14) Evlilik Oyunu

Start from the beginning
                                    

+Sen namazını kılıp yatarsın, ben gidip içerde biraz daha oturayım, bu gece onlarla son gecem.diyebilmiştim.

-Eylül bence hiç gitme. Onlar bir şekilde kabulleneceklerdir bu durumu. Gidip seni üzmeleri için fırsat verme.

+Haklısın. derken çalışma masamın sandalyesine oturmuştum.

-hiç iyi görünmüyorsun. Bir yerin mi ağrıyor?

+kalbim ağrıyor. Ben bu olanlar için, onlara yalan söylediğim için çok üzülüyorum.

-anlıyorum ama senin bir suçun yok ki. Bunu yapmaya onlar seni mecbur bırakmadı mı?

+öyle ama derken Fahri'nin telefonu çalmıştı.

-Warda arıyor dediğinde, öğlenden beri ona hiç mesaj atmadığımı farketmiştim. Fahri telefonu açmış Warda ile konuşmaya başlamıştı. Bir kaç saniye geçmeden Fahri telefonunu bana uzatıp "kardeşin seninle konuşmak istiyor ve hiç mesaj atmadığın içinde biraz sinirli şimdiden söyleyeyim" diyerek gülümsemişti. Sonra da akşam namazını da odamda kıldığı için seccadeyi koyduğum yerden alıp serdikten sonra, biz konuşmaya başlamışken o da namazını kılmaya başlamıştı.

+Warda kardeşim benim çok özür diliyorum. Suçluyum biliyorum ama inan ki o kadar şey geçti ki başımdan telefonu elime almak aklıma bile gelmedi. Çok özür diliyorum..

•çok merak ettim seni. Keşke en azından kısacık da olsa bir mesaj atsaydın. Nasılsın bilseydim.

+biliyorum kardeşim haklısın. Ama öğlen yine ailemle tartıştık hem de çok kötü bir şekilde derken, Warda neler olduğunu sormuş, bende şu ana kadar tüm olanları ona da anlatmıştım...

•şimdi her şey yolunda mı peki?

+Sanırım yolunda. İnandılar galiba.

•aileni demiyorum, senin için her şey yolunda mı? İyi misin kardeşim?

+bilmiyorum nasılım. Şuan boşlukta gibiyim. Tüm bu olanlara rağmen onlara yalan söylediğim için pişmanım. Ama başka yapacak bir şey bırakmadıkları için de çıkış yolu bulamadım. diye konuşurken Warda araya girmişti.

•Eylül yapma böyle, senin hiç bir suçun yok, kendin de biliyorsun bunu. Artık kendine daha fazla yüklenme. Ağlamak istiyorsan kendini tutma ağla, ağla içini boşalt ki rahatlayasın. derken ağlamaya çoktan başlamıştım bile.

Heh şöyle. Sen yanlış bir şey yapmadın. Seni bunları yapmaya onlar zorladı. Yaşamanı istedikleri hayatı sen yaşamak istemiyordun değil mi?

+evet.

•ama onlar yine de seni tüm yalvarmalarına rağmen zorlamaya devam etti dimi?

+evet.

•istemiyorsan vazgeçeriz diye bir şey demediler değil mi?

+evet demediler.

•o zaman doğru kararı vermedin mi sence de?

+evet derken. Bir yandan tebessüm etmeye başlamıştım. Hatta gülmeye başlamıştım. Warda ile sohbet ederken bir yandan da odamda volta atıyordum, bizim sohbetimiz uzamış Fahri çoktan namazını bitirip yatağıma oturmuştu. Bazanın başlığına sırtını dayayıp kolları birbirine sarılı halde beni izliyordu... İzlediği için gergindim.

+teşekkür ediyorum kardeşim. Seni çok sevdiğimi ve varlığın için her daim şükrettiğimi biliyorsun dimi...

•biliyorum kardeşim. Sende iyi ki varsın. Daha fazla kendini üzme de bir an önce buraya gelin tamam mı? Aradan çok zaman geçmedi ama sanki asırlar geçmiş gibi çok özledim.

+inan bana da öyle geliyor sanki 1 hafta değil de 1 asır gibi...

•öyle. derken Warda'nın esnediğini anlamıştım.

+kardeşim neredeyse bir saattir tuttum yine seni hakkını helal et. Orada gece yarısını çoktan geçti bile. Yarın işe de gideceksin kapatalım da uyu sen.

•helal olsun kardeşim ne demek... Konuşmasaydık uyuyamazdım. Sabahtan beri arayacaksın diye elimde telefonla bekliyordum. Şimdi iyi olduğuna iyice emin olduğuma göre artık rahatça uyuyabilirim.

+Tekrardan kusura bakma kardeşim. kendine iyi bak, iyi ki varsın, seni çok seviyorum. Allah'a emanet ol öpüyorum.

•bende öpüyorum. Allah'a emanet ol, bende seni çok seviyorum kardeşim.
diyip telefonlarımızı kapatmıştık.

Tebessüm edip, teşekkür ettikten sonra Fahri'ye telefonunu vermiş, sonra da odamın kapısını kilitleyerek kendime yerde yatmak için, sandalyeye çıkarak dolabımın üstünde tuttuğum kışlık kalın yorganımı döşek niyetine yere indirip sermiştim. Dolabımın üstünde duran yedek yastığı da almış, çarsafımı da üzerine örtmek için hazirlamıştım... Fahri mahcup bir şekilde beni izliyordu. En sonunda dayanamamış,

-ikimizin burada yatmasının uygun olmayacağını biliyorum, istersen sen yerinde yat, ben yerde yatarım demişti.

+hayır olmaz sen hem misafirsin hem de yol yorgunusun. Sen orada rahatça uyu. Ben de şirkete teslim etmem gereken dosyaları ayarlayıp yerde uyuyacağım.

-tamam öyle olsun, diyerek arkasını dönerek yatmıştı. Bende odamdaki banyoya girip ev örtümle saçlarımı iyice kapattıktan sonra üzerime pijamalarımı giyip uyumuştum.








~~~~~~~~~~ bölüm sonu ~~~~~~~~~

Bölümü beğendiyseniz oylamayı ve iyi kötü yorum bırakmayı unutmayın. Şimdiden teşekkür ediyorum.

AŞK / Hayallerin Ötesinde Where stories live. Discover now