11~ "Aklı sıra trip mi atıyor bu gerizekalı?"

1.3K 100 53
                                    

Bu bölüm neyin kafasıydı bende bilmiyorum. Zaten yine içime sinmedi. Bu aralar işler olması gerektiği gibi gitmiyor ve Nash'e biraz sinirliydim açıkçası. Twitter etkinliği yapmıştık #TurkeyNeedsNashGrier diye. Tınlamadı gerizekalı. Görmemiştir demeyin çünkü çok fazla tweet attık ve aralarından birini kesin görmüştür. Her neyse işte öyle. Diğer bölümü yazmaya başladım. Hatamı telafi etmek için onu daha çabuk atıcam merak etmeyin.

Sizi çok seviyorum yorumlarınızı ve vote larınızı eskik etmeyinn <33

Not: Wattpad deki salak bir sorun nedeniyle yorumlara cevap veremiyorum. Sorun kalkar kalkmaz cevap vereceğim.

.

Nash gülerek başını sağa sola sallarken tekrar bana döndü. "Şaka bir yana hala sorumu cevaplamadın."

Derin bir nefes aldım ve gülümsedim. "Küçük, atlara aşık ve sevimli kız kardeşini mutlu etmeye gidiyoruz Nash."

Nash yarım ağız gülümseyip bana bakarken yine gözlerinin maviliğinde kaybolduğumu fark ettim. Bilemiyordum. Neden ona bakmak beni iyi hissettiriyordu? İşte cevabını bilmediğim bir soru daha.

(...)

"İşte geldik Kenşu."

"Burası mı?"

"Evet. Bir sorun mu var?"

Evinizin fazla büyük olması dışında hiçbir sorun yok tabii.

"Hayır sorun yok."

Nash ile dört beş saniye sadece birbirimize baktık. En sonunda kaşlarımı çattım.

"Nash?"

Bakışları garipti. Bilemiyorum.. Sanki bir şeyi anlamaya çalışıyormuş gibiydi. Ya da sadece ben öyle düşünüyordum sanırım.

"Efendim?"

Sesi bomboştu. Daha az önce enerji dolu çocuğa noldu? Kaşlarımı daha da çattım. Önce çatılan kaşlarıma baktı sonra tekrar gözlerime bakmaya devam etti.

"Gitmiyor muyuz?.."

Birden silkindi ve devam etti. "Ah evet tabi."

Birden arabadan çıkıp kapıyı kapatırken şaşkınlıkla arkasından baktım. Bu nasıl bir dengesizliktir lan?

Hemen arabadan çıktım ve sertçe kapıyı kapattım. Nash hemen yanıma geldi ve araba kumandasıyla arabayı kilitledi.

Bir elini sıkıntıyla cebine attı ve bana döndü. "Bugün biraz yorgunum. Üzgünüm."

İçimdeki Cansu gözlerini kısıp 'Belli.' Diyerek tıslarken bense sadece gülümsedim. "Önemli değil. Hadi gidelim."

Nash sadece başını salladı ve eve doğru yürümeye başladı. Bende arkasından onu takip ederken sonunda durduk ve Nash zile bastı.

Kapıyı Nash'in annesi olduğunu tahmin ettiğim bir kadın açarken önce Nash'e, sonrada bana bakıp gülümsedi.

"Cansu sanırım sensin?"

Kadın elini uzattığında atabildiğim en içten gülümsememle elini sıktım.

"Evet ve sizde..."

"Elizabeth."

"Tanıştığımıza memnun oldum Bayan Grier."

"Bana lütfen Elizabeth de. Hadi ayakta kalmayın içeri geçin."

İkimizde içeri geçerken ilk dikkatimi çeken şey televizyonda çalışan Sünger Bob olmuştu.. Ne? Sünger Bob'tan bahsediyoruz. Çocukluğum sabahın köründe kalkıp cnbc-e'de nickledion kuşağını izlemekle geçti benim. O sünger ve aptal arkadaşı Patrick benim herşeyimdi.

Give Me Love (Nash Grier Fan Fiction) (DEVAM EDİLMİYOR)Where stories live. Discover now