10. Bölüm

7.6K 159 1
                                    

Carmen gözlerini açtığında burnuna güzel bir koku geliyordu. Burnunun hizasında Antonio'nun boynu vardı ve bir erkeğin boynunun bu kadar güzel kokması yasaklanmalıydı. Burnunu boynuna değdirdiğinde tüm kaslarının gerildiğini ve soluklarının hızlandığını farketti. Bu adam onda uyuşturucu etkisi yaratıyordu. Boynuna bir öpücük kondurdu. Sonra bir tane daha. Hızını alamayıp boynunu emmeye başladı Antonio'nun. Tadı lezizdi. Dün geceden beri sonunu düşünmemeye karar vermişti. O an canı ne isterse onu yapmaya. Evet bu tuhaf bir ilişkiydi, evet ne olduklarını merak ediyordu fakat üzerine gitmeyecekti ve son olarak da bu adamı sadece 4 gündür tanıyordu. Hiçbir can sıkıcı ayrıntıya takılmak istemiyordu. Tek istediği bu adama unutamayacağı bir sabah seksi yaşatmaktı.

Antonio'yu uyandırmak istiyordu. Fakat görünen o ki Antonio zaten uyanıktı. -Uyuyor olsa bile-

Örtünün altına girip göğsünden aşağı doğru dudaklarını gezdirdiğinde Antonio tam olarak uyanmıştı.

"Günaydın deme şeklini sevdim" dedi. Sesi hırıltı biçiminde odada yükselmişti. Bu derinden gelen ses Carmeni daha da azdırıyordu. Ona dün geceyi hatırlatıyordu. Dudakları ve dili karnına oradan kasıklarına indiğinde Antonio güçlü kollarıyla tek anlık bir hareketle Carmen'i kucağına doğru çekti.

"Oyun mu oynamak istiyosun? O zaman benim kurallarıma göre oynayacağız." Kendinden emin hali Carmen'i hem tahrik ediyor hem de sinir etmeye başlamıştı. Dün gece de aynı şeyi yapmıştı, bu kadar da baskın olmamalıydı yatakta. Baskın olmak Carmen'in uzmanlık alanıydı. Carmen'in kendini en düzgün ifade edebildiği yerdi.

Antonio'nun kucağında ifadesiz ve memnuniyetsiz şekilde oturup, bu egoist adama bakan Carmen, Antonio'nun konuşmasıyla irkildi. 

"Başla." dedi sakince Antonio.

Carmen ifadesizliğini sürdürüyordu. Bu adamın istediği neydi? Her ne ise bu despotluk onu fena azdırıyordu.

"Başla dedim" diye üsteledi Antonio. Carmen'in kalçasını tuttu, yumuşak ve sıcak bacak arasına yavaşça kendini itti. Carmen'in ağzından bir inleme çıkıverdi. 

Dizlerinin üzerinde yavaş yavaş kalkıp otururken bir yandan da Antonio'nun zevk alan halini izliyordu. Bir an sonra Antonio ellerini Carmen'in omuzlarına koyup ona kendi yön vermeye başladı. Carmen'i omuzlarından aşağı doğru ittikçe Carmen kesik çığlıklar atmaya başlıyordu ve omuzlarını bıraktığında Carmen kucağından yukarı kalkmaya çalışıyordu. Antonio dayanamayıp Carmeni sırt üstü yatırdı ve kendi ritmiyle Carmen'in tenini birleştirdi. Dili Carmen'in boynunda dolaşırken dudakları Carmen'in kulaklarına "Benim için gel, hadi bebeğim" diyordu.

Carmen daha fazla dayanamadı, ,içinde bir yumruk gibi Antonionun sert ve kalın erkekliğini sıkarken, bacakları titreyerek kasılmaya başladı. Ve nefes nefese tırmandığı en yüksek yerden kendini aşağı bırakmış gibi bir hisle Antonio'nun adını söyleyerek kendini bıraktı. Bu hissin bir tarifi yoktu. Antonio da onu takip ederek son bir kez kendini güçlükle itti ve Carmenin üzerine yığıldı.

"Tanıdığım en harika kadınsın Carmen" diyebildi nefes nefese.

Carmense düşünceliydi. Evet, dün geceden beri hayatının en iyi 2 seksini yapmıştı -ki ikisinin de aynı kişiyle olması bu adamı gerçek bir Yunan tanrısı yapsa da düşünceliydi.-  Şimdiye kadar baştan çıkaran, yol gösteren, isteyen ve istenen hep kendisi olmuştu. Antonio daha ilk geceden kurallarını yıkmıştı. Ve işin kötüsü Carmen tek kelime bile söylemeden itaat etmişti.

"Ben duşa gireceğim" diyebildi Carmen.

Birşeyler yanlış gidiyordu. Tek düşünebildiği buydu.

KİMSİN SEN?!Where stories live. Discover now