"Tamam anne sonra konuşuruz."
"......."
"Ay tamam kapat!"
Bıkkın bir nefes verip telefonumu koltuğa fırlattım. Evet tam olarak fırlattım.
Annemle konuşmayı istemiyordum çünkü telefonu bir daha kapatmıyordu. Bu da beni delirtiyordu haliyle. Televizyonun kumandasına uzandım ve açtım. Kafa dağıtmam gerekiyordu. Tabii çikolatalı sütü'de unutmayalım.
Bir kaç saattir televizyon izliyordum ve sıkılmaya başlamıştım. Ayağa kalkıp cips paketini aldım. O sırada gelen anahtar sesi ile kafamı sesin geldiği yöne çevirdim.
"Tanrım sen-!"
"Bir şeyim yok Eun Jung. Yukarıda ilk yardım çantası olacaktı onu al."
"T-tamam.."
Koşarak üst kata çıkıp çantayı aldım. İçindekileri kontrol ettikten sonra yine koşarak aşağı indim.
Asla koltukta baygın gibi yatan bir Jimin beklemiyordum.
Yavaşça yanına gittim ve çantadan birkaç pamuk çıkardım. Hafifçe yaralara bastırırken arada yüzünü buruşturuyordu.
Sonunda bitirdiğimde dudağının kenarına da küçük bir yara bandı yapıştırıp bandın üstünden öptüm.
"İyi misin? Ne oldu? Kavga mı ettin? Gerçi şu suratın başka bir şey ile bu hale gelemezdi ya neyse."
"J-Joon Seok yaptı.."
"Ne?! Onunla mı kavga ettin? Tanrı aşkına Jimin etrafta kimse yok muydu?"
"Bak bilerek kavga etmedim. Sıkıştırınca kenimi savunmak zorunda kaldım o kadar."
"İyi."
"Ha bir de şurayıda öpsene."
Ona doğru dönmemle kaşının üst kısmındaki bir yara bandını göstediğini gördüm. Eğilip orayıda öptükten sonra ayağa kalktım.
"Ben yemek yapayım."
—————
Hayatımda ilk kez ramen dışında bir yemek yapmıştım ve bence gayet güzeldi. Yemeğe gömülmüş yerken içerideki sesleri duymamla koşarak salona gittim.
"Orospu çocuğu!"
Jimin telefona bakarak dişlerinin arasından konuşunca yanına oturdum. Bana dönen baygın bakışları ile konuşmaya başladı.
"Çok mu bağırdım?"
"Yok canım sadece evin duvarları çatladı o kadar. Ha birde beni çok sevgili yemeğimin başından kaldırman haricinde kötü bir şey olmadı yani."
Kafasını sallayıp ayaklandı. Peşinden bakarken kötü bir şey mi söyledim diye düşünüyordum. Çok geçmeden seslenmesi ile kendime geldim.
"Hadi gel uyuyalım artık."
"Tamam da bensiz uyuyamıyor musun?"
"Aa nasıl uyuyabilirim güzel horlaman olmadan?"
—————
"Dersin bitmesine daha varmış ya. Neyse serbestsiniz."
Tüm sınıftan 'oley' nidaları yükselirken bende tahta kalemlerimi çantama koydum ve telefonumu çıkardım. Jimin'den mesaj geldiğini gördüğüme sevinmiştim.
P_Jimin
İlk günün nasıl geçiyor bakalım? :)
Jungjung_
İyi gibi.
P_Jimin
İyi gibi mi? Neden çok mu yorgunsun?
Jungjung_
Hayır, zaten bu gün sadece 4 dersim vardı. Yani yaklaşık 15-20 dakika sonra çıkacağım.
P_Jimin
Çıktığında ara. Yemek yeriz.
Jungjung_
Tamam.
Telefonu kapatıp çantama koydum. Eş zamanlı olarak yanıma bir öprenci gelmişti.
"Öğretmenim dışarıda birisi adınızla bağırıyor."
Kaşlarımı çatıp çocuğa bakmaya başladım. Kim olabilirdi ki?
"Gidip baksana geri zekalı!"
İç sesime onay verip camın yanına gittim. Fakat dışarıda Joon seok bağırıyordu!
Sınıftan koşarak çıkıp merdivenlere yöneldim. Bahçeye çıktığımda beni fark ederek yanıma gelmeye başladı. O geldikçe geri gidiyor ve uzaklaşmaya çalışıyordum. Sonunda sırtım duvarla buluştuğunda Joon seok'ta yanıma varmıştı.
"Neden? Neden ben değilde o? Ben daha yakışıklıyım. Daha zenginim. Peki neden beni sevmiyorsun da o piçi seviyorsun!"
"Birincisi ben yakılıklılığa yada zenginliğe bakacak kadar düşük seviyeli bir insan değilim! İkincisi seni sevmiyorum çünkü.."
Ben onu zamanla unutmuştum ve tekrardan karşıma geçip benden onu sevmemi bekleyemezdi. Beni aldatmışken neden evlilik haberimle birden geri dönsün k-
"Çünkü ne? Söylesene çünkü ne!"
"Çünkü.. bir nedeni yok. Senin gibi bir aşağılığı sevmek istemiyorum!"
O sırada karnıma saplanan acı ile iki büklüm oldum. Bütün vücuduma işleyen soğuk demir ve bacaklarımdan aşağı süzülen kırmızı sıvı...
Gözlerim kararmaya başlarken çocuksu bir ses duydum.
"Öğretmenim!"
"Ha? Ne? Ne oluyor?"
"Şey uyumuşsunuz da zil çaldığı için uyandırmıştım."
"Oh teşekkür ederim."
Çantamı koluma takıp sınıftan çıktım. Nasıl bir kabustu ya böyle?
«««««»»»»»
Selam! Geri döndüm vihuu!
Neyse şöyle kısa bir yazı yazıp gideceğim.
Şimdi buraya 'çok yoğundum' 'sınav haftasıydı' gibi şeyler yazmak isterdim fakat ben düzenli bir insan olduğum için her şeye yeteri kadar vakit ayırabiliyorum. Yani benim geç atmam bu gibi sebeplerden dolayı değil.
Aslında hikaye taslakta duruyor. Sadece ben yollamak için vakit kolluyorum. Fakat şunu fark ettim, yorum olmadıkça ve fikirlerinizi bilmedikçe hevesim kaçıyor.
Yani illa görüşlerinizi burada belirtin demiyorum. Özelden de yazabilirsiniz. Sadece hikaye hakkındaki görüşleri ve tavsiyeleri öğrenmek istiyorum. Çok mu? Neyse sizi seviyoreeee ♥️
