Bir kaç saniyenin ardından Asaf, sert bir soluk vererek elleriyle yüzünü sıvazladı. Ateş, bana bakarak gözlerini açıp kapattı. Bu ben iyiyim demekti.
Asaf," Karıma bakıp kaş göz işareti yapma lan, gözlerini elini veririm."
Ateş'in dudağı kıvrılıp yüzünde buruk bir gülümseme oluştu.
Ateş," Şey, sana sarılsam abi. "
Asaf, homurdanarak soğuk gözlerle Ateş'e bakınca, Ateş, iki adımda Asaf'a yetişip kollarını ona sardı.
Asaf, homurdanıp onu kendinden uzaklaştırdı. Sarılmamıştı çocuğa soğuk adam.
Asaf," Sana tekrar güvenmen gerek, seni silecek değilim madem herşey babaannemin planıydı tekrar aileye dönebilirsin ama eskisi gibi olmaz, zamana ihtiyacım var. "
Ateş," Yanında, yanınızda olayım istediğin zaman olsun abi. "
Asaf," Azze'ye dua et sen. "
"Ben birşey yapmadım. Eğer sözümün bir kıymeti olsaydı bu olanlara gerek kalmazdı." 
Asaf, yüzünü bana döndüğünde ona kötü kötü bakıp ilerlemeye başladım.
" Kavganız bittiyse yarım kalan düğünümüze katılalım artık. Behzat, Umut seni arıyordu. "
Kızgınlıkla söylenip içeriye girdim. Asaf'ın, adımı seslenmesini duymamazlıktan gelerek tabi.
Bana olan soğuk bakışları nedense içimi burkmuştu. Tamam Asaf, hep böyleydi ama yine de kırılmıştım işte. İlk defa ondan bir şey istemiştim Ateş'e bir şans daha verecekti sadece ama o ne yaptı gidip kocaman adamı dövdü. Ateş ise kolunu bile kıpırdatmadı. Asaf'a karşılık vermedi.
Behzat, oğlunun yanına gidip kucağına alarak sevmeye başladı. Belki geç bulmuştu onları ama hem oğlunu hemde Ayla'yı deli gibi seviyordu. Ayla ve Hale, Ateş'in yanına gidip dudağına bakarken Ateş, ikisini de kollarına alıp onları uzaktan izleyen Cemre'ye göz kırptı.
Belimi saran kollar ve burnuma gelen kokuyla Asaf olduğunu anladım hemen. Sırtımı sert göğsüne yaslayıp enseme sıcak bir öpücük bıraktı.
Dudakları boynumda gezerken fısıltısı kulaklarıma doldu.
Asaf," Sana seslenmeme rağmen niye durmadın. Kızdın mı bana. "


Kollarından çıkmak için dirensemde beni daha çok sarıp başını boynuma gömdü.
" Bırak beni. "
Asaf, bedenimi çevirip yüzümü avuçlarının arasına aldı. Kırgın bir şekilde gözlerine baktığımda alnını alnıma yaslayıp sert bir soluk verdi.
Asaf," Bakma bana böyle nefesim. Seni kırmak istemedim, özgünüm. "
Omzumu silkince dudaklarını alnıma bastırıp kokumu içine çekti.
Asaf'tan yayılan kışkırtıcı kokuya dayanamayıp birazcık sokuldum ona.
Asaf," Bir daha da öyle konuşma, ne demek sözünün bir kıymeti yok. Tek sözünle dünyayı yakarım öl de ölürüm Azzem, kendimden geçmişim senin için nasıl böyle düşünürsün."
" Bir yabancıymışım gibi bakma bana bir daha ve bağırma bana hamileyim ben. "
Asaf," Ölürüm kadın sizin için. "
Asaf'a iyice sokulup burnumu boynuna sürttüm.
" Bize pasta alırsan geçer küskünlüğümüz. "
Asaf, gülümseyerek yüzümü avuçlarının arasına alıp dudaklarıma sert bir öpücük bıraktı.
Asaf," İstediğin kadar alırım güzelim."
Dudaklarımı yalayıp Asaf'ın dudakrına baktım nedense onu yine öpmek istiyordum.
Parmak uçlarıma yükselip dudaklarını öptüğümde Asaf, öpücüğümü kısa kesip beni kollarına aldığında homurdanıp başımı göğsüne vurdum.
Asaf," Rahat dur güzelim, kendimi zor tutuyorum zaten. Eve gittiğimizde istediğin kadar öpersin. "
Umut," Azze, Azze. "
Umut, koşarak yanıma geldiğinde Asaf'ın kollarından çıktım.
" Yavaş düşeceksin aşkım. "
Umut, " Azze aşkım benimle dans edermisin. O Toprak olacak adam bana Hale'mi vermiyor. "
Toprak," Nerden senin Hale'n oluyor bacaksız. "
Hale," Toprak, çocuk daha o hem ne olmuş dans etsem onunla. "
Toprak," Hayır benimle edeceksin."
Umut," Çirkin Toprak dayı, büyüyünce Hale aşkımla evlenicem Azze aşkımı dayım aldı zaten."
Asaf," Nerden aşkın oluyor, benim karım o küçük sıpa. "
Umut," Sen yokken ben vardım dayıcım hıh."
Umut, peltek diliyle herkese laf yetiştirirken bizde gülüyorduk.
" Edelim aşkım senin gibi yakışıklı bir adamın dansını geri çeviremem."
Asaf, elini belime atarak beni göğsüne yasladı. Şaşkınlıkla ona baktığımda kaşlarını çatarak bana baktı.
Asaf," Dans falan etme, yeterince ayakta kaldın. Otur dinlen biraz yoksa eve götürürüm seni. "
" Asaf, sana inanmıyorum küçücük çoğunu kıskanmıyorsun değil mi. "
Asaf," Neyini kıskanacam bu bacaksızın, kendi küçük lafları büyük gerçi annesi kılıklı. Neymiş benden önce o varmış. "
Ayla," Uzak durun oğlumdan, utanmıyormusunuz küçücük çocukla uğraşmaya. "
Umut, babasının kucağına gidip kollarını babasının boynuna doladı.
Umut," Babacım bana Hale'yi alalım mı?  Azze'yi kaybettim oda gitmesin."
Herkes kahkaha atmaya başlayınca Toprak, kötü kötü Umut'a bakmaya başladı.
Behzat, " Tamam aslan parçam önce babanın düğünü bitsin sonra da senin için isteriz Hale'yi. "
Toprak, " Uzak durun Hale'mden, illa katil edecekler beni. Sana da bravo Behzat, kimi kimden alıyorsun sen."
Behzat, " Şimdi bir kızı birçok erkek ister biri alır. Hale de şuan bekar olduğuna göre desti izdivacına talibiz"
Umut," Evet talibim. "


ASAF-I AZZE TUTKUSU  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin