1

9.4K 468 196
                                    

QuickNote: Olay 1990'da geçiyor. Bu yılda Steve 34, Tony 15 yaşında. İleriki bölümlerde yaş farkı çok uçurum olmasın diye böyle yapmak durumunda kaldım.

Tony 15 yaşındayken babası tarafından tanıştırılan bu askeri sevmişti.
Steve'in öldüğünü duyduğunda ona olan sevgisinin eksilmediğini fark ediyordu.
Yıllar sonra onu tekrar karşısında gördüğündeyse sevgisinin hiç değişmediğini fark etti.

1990 - Steve 34 / Tony 15

"Anthony, sana evden çıkarken burayı toplamanı söylemiştim" Howard ceketini asıp masanın üstündeki dağınıklığı görmezden gelmeye çalıştı. Steve'i evine davet etmek ne derece doğru bir seçimdi bilmiyordu. "Oğlum" diye mırıldandı arkasındaki askere. Ona ailesinden bahsetme lüksüne erişmiş sayılmazdı, genellikle çok yoğun çalışma saatleri olurdu. Hatta Steve'le denk gelmesi bile zorlaşıyordu, örgütün son sığınakları kalmıştı.

Tony kollarını birleştirip sol omzunu kapının pervazına dayadı ve ağırlığını koluna verdi. Gözleri babası ve yabancıladığı adamda geziyordu. "Yeni geldim"

"Ben sana söylediğimde yapmış olabilirdin, orada burada yaptığın haltlar kadar sözlerime de kulak ver"

Steve, ortada arkadaşını kızdıracak kadar büyük ne olduğunu anlamış sayılmazdı. Başını çocuğun olduğu tarafa çevirdi. Sadece çocuktu, herkes bunları yapardı o yaşlarda.

"Maria nerede?" İçki dolabındaki şişeleri kenara iterek aradığı şişeye ulaştı.  Bardakları tek avucuna alıp turuncu sıvıyla doldururken Tony aynı sıralarda Steve'i izliyordu.

"Bilmem, dönmedi"

"On beş yaşındaki çocuk savaş dönemi sokaklarda cirit atıyor, hanımefendi tek başına orada burada geziyor. Durumu en iyi anlaması gereken aile bizken, kimse sorumlu davranmaya niyetli değil belli ki"

"Belki senin gibi bir adamdan kaçmak annemin de aklına yatmıştır, nitekim benim çok aklımı çeliyor bu fikir"

"Anthony!"

"Şey, aa," Steve ikisinin de tansiyonu yükselten iğneleyici laflarının arasına dalmayı planlayarak yapmıştı ama devamını nasıl getireceğini düşünmemişti. Şimdi iki Stark da dik dik ona bakarken ellerini birbirine çarpıp sadece zoraki bir gülümseme takındı. "Howard, bana şu uçağı nasıl kullanacağımı anlatman gerek"

"Haklısın, haklısın" Howard kaşının üstünü kaşıyıp Steve'e bardağını uzattı. "Ama önce Maria'ya bakayım, on beş dakikaya dönerim"

Steve başıyla onaylarken Howard az önce asmış olduğu cekete geri uzandı ve Tony'e bu konuşmanın bu şekilde bitmeyeceğinin mesajını veren bir bakış gönderdi. Zaten Tony de bu kadar kolay olacağını düşünmemişti.

Bunun birkaç dakika sonrasında, kapanan kapıdan gözlerini çekti Steve ve Tony'e bakma gereksinimi duydu. Kendi lise döneminde okulundaki zorbalık eden tipler gibi bir görüntüsü vardı ancak öyle olmadığını hissediyordu Steve.

Tony koltuğa yürüyüp elini nihayet ona doğru uzattı. "Tony. Stark. Resmi birine benziyorsun, resmiyetten tanışmamız gerek, değil mi?"

Steve başıyla onaylayıp yamuk bir gülümseme sundu ve kendine uzatılan eli kavradı. "Steve Rogers"

"Asker değil misin?" Tony kaşlarını kaldırdı, elini hala tutuyordu.

"Yüzbaşı Steve Rogers" diye düzeltti kendini Steve. Tony başıyla onaylayıp elini onun elinden ayırmak zorunda hissetti.

Time On Earth | Stony & Spideypool AuWhere stories live. Discover now