Fifty Shades of Tomlinson || Larry

- 6 -

Dudakları benimkileri keşfediyordu. Tanrım bu anı dondurabilir misin? Biliyorum eşcinselim ve benden nefret ediyorsun ama lütfen? Dili ağzımı kesfe çıkmışken ağzına doğru inledim. Kendini bana bastırdı ve onu karnımda hissettim.

Tanrım beni istiyor!

Beni onu istiyordum. Hemen şimdi burada. Bu asansörde.

Dudaklarını dudaklarımdan ayırıp tane tane konuştu.

"Sen. O. Kadar. Tatlısın. Ki." Her kelimesinde biraz daha eridim. Ve asansörün kapısı açıldığında beni öylece bıraktı. İçeri girenler sırıtarak girmişti. Onlar üçüncü katta inmişlerdi.

"Dişlerini fırçalamışsın" dedi.

"Seninkini kullandım." deyip küçük bir çocuk gibi sırıttı.

Ufak bir kahkaha attı.

"Ah,Harold. Ben seninle ne yapacağım?"

İndikten sonra "Bu asansörlerin olayı ne?" diye mirildandi. Cevap vermedim. Gülümsedim.

Arabaya bindiğimizde ne yapacağımı bilemiyordum. Konuşmalı mıydım? Öpüşmeden bahsetmeli miydim? Bilemiyordum. O da hiç konuşmamıştı.

Bir tuşa bastı ve iki kadının mükemmel sesleri arabayı doldurdu.

"Klasik müzik mi seviyorsun?" diye sordum.

"Zevklerim çok çeşitlidir,Harold." dedi ve ben nedense müzikten bahsetmediğini hissettim. "Ya seninkiler?"

"Bende öyle." dedi ve bu sefer başka bir şarkı çalmaya başladı.

Kings of Leon'dan ateşli seks... Hmm..

Müzik telefonunun sesiyle bölündü. Sertçe "Tomlinson." dedi.

"Gizlilik sözleşmesi hesabınıza yollandı,Bay Tomlinson."

"İyi. Hepsi bu,Alana."

"İyi günler efendim."

Direksiyondan bir düğmeye basıp görüşmeyi sonlandırdı ve müzik tekrar başladı. Ama bir kaç saniye sonra yeniden telefonu çaldı. Tüm hayatı böyle telefon konuşmalarıyla mı geçiyordu yani?

Kızmış gibi "Tomlinson." dedi.

"Selam,Louis. Uygun musun?"

"Sanada merhaba Luke. Hoparlördeyim ve arabada yalnız değilim."