Heyecanlı Cadılar Bayramı

909 79 69
                                    


Keyifli ve heyecanlı olduğuna inandığım bir bölüm oldu, üstelik baya da uzun. Umarım siz de oy vermeyi çok görmezsiniz. Çünkü orada okunma sayısını görebiliyorum, biliyorsunuz...
Her neyse, iyi okumalar!

Gergince güldüm. Harry ile uzun zamandır konuşamamıştık zaten, bir de şimdi hızlıca bir yalan uydurmam gerekiyordu.

"Archie ve Shannon'ı," diye geveledim. "Bir süredir nasıl olduklarını sorma fırsatım olmadı da, suçlu hissediyordum."

Aslında tam olarak yalan sayılmazdı. Hem onların hem de gerçek ailemin nasıl olduğunu sorma fırsatım olmamıştı ve bu konuda gerçekten suçlu hissediyordum. Sahip olunacak en iyi evlat olmadığımı biliyordum.

Harry gülümseyerek yanıma geldi.

"Hogwarts'da zaman çok hızlı geçiyor," dedi bana teselli vermek istercesine. "Kendini suçlama. İstediğin zaman onlara bir mektup yollayabilirsin."

"Eh, tabi," diye mırıldandım, onunla birlikte yürümeye başlarken.

Harry kafa karışıklığıyla dönüp yüzüme baktı. Gözlük camının arkasındaki yeşil gözleri hafifçe kısılmıştı.

"Sen neden geziye gitmedin?" diye sordu aniden. "Yoksa ailen onlara yazmıyorsun diye izin mi vermedi?"

Hafifçe kıkırdayıp koyu renkli saçlarımı omzumdan geriye ittim.

"Hayır, ondan değil," dedim yumuşak bir ses tonuyla. Konunun değişmesi beni mutlu etmişti. Harry benimle konuşmak istiyor gibi gözüküyordu. "Sadece gitmek istemedim, iyi vakit geçireceğimi düşünmedim."

Şaşkınlıkla yüzüme baktı, hemen sonra yüz ifadesi yumuşadı ve halden anlar bir şekle büründü.

"Juliet," diye mırıldandı. "Geçen sefer için özür dilerim. Öyle olmasını kastetmedim-"

Ellerimi hızlıca olumsuz anlamda sallamaya başlayarak onu susturdum. Aslında bu konuda suçlu hisseden bendim. Yersiz bir tavır takındığımın farkındaydım, onları Draco'yu sevmeleri için zorlayamazdım.

"Asıl ben özür dilerim," dedim aceleyle fakat mahcup bir biçimde. "Hagrid benim de dostum ve onun kötü bir niyetinin olmadığını biliyorum. Söylediklerim yüzünden kendimi kötü hissediyorum. Sadece Draco'nun da bir suçu olmadığını anlatmaya çalışmıştım. O da benim arkadaşım ve onu öyle görmek benim için zordu."

Harry usul usul başını salladı. "Biliyorum," dedi düşünceli bir halde. "Yine de burada olmana sevindim, en azından arkadaşlarımdan biriyle vakit geçirebileceğim."

Olduğum yerde durup ona doğru döndüm. Mutlulukla gülümseyerek elimi uzattım.

"O zaman hala arkadaşız?" diye sordum heyecanla.

"Ah." Harry düşünceli bir halde dudaklarını büktü ve ona uzattığım elime baktı. "Ben aslında Colin'i kast etmiştim, Ortak Salon'da beni bekliyor."

Şaşkın ve biraz da utanmış bir halde elimi indirdim. Benden bahsettiğini zannetmiştim, yanlış mı duymuştum? Kendimi gerçekten küçük düşürmüştüm. Karşısında aptalca heyecanlandığım için son derece rezil olmuş hissediyordum. Yanaklarım çoktan ısınmaya başlamıştı. Boğazıma aniden çöken kuruluk, konuşmama hiç de yardımcı olmuyordu. Zaten ne diyeceğimi de bilemiyordum.

"Bak," dedi Harry gülerek. Parmağıyla suratımı işaret ediyordu. Şaşkınca yüzüme dokundum, suratımda bir şey mi kalmıştı? Bugün fena şanssızdım!

Harry birden ellerimi yakalayarak aşağıya indirdi. Aniden aramızdaki mesafe bir iki adıma inmişti. Eğilip gözlerini gözlerimin konumuna getirdiğinde, utanarak geriye doğru kaçmak istedim. Yine de kendimi olduğum yerde kalmaya zorladım.

Eğer Harry Potter'da Olsaydım (3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin