Bölüm 29

667 37 8
                                    

Yeni bölüm için bu kadar bekletmek istemezdim ama ufak bir kaza sonucu elimi sakatladım ve yazamadım bölümü. Neyse daha fazla uzatmayayım.İyi okumalar🖤

EYMEN'DEN

4 gündür Duru'dan haber alamıyoruz. Aramadığım yer kalmamıştı. Sadece ben değil herkes günlerdir Duru'yu arıyordu. İyi olduğuna kendimi ikna etmeye çalışıyordum ama artık umudumu yitirmiştim. Aklımda çok kötü düşünceler dolaşıyordu.

Arasla beraber kulüpte otururken cebimdeki telefon titremeye başladı. Hafif doğrulup telefonu cebimden çıkardım. Yabancı bir numara arıyordu.

—Alo
—Eymen

Duru'nun titrek sesini duyduğumda hemen ayağa fırladım.

—Nerdesin güzelim?
—Kimseyi istemiyorum sadece iyi olduğumu bilin istedim.
—Yanına gelicem güzelim sen istesen de istemesen de nerdesin söyle!
—Gelme Eymen yalnız kalmak istiyorum lütfen. Seni seviyorum.

Başka birşey demeden telefonu hemen kapattı. Numarayı geri aradığımda ulaşılamadı. Biraz olsun rahatlamış hissediyordum ama onu görmeden tam olarak rahat olamayacaktım.

Telefonumun tekrar titremeye başlamasıyla ekrana baktım. Can arıyordu.

—Efendim Can
—Duru seni de aradı mı?
—Evet
—Neredeymiş bize birşey söylemedi.
—Bana da söylemedi yalnız kalmak istiyormuş.
—Başka bir haber alırsan haber ver
—Tamam

1 HAFTA SONRA

Konuştuğumuz günün üzerinden 1 hafta geçmişti. Sadece 1 kere daha aramıştı ve başka haber alamamıştık hiçbirimiz.

Zorla okula geldiğimde herkesin okulda olduğunu gördüm. O tarafa ilerledim. Ders zili çalınca herkes sınıflarına dağıldı. Duru gittiğinden beri salak gibiyim. Bakıyorum görmüyorum, duyuyorum anlamıyorum.

İlk ders Duru'yu düşünüyorken hızlıca geçti. Teneffüste hep birlikte otururken Rıfat amca akşam külüpte parti düzenlediğini ve oraya katılmamız gerektiğini söyleyen bir mesajla hepimizi bilgilendirdi. Kızı yaklaşık 2 haftadır ortada yok ama umrunda bile değil.

Partiye yanımda Duru yokken katılmak istemiyordum. Onun olmadığı hiçbir şeyi istemiyordum ama babam evime gelip beni zorla götürdü.

Takım elbisemin kravatını düzeltirken kapıdan içeri girdim. Bize ayrılan masaya oturduk. Masaya oturmamla kalkmam bir oldu aslında rahat edemiyordum hiçbirşekilde, iyiyim dedi ama nerde bilmiyorum içim çok kötü Duru'yu bulmam lazımdı.
Dışarı çıktım hava almaya biraz olsun rahatladım.

DURU'DAN
Hani insanın bazen bir hali olur tarif edemez, şuan o haldeyim. Hayatımın en acı gerçeğiyle yüzleştim ve nasıl altından kalkıcağımı bilmiyorum. Bu gerçek beni öldürüyor.

Hayatım boyunca eksikliğini çektiğim annem, ölmemiş, ÖL-ME-MİŞ..
çocukları anneleriyle görünce kıskanırdım hep çocuksu bir kıskanma, içim giderdi aslında onlar annelerinin yanındayken. Evde hep gizli gizli ağlardım benim şanssız olduğumu, her zaman bana acıyacaklarını düşündüm. Evet acımıyorlardı! Ama şansızdım.

Anne özlemini o kadar iyi biliyorum ki, o kadar sarılasım var ki ama yediremiyorum neden daha önce gelmedin ki, niye daha önce çıkmadın karşıma?
Küçük bir kız çocuğuyken, anneye ihtiyacım varken neden yoktun, neden?

Aslında herşeyi anneme yüklemem doğru değil. Anne derken bile tuhaf hissediyorum.
Babam ya o, nasıl saklarki benden. Bir insana annesini neden göstermez madem göstermiycekti beni niye doğurtturdu.

KARANLIKTA KAYBOLAN RUHUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin