içeri girip kapıyı kilitledi.  Depo alabildiğine geniş bir alandı. Doğru silahları bulmak için en fazla beş dakikaları vardı.  Doktor "Bu noktada ayrılmamiz gerekiyor." dedi. Metakriz "Ben şuradan gidiyorum.  Siz Rose ile sol tarafa gidin. En kısa zamanda buraya geri gelip işaret verin." dedim Doktor tamamdır dedi ve Rose'u çağırdı.  Raflarda onca silah vardı.  Ama içlerinde yalnızca en güçlü olanlar melekleri taş tozu haline getirebilirdi. Doktor Rose'un silahlarla ilgili bilgisinin pek olmadığını bildiği için ona fenerleri toplanmasını emretti. Rose taşıyabildiği tüm fenerleri aldı.  Fakat hala ortada o silahlardan bir iz yoktu.  Koridorun sonuna yaklaşırlarken rafların en altında kutulara rastladılar. Ya içlerinden aradıkları silahlar çıkacaktı ya da bozguna uğramış bir şekilde ana kapıya geri döneceklerdi. Doktor derin bir nefes aldı ve Rose'a merak dolu bir bakış atarak kutulara doğru eğildi. Eliyle hızlı bir şekilde kutuları raftan çıkardı.  Ve de ne görsünler ? Aradıkları silahlardan üç tane mevcuttu.  Doktor sevinç çığlığı atıp Rose'a sarıldı.  Rose heyecandan kucağındaki tüm fenerleri yere düşürdü.  O sarılmanın etkisiyle Rose dayanamadı ve Doktor'un dudaklarına yapıştı. Doktor kendine hakim olamadı. O da hiç arzulamadığı kadar arzuluyordu Rose'u. Onlar için o an hazır çorba gibiydi.  Zamanda durmuş bir nokta. Ama ikisi de Metakriz'in onları izlediğinin farkında değildi.