•...Dans...Dans...Dans...•

Start from the beginning
                                        

''Andy! Şu kızı belinden düzgünce tutup kendine çek artık!''

  Göz devirdikten sonra Chumana' ya baktım. Alttan almaya çalışıyordu. Huysuzlandığımı en iyi o görüyordu ve sabırlı davranıyordu. Azura ise onun tam tersiydi. Ben onun dediklerini düzgünce yapmayınca gözündeki ateşi adeta görüyordum. Bazen fazla yükseliyordu. Ne kadar yükselse de kendini gözümde kötü bir cadı olarak göstertmekten bir şekilde kurtuluyordu.

''Eğer çabucak eve gitmek istiyorsan bunu düzgünce yapmalısın.''

  En sonunda derin bir nefes alıp Chumana' ya döndüm. Bana baktığında ona bir adım atıp sol elimle elini tuttum. Sağ elim beline giderken onun sağ eli omzuma çıktı. Belinden tutup onu biraz kendime çektiğimde duraksadı ve gözlerime baktı. İkimiz de hazır olduğumuzda bakışlarımızı Azura' ya çevirdik.

''Çok güzel! Şimdi dans edin. Ve unutmayın: Bu, iki aşık gencin ilk dansı. Kalplerinin ilk birlikte atışı. Hissederek oynayın. O karakter olun ve karşınızdaki kişinin aşık olduğunuz her şeyini düşünün. Kalplerinizin birlikte attığını hissedin. Dans onun beraberinde gelecek.''

  Azura' nın sözleri bittikten sonra birbirimize geri döndük. Aramızda uzunca bakıştık. Karşımdakinin aşık olduğum her şeyi... O karakterin kendisi... Kalplerin birlikte atması...

  Girdiğim şık ve süslü insanların gezindiği, asil karışlamaların ve valslerin oldu, göz alıcı mekandaki ay ışığı. Ay Işığı'm. Çevremdeki insanların geçerken bana bakması ama benim hiçbirini görmemem ve sadece onu görmem. Ben onun akımına tutulup usul usul ona ilerlerken beni süzen gözleri... Güzel şekillenmiş ve beni bekleyen dudakları... Sırt dekoltesine uzanan ipek saçları...

  Yanına vardığımda gözlerime bakan gözleri anlaşılmazdı. Bedenini tamamen bana çevirmişti. Asil duruşu onu olduğundan da ince ve zarif gösteriyordu. Bekledi. Ona ne soracağımı bilmiyordu ve sadece sormamı bekliyordu. Elimi ona doğru uzattım ve gülümsedim.

''Benimle dans eder misiniz, lütfen?''

    Duraksayarak bana baktı. Kalbimdeki ani sancıyı bastırmaya çalıştım. Kabul etmemesi düşüncesi beni bitiriyordu. Dudakları kibarca şekillendiğinde derin bir nefes aldım. Elini elimin üzerine zarifçe indirdiğinde şaşkın ifademi bir gülümsemeye çevirdim ve elini tutup onu tüm kalabalığın ortasında dans pistine çektim. Onu yönlendirmeme izin verdi ve sesini çıkarmadı. 

  Dans pistine geldiğimizde tuttuğum elini havaya kaldırdım. Sağ elim onun beline giderken onun sağ eli omzuma çıktı. Belinden tutup onu kendime çektiğimde bir an duraksayıp bakışlarını gözlerime dikti.

Kan kırmızısı.

  Yavaşça adımımı attığımda o da benimle aynısını yaptı. Biz aynı adımlarla dönmeye başlarken gözlerini gözlerimden ayırmadı. Adımların yönü ve sayısı zamana karışırken sadece birbirimize baktık. Aşık olduğum kız. 

  Elimi belinden çektiğimde kendini boştuğa bırakmışçasına sol elimi tuttu. Sonra zarif bir dönüşle bana yeniden yaklaştı ve yine kendini boştuğa bırakacakken onu belinden tuttum. Ben yeniden nefes almaya başlarken o da aynı halde gibiydi. 

''Harikaydı! Oyunu bilmesem cidden aşıksınız zannederdim!''

    Azura' nın alkışlarıyla Chumana' yı kaldırdım ve ellerimi ondan çektim. Hayalimde aşık olduğum kızın yüzüyle onunki benziyordu ama kesinlikle aynı değillerdi. Kızı tam anımsayamasam da farklı olduklarını düşünüyordum. Hayal ettiğinde rol yapabiliyorsun...

''Kim biraz içecek ister?'' diyerek kapıdan giren Amor' a baktım. Gülümseyerek elindeki poşetleri bizim durduğumuz sahneye bıraktı ve Azura' nın yanına oturdu. Azura heyecanla ona baktı. ''Keşke az önce burada olsaydın Amor! Bir harikaydılar. Sen bile cidden aşıklar zannederdin!''

''Ah, yan değil de ana karakterdeki kız olmak isterdim. Andy' nin rol yapması daha kolay olurdu.'' dedikten sonra tek gözünü kapatıp bana baktı Amor. Yere otururken bana olan bakışlarını süzgeçten geçiriyordum.

''Tabii canım, çünkü tüm kainat Amor' a aşık.''

  Poşetlere ilerleyen Chumana' ya baktım. Poşetin içinden iki şişe aldı ve gelip yanıma oturdu. Birini bana verdikten sonra diğerinin ağzını açıp bir yudum aldı. Amor ise onun bu sözlerine karşılık kıkırdadı. ''Hadi ama Chu, ikimiz de biliyoruz ki senin yerinde ben olsaydım daha iyi bir performans olurdu. Benim oyunculuk yeteneklerimi sorgulamayacaksındır umarım.''

''Oyunculuğunu sinsilik dışında daha pek çok şeye kullandığının farkındayım ama gösteri şu an gayet iyi. Yerimde sen olsaydın fazlası olmazdı.''

''Yeter artık. İkinizle de aynısı olurdu. Sonuçta bu sadece bir oyun. Hoşlandığımız kişiler benliklerimiz değil oyundaki kişiler. Şimdi ikiniz de kesin kavgayı.'' 

  Araya girdiğimde gözler bana çevrilmişti. İçeceğimi açıp uzunca bir yudum aldım. Beni süzen gözlerini hissedebiliyordum. Umursamadım. İçeceğimin ağzını kapatıp kenara koyarken açılan kapıya çevirdim gözlerimi. ''Öldürme sahnesine hala gelmedik mi?''

''Henüz değil Jonathan ama senin de ufak ufak girebileceğin sahneler bunlar.'' diyerek gülümsedi Azura. Jonathan sahnede oturan Chumana ve bana baktıktan sonra bakışlarını Azura' ya çevirdi. ''Hangi sahneyi yaptınız.''

''Dans sahnesi. Ama cidden harikaydı! Amor' a da söyledim, kesin onları aşık zannederdin.''

''Şüphem yok.''

  Jonathan' ın gözleri tehlikeli bir şekilde beni süzerken ifadesiz bir şekilde ben de onun gözlerine baktım. Onun istediği oyunu oynayacağım. Bir süre daha bana baktıktan sonra yine Azura' ya baktı. 

''Peki tek kötü karakter neden benim?''

''Çünkü bu oyunu ben yazdım.''

  Kapanan kapının sesiyle yanımıza varan Lukas ve az önce konuşan, yanındaki kıza baktım. Kızın adının Yuki olduğunu ve Lukas' la sevgili olduklarını yakın bir zamanda öğrenmiştim. Oyunu Yuki ve beraberinde birkaç arkadaşı yazmıştı. Kalemi kuvvetliydi ve neredeyse oyunun tamamı onun fikirleriyle oluşuyordu.

''Birkaç kötü karakter daha ekleyebilirdin.''

''Ama yapmadım.''

''Beni başka bir role koyabilirdin.''

''Ama onu da yapmadım.''

  Jonathan nefesini bıkkınca dışarı verirken ona baktı ve kaşlarımı çattı. ''Benimle derdin ne senin?'' diye sordu kollarını göğsünde kavuştururken. Yuki omuz silkti ve Lukas' ın elini tuttu. ''Senin sevgilimle olan derdinin aynısı.''

''Duydun, Jon. Şimdi kıza soru sormayı kes.'' dedi Lukas kolunu Yuki' nin omzuna atarken. Jonathan sinir olmuş gibi dışarıya sert bir nefes verdi. ''Sevgililer... İkiniz de aynısınız.''

  Bakışlarımı yanımda oturan Chumana' ya çevirdiğimde duraksadım. Bana bakıyordu. Düşünceli ve meraklı bir şekilde. Ona baktığımı fark ettiğinde irkilip bakışlarını diğerlerine çevirdi. Sırıttım. Bu sefer kesinlikle beni keserken yakalandınız hanımefendi...





Selam gençler. Ölü yazarınız geldi :3 Telefon bozuldu benim ühüğ, ve öyle bir bozmuşum ki yapamadılar sjhadfgshdfg bu yüzden yeni telefon almak durumunda kaldım eheh :'3 Ve evet bölümü yazrken Darniere Danse dinledim sdhagfjshgdfNeyse, en kısa zamanda yine görüşmek üzere~


EndWhere stories live. Discover now