5.

249 33 19
                                    

Merhaba dostlarım, hoşgeldiniz. Umarım keyifle okur ve beğenirsiniz. Yorum ve voteleriniz sizin gibi değerli, iyi okumalar.

...

İnsanların göz ardı ettiği şeyleri görmek, sonuca ulaşmanın ilk kuralıdır.

...

Trafiğin olmadığı saatlerde yolda rahatça ilerlemiş ve olay yeri olan kasaba ulaşmıştım. Havanın artık kararmasıyla burada konuşabileceğim kimse yoktu. Bu yüzden arabayı kasabın önünde parkedip dışarıyı izlemeye başladım. Olay yeri incelemenin ördüğü şeritler hala duruyordu. Gözlerimi kapatıp derince nefes aldım. Umutsuzdum, çünkü sonuçsuz kalmıştım ve bir yerden başlayamıyordum. Trafikte karşılaştığım iki magandayı hatırlayıp yine sinir olmuştum.

"Pis serseriler."

Mırıltım arabanın içerisinde boşluğa karışırken yaşananlaraysa tek ben şahit olmuştum. İçimdeki can sıkıntısı ve mide gurultumla koltukta doğrulup etrafa baktım. Bir şeyler yemem gerekiyordu. Küçük bir marketin yanıp sönen tabelasını görmüştüm. Keyifle gülümserken, üzerimden çıkardığım montumdan cüzdanımı alıp arabadan indim. Topuklu ayakkabımın boş sokakta çıkardığı ses kulakladımı doldura doldura marketin kapısının önünde durdum. Kapının kulpunu ileriye iterken çalan zil sesi ardından içerideydim.

Tezgahta bekleyen yaşlı adam umursamadan gazetesini okurken sıcak markette içimi ısıttım. Ne yazık ki arabada biraz üşümüştüm. Raflara ilerlerken konservelerin olduğu yerde duraksadım. Bezelye, barbunya, ton balığı ve daha birçoğu vardı. Alt raflara doğru baktığımda noddlerı fark etmiştim. İki paket noddle alıp bir diğer rafa bakındım. Oradan da ananaslı meyve suyunu alıp tezgaha yürüdüm. Aldıklarımı tezgaha bırakırken adam da gazetesini bırakmıştı.

Ürünlerim cihazda okunurken "Hep bu saate kadar açık olur musunuz?" diye sordum.

Adam pütürlü sesiyle "Yedi - yirmi dört açığız." diye yanıtlamıştı hiç kibar olmayan ses tonu eşliğinde.

Dişlerimle dudağıma dokunup "Anladım. Peki burada şüpheli bir olaya tanık oldunuz mu?" diye sormamla adam duraksadı.

Yüzüme uzunca bakan adam "Buralı değil misiniz? Eğer öyleyseniz polissiniz demektir ve siz yanlış adamla konuşuyorsunuz." diye soruma kaçamak cevap verdi.

Cüzdanımdam para çıkarmak üzereyken "Ve biliyor musunuz? Size bir şey satmıyorum." dedi gitmemi istercesine bakarken.

Cüzdanı bel hizama indirip adamın gözlerinin içine baktım. Gözlerimi hiç kırpmadan bu bakışmalar sürerken tezgahın üstüne bıraktığım ürünleri alıp cüzdandan bir miktar para çıkarıp tezgaha bıraktım. Ardından bir şey söylemeden çıkışa yöneldim.

"Hey! Ne yaptığını sanıyorsun?" diye bağıran adamı umursamayıp marketten çıktım.

Arabamda yerimi almıştım bile. Tek yapmam gereken termosumdaki sıcak suyu iki nodddlema eşit şekilde yetirebilmekti. Termosun yarısını noddle bardağına boşaltırken soslarınıda içine boşalttım.

"İşte şimdi oldu. Sadece bir dakika beklemem lazım."

Ellerimi birbirine sürtüp noddle vites kolunun arasına sıkıştırdım. Meyve suyunada pipetini geçirip bir yudum aldım. Meyve suyunu bir kenara bıraktım. Çöpsticksleri ayırıp noddle bardağını avuçlarıma dayadım. Sıcak su avuçlarımı ısıtırken çöpsticksleri noddle daldırdım. Hızlı bir şekilde noddle bitirmiştim ama henüz doymamıştım. Diğer noddleda açmak üzereyken telefonum çaldı. Arayanın ismini görmemle hemen açtım.

Dedektif (Artık Dreame'de) Where stories live. Discover now