Yerden kalktık ve yürümeye devam ettik, kumların arasında iki kılıç iki insan ve iki esane vardı, ikimizde ne yapacağımızı bilmiyorduk bomboş bir şekilde yürüyorduk, yürüyorduk ve yürüyorduk, beş gün boyuna günde iki kez olmak üzere mola vererek yürüdük. Suyumuz bitmişti su çılarmayı denedim fakat başaramadımöolmuyoru hiç bir şey olmuyordu, saçma sapan bir şey uğruna ölecektik, tam bunu düşünürken bir ses geldi aslında birden fazla ses insanlar bağırıyordu:
-Oleyyyyyy.
-Yuppiiii.
Yavaş yavaş ilerledik ve sesin küçük bir kasabadan geldiğini gördük, oraya ilerledik insanlar bizi gördü herkz sustu bize baktılar yaklaştık ve durduk aralarından biri ileri çıktı ve bize seslendi:
-Sizde kimsiniz, ne istiyorsunuz?
+Biz iki gezginiz.
-Yalan söylüyorsun...ve kılıçlarımızı gösterdi...siz TUKLANKOS ve EXLAKORS yeni sahiplerisiniz. Hoş geldiniz.
-Saolun.
-Gelin.
Peşinden gittik, bize bir kulübe gösterdi.
-İstediğiniz kadar burda kalabilirsiniz.
Bu iş tuhafıma gitmişti ama neyse, içeri girdik 2 yatak vardı, hemen yataklara uzandık ve teşekkür ettik, kılıçları bir kenra koyduk ve konuşmaya başladık:
-Sencede biraz tuhaf deil mi? Yani hemen...
+Anladım, evet öyle bencede tuhaf.
-Kılıçları hemen tanımalarıa tuhaf EXLAKORS hadi tanıyabilirdi ama TUKLANKOS biraz zor.
+Haklısın kılıçlara dikkat edelim nolur nolmaz.
-Ayrıca hala ismini bilmiyorum.
+......
-Hey sana diyorum!
+.....
-Tamam umrumda deilsin, yat zıbar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Savaşçı (Direk son bölüme baksanız olur)
AdventureEfsanelerin gerçekleşeceği bir hikaye en sonunda gücnün fakına varan birisi "Hayat acımasızsa dostlarımla ona acımayı öğreteceğiz." İşte bu hayat felsefem.
