-2 yıl sonra-
Mark, kendisine yaklaşan çocuğu görmesiyle gülümseyerek el salladı. Sonunda çocuk yanına geldiğinde, kollarını onun beline dolayıp başını boynuna gömdü. Donghyuck da kıkırdayıp kollarını büyüğe sardığında, başını kaldırıp kulağına fısıldadı. "Seni özledim."
Küçük olan mahçup bir şekilde tebessüm etti. "Sadece 2 gündür yoktum Mark."
Diğeri ise ciddi bir şekilde kaşlarını çatıp yanıtladı. "2 gün gayet uzun bir süre, bu 48 saate eşdeğer Hyuck."
"Tamam, tamam. Şimdi nereye gidiyoruz?"
Büyük olan biraz düşündükten sonra omuz silkti. "Dışarıda yapacak bir şeyin yoksa evime geçebiliriz."
"Yok sanırım." Uzanıp büyüğün elini tuttu ve onun evine doğru yürümeye başladılar. Küçük olan her zaman onunla temasta bulunmak istiyordu. Ayrıca, 2 yıl geçmiş olmasına rağmen her temaslarında sanki ilkmiş gibi heyecanlanıyor, kalbi yerinden çıkacakmış gibi oluyordu. Büyüğün de ondan pek bir farkı yoktu.
Mark, kendi elini tutan çocuğun elini biraz havaya kaldırıp minik bir öpücük kondurdu. Beraber sokakta yürümeye devam ettiler.
***
Nedense bu kitaba bir uğrayasım geldi
YOU ARE READING
Dear Donghyuck (MarkHyuck)
Short Story"Sevgili Donghyuck, Muhtemelen kim olduğum hakkında tek bir fikrin yok, varlığımdan bile haberdar değilsin belki de ama sana yardımcı olmak istiyorum... " -Mark Lee & Lee Donghyuck-