1- Yol Ayrımı

40.5K 1.9K 898
                                    

Sakalı misk kokan rahmetli dedem ve güzel huylu, sevgi dolu anneannem anısına...Ruhunuz rahmet içinde uyusun. Çocukluğumun en güzel kahramanları olarak kalacaksınız...

🍀🍀🍀🍀🍀

21 Nisan 2019 pazar. Başlarken sizler de not düşün isterseniz 🤗

Ayrıca yeni bölüm kesitlerini okumak ve diğer kitaplarımla ilgili paylaşımları da görebilmek için beni @siyahlotus_ instagram hesabımdan takip edebilirsiniz. Link profilimde de mevcuttur 🤗

🌹🌹🌹🌹🌹

Bursa'dan yola çıktığım otobüs Tokat'a 10 kilometre mesafede durunca, yolculuğum bitti diye şükredip indim araçtan. Sabah ayazını yiyince uykusuzluğunda etkisiyle bir an önce bir yatak bulup içine gömülmenin hayaline kapıldım. Oldum olası otobüste uyumakta zorlanır, yolculuk uzadıkça hışırım çıkardı. Neyse ki kuzenim Petek beni almaya çoktan gelmişti. Bu şubat soğuğunda yol kenarında beklemeyecektim. Bundan sonrası kolay, sadece dedemin çiftliğine kadar 5 dakikalık bir araba yolculuğu daha yapmamız gerekiyor.

"Hoş geldin kuzen, kaç bavulun var?"

"Hoş buldum kuzi, iki bavul. Pembe olanlar." Favori rengimi birçok şekilde hayatıma dahil ediyordum. Eh bavullarda gittiğim yere beninle geldiğine göre, pembe olmaları çok normal. Galiba normal olmayan saçlarımın da pamuk şeker gibi pembe olması. Otobüstekiler, muavin ve yanımızdan geçen araçların sürücülerinin bakışlarına dayanarak vardığım yargı buydu. Bavulları alıp arabaya götürdük ve bagaja yerleştirdikten sonra Petek bana sarılıp geriye çekilirken keyifle sırıtıp,

"Çiçek, yalnız saçlar harbiden efsane olmuş, pamuk şeker gibisin." demez mi?

"Kuzi bu yorumu aldığım kaçıncı kişisin inan bilmiyorum." dedim biraz ukala görünmeye çalışarak ama Petek kıkırdayıp,

"Sen yorumun hasını dedemden alacaksın bence. Şimdiden kendini hazırla canım." Dedemi hesaba katınca dudaklarımı büktüm ve gözlerimi sanki kafamın üstünü görebilirmişim gibi tepeme dikip indirdim. İç geçirip cevap verdim.

"Eminim sen onu alıştırmam için epey yardım edersin bana. Malum artık hep gözünün önünde olacağım ve bu saçlara alışması gerek." Petek, bilmem ben, der gibi omuz silkti.

"Hep burada olma konusunu konuşalım da önce, sonra saçları ve dedemin tepkisini hallederiz. Çatlattın beni, bir şey de söylemedin." dedi manidar bir sesle.

"Hayatımın hatta hayatımızın dönüm noktasını wattsapta konuşacak değilim herhalde. Gidelim de, uzun uzun başını ağrıtırım. Irmağın ayazını yeteri kadar yediğimi düşünüyorum." Petek sürücü kapısını açarken gülümsedi,

"Kanal yolunda?" Ben de güldüm ve diğer kapıyı açarken onayladım.

"Kanal yolunda." Bu yıllardır sürdürdüğümüz bir gelenekti. Teyze kızları olarak bir araya gelince ilk işimiz köyün sulama kanalı boyunca köy dışına yürümek ve sohbet etmek olurdu. Galiba bu hep hayatımızın bir parçası olacaktı. Araba köye giden kestirme yolu teperken yeşilirmağın üstünden geçtik. Sabah sisi yeni dağılmaya başlamış gibiydi. Karşımızda Kazovayı boydan boya takip eden dağ sırası uzanıyordu batıdan doğuya doğru ve yükseklerde epey kar vardı.

"Aşağı da yağdı mı kar?"

"Evet ama çok kalmadı. Yine yağar diye bekliyoruz. Toprağın ihtiyacı var."

BİR KAVANOZ GÜL REÇELİ -Raflarda!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin