DN VI

216 1 0
                                    

Mirasımın olduğunu söylemiştim. Ve abim olduğunu da. Abim Charles benden 3 yaş büyük. Malesef miras hakkı onun daha fazla. Kendisi Amerika 'da doktor. Ben ise Belçika 'da barda çalışan zavallı bir kızım sadece. Bu yüzden ailem her zaman ona öncelik verdi. Mirasın çoğuda ona gitti. Bana sadece ev tutmak ve içini döşemek için para kaldı.

Bara döndüğümde bir kaç müşteri şimdiden gelmişti. Bardakları temizlemeye başladım. Petra 'da müşterilerle ilgileniyordu. Ahh, normal bir hayata kavuşmuştum sanki. İçeriye iki kişi daha girdi. Turiste benziyorlardı. Sarı saçlı, mavi gözlü harika erkeklerdiler. Kendime gelmem gerekiyordu. Başıma ne geldiyse zaten erkekler yüzünden gelmişti. Bardakları temizlemeye tekrar geri döndüm. Ama göz ucuyla arada sırada onlara bakmadan duramıyordum. Petra yanlarına geldiğinde ingilizce konuşmaya başladılar. Evet turistlermiş. Petra 'nın ingilizcesi iyi değildir. Hem onu bu durumdan kurtarmak, hem de iki sarışını daha yakından görmek için yanlarına gittim :

- Petra, sen git ben bakarım.

Petra hiç itraaz etmeden gitti :

- Hi guys. What will you have? ( selam. Ne alırsınız ? )

İngilizce konuşan biri görmek onları rahatlatmış olacak ki sarı dik saçlı olan bir oh çekti :

- Hi. We want 2 Beer and chesee. ( 2 Bira ve peynir istiyoruz. )

- Okay. I bring it right away. ( tamam hemen getiriyorum. )

Bunu tatlı bir şekilde söylemiştim. Gülümsemelerini bekliyordum ki gülümsediler. Demek ki herşey iyi gidiyordu.

Her şeyi hazırladım ve onlara götürdüm. Uzaktan duyduğum kadarıyla almanca konuşuyorlardı :

- 2 Berr and chesee. Guten appetit. ( 2 bira ve peynir. Guten appetit almanca : afiyet olsun. )

Şaşırmışa benziyorlardı. Ne yani alman değilim ama almanca bilemeyecekmiydim. Neyse. Göz kırparak yanlarından uzaklaştım. Petra neler olduğunu anlamıştı. Eve geç geldiğimde bana kızan annemin bakışı gibi bir bakış attı. Bense sadece gülümsemekle yetindim. Tepsiyi bıraktım ve diğer müşterilerle ilgilendim.

Saat 18:00 olmuştu. O iki alman saat 17:20 'den beri burdaydılar. Yeni insanlar geliyordu ve yoğunduk. Ama ben hep onları izliyordum ( kesmek daha doğru olur ). Kalkmaya karar verdiklerinde işimi bıraktım ve yanlarına gidip, masadaki bardakları topladım. Mavi tişörtlü olan arkadaşına birazdan geleceğini söyledi. Sanırım amacıma ulaşmıştım. Bana numarasını vereceğini düşünüyordum. Ama o daha farklı bir şey yaptı. Benden numaramı istedi. Numaramı ona vermek benim için zevkti. Numaramı aldı ve arayacağını söyledi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 28, 2014 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KarmakarışıkWhere stories live. Discover now