8.Bölüm

8.5K 167 3
                                    

Bugün bütün gün evinde tembellik yapmaya niyetliydi. Kırmızı saten nevresimleri dün gece ayyaş gibi içtiğinden şarap şişesi gibi kokuyordu, ve değiştirmeye karar verdi. Onların yerine siyah saten çarşafının üzerine kırmızı saten yastıklarını koydu. Eli sürekli telefona gidiyor fakat bir türlü kendine bu duyguyu yediremiyordu. Sürekli bir erkeği düşünmenin hiç de hayra alamet bir şey olmadığını biliyordu.

Eline telefonunu alıp mesaj attı dayanamayarak:

Sabahki kahvaltını ticarete dökmeliyiz, çok lezizdi ellerine sağlık...

Belki de fazla samimi bir mesaj olmuştu. Attığı ilk saniye pişmanlık yaşamaya başlamıştı. Belki de Antonio pılını pırtını toplayıp çekip gitmişti ? Ve hatta bu mesaja bakıp kahkahalarla gülerek bu işinde çığır açan kadının ikili ilişkilerdeki zayıflığıyla alay ediyordu? Tüm bu düşüncelerden kurtulmalıydı. Hepsinden..

Annesini aradı.

-Bitanecik kızııımm !

-Nasılsın anneciğim?

-Bir şey mi oldu sesin kötü geliyor?

-Babamın gidişinden sonra nasıl eskiye dönebildin?

-Eskiye dönmek mi? Eskiye dönmek diye bir şey yoktur kızım. İnsan yaşadığı her olayda değişir, olgunlaşır, çocuklaşır, üzülür, sevinir ama asla aynı kalmaz. Eskiye de bu yüzden dönemez zaten. Baban bizi bırakıp gittiğinde sen ve Almina miniciktiniz. Kendimi yıpranmış, öfke ve kinle dolu ve inanılmaz çaresiz hissediyordum. Bir gün önce bu hislerin ne olduğunu bilmezdim bile. Fakat geçen 20 sene beni daha cesur, daha mücadeleci ve daha farklı bir kadın yaptı. Ben eskiye dönmedim Carmen, ben yenilendim.

-Hiç bu açıdan bakmamıştım anne

Yutkundu, ağlamaması gerekiyordu. Şu an olmazdı.

-Sen de bu hissi yaşayacaksın. Fakat kendini öylesine kapattın ki daha cesur ya da farklı hissedebileceğin bir ortam bile yaratmak istemedin kendine. Fakat bu güzel bir his kızım. Göreceksin..

Yutkunmaya çalıştı. Bu anı durdurup hıçkırmaktan boğulana kadar ağlayıp geri gelip anı kaldığı yerden başlatmak istiyordu Carmen. Bıraktı kendini.

-Ağla bebeğim, fakat kalbini insanlara açmaktan korkma. Bu kişi kim olursa olsun. İnsan bu şekilde yaşadığını hisseder. Kırılır, üzülür ama bunun yanında mutlu da olur. Seni sonra ararım, seni seviyorum canım kızım..

-Ben de seni seviyorum anne, kapatıyorum

diyebildi zar zor.

Uzun bir süre ağladıktan sonra hayatta en beceremediği şeyi yapmaya karar verdi, mutfağa girdi.

Ne kadar zor olabilirdi ki? Mutfağa girmesiyle çıkması bir oldu, çünkü evde yemek yapılabilecek tek bir malzeme kalmamıştı. Üzerine bir şeyler geçirip arabaya atladı ve AVM'ye gitti. Önce kendine bir kaç etek ve bluz aldıktan sonra iç çamaşırı ve gecelik bakmaya koyuldu. Mint yeşili dantelli iç çamaşırlarına görür görmez aşık oldu. Esmer teninde de oldukça hoş durmuştu. Ve aldığı parlament mavisi gecelikle de gerçekten ateşli duruyordu.

Sonrasında farketti, 2 eline sığamayacak kadar torba alışverişi -ki bunlar henüz sadece kıyafet ve iç çamaşırıydı- hala Antonio cevap vermediği için yapmış olabilir miydi? Teşekkürler anne, kalbimi açtım ve kredi kartlarımın kullanılabilir limiti yarıya indi!

Bu kadar torbayla alışveriş yapması imkansız olduğu için arabasının bagajına torbaları yerleştirip tekrar yukarı çıktı. Bu sefer mutfak alışverişi yapacaktı.

KİMSİN SEN?!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin