chapter 4

84 9 0
                                    

Yorulduk biraz, sudan çıkıp örtümüzün olduğu yere geldik.
Hasta olmam demiştim fakat, dediğimden hemen sonrası hapşurmuştum.
Ve havlu getirmeyi unutmuştuk. Sadece bir tane vardı ve Hoseok, sudan çıktığımızda hemen üzerime sarmalamıştı.
"Ama sen hasta olacaksın?"
'Ben kolay kolay hasta olmam.'
"Olmaz, asıl ben kolay kolay hasta olmam."
Kıyafetlerimi bir çırpıda giydikten sonra havluyu hemen ona sarmıştım.
"Bak, giyindim de artık hasta olmam."
'Eve mi gitsek artık?'
"Ama... Geceye planlarım vardı."
'Evde gerçekleştiririz güzelim? Hem benim evime gideriz, olmaz mı?'
"Oh, çok güzel olur!"
Eşyaları toparladık ve arabaya bindik.
Yola yeniden çıktık.
Ben telefondan, bir çizime başladım.
Hanahakiyi konu olan bir çizimdi.
Başımı kaldırdım ve Hoseok'a baktım.
"Hanahaki ne biliyor musun hyung?"
Başını olumsuz anlamda sallamış
'Hayır, bilmiyorum' demişti.
"O zaman anlatmama ne dersin?"
'Olur tabii.'
"Bir insan düşün Hyung, birine çok sevgi besliyor ama platonik. Hiç karşılık alamıyor sevdiğinden.
Bu acılar ona ağır gelmeye başlıyor sonrasında, ciğerlerinde çiçekler açıyor insanın. Kanla beraber çiçek yaprakları kusmaya başlıyor.
Ve iyileşmesinin de tek bir çözüm yolu var, ya ameliyat olacak ya da  sevdiğinden karşılık bulacak.
Mangalarda genelde, ameliyat olmak istemezler hyung. Çünkü, ameliyattan sonra anıları ve sevdiğine olan duyguları yok olurmuş. Ne kötü değil mi?"
Beni dikkatle dinlemiş ama bir yandan da araba sürmeye devam etmişti.
Sanırım bu dediklerimde onun ilgisini çekmişti.
'Evet, ne kötü.'
"Ah, hyung. Çok fazla konuştum yine."
'Hayır, hayır.'
"Evet hyung... Artık konuşmuyorum!"
'Konuşsan da fark etmez, seni hep dinlerim.'
"Ama sağlık önemli."
'Evet, doğru.'

Evine geldiğimizde, arabadan inmiş kapıya yürüyorduk.
Evi iki katlı, beyaz bir evdi. Çok hoş ve güzeldi. Aynı kendisi gibi.
"Hyung, evin çok hoş."
'Teşekkür ederim.'
Kapıyı kitledi ve koltuğa ilerleyip oturduk.
"Sarılalım mı hyung?"
'Sarılalım küçüğüm.'
Yanına yaklaştım, kollarımı boynuna sardım Hoseok'un.
O da belime sardı kollarını.
Sarıldık yine, uzunca.
"Seni çok seviyorum."
Dudaklarıma yaklaştı, dudaklarımla birleştirdi dudaklarını.
İlk dakikalar hiçbir şey yapmadık, sonra kavradı dudaklarım, dudaklarını.
Onu koltuğa yatırdım, üzerindeyken hâlâ öpmeye devam ettim, kenetli ellerimizle.
Defalarca dudaklar dudaklara kapandı.

Sonuna doğru dudaklarımızı ayırdım, ağırlığımı vermeyerek uzandım Hoseok'un üzerine.
Hoseok kulağıma yakınlaştı,
'Seni çok, çok, çok fazla seviyorum.'
dedikten sonra, boynumdaki benimden öptü beni.

just mine. ╲ HyungWonho ✓Where stories live. Discover now