8) Büyük Yalan

Depuis le début
                                    

+Anne buraya gel. Sana söylemem gereken önemli bir şey var. Bunu mutlaka söylemeliyim...
diye bağırıyordum sessizliğe.

Kimsenin sesi çıkmıyordu. Bende onlar cevap verene kadar sesimi duyurmak için bağırmaya devam ediyordum. En sonunda küçüklükten beri korktuğum, beni bu odaya fırlatıp atan büyük abim kapının yanına doğru gelmiş.

-kes sesini yoksa ben kesmesini bilirim.
Diye kükremişti... Bende hazır buraya yaklaşmışken, evlilik yalanını söylemek için konuşmaya başlamıştım.

+Abi beni dinlemelisin. Ben hiç bir zaman sizin sözünüzden çıkmadım. Şimdide çıkmazdım. Dediğiniz kişiyle evlenirdim lakin ne yazık ki artık evlenemem. Lütfen abi inan bana. Beni dinleyin! Bunun için bir sebebim var.

- kes sesini...

+abi dur gitme. Yalvarırım bir kez olsun beni dinleyin. Ben evlenemem, çünkü ben, ben zaten evlendim. Malezya'da evlendim. Duyuyor musun beni? Yalvarıyorum çıkartın beni buradan.

-ne diyorsun lan sen... Bizimle kafa mı buluyorsun yoksa!! diye bağırdığında, Annem ve babamın da seslerini duymaya başlamıştım. Abim söylediklerimi onlara da söyleyince, annem çığlığı basıp, vah başımıza gelenler diyerek ağlamaya başlamıştı bile.

+hayır abi gerçekleri söylüyorum lütfen bana inanın. 1 hafta sonra tekrardan Malezya'ya dönmem gerekiyor. Eşim beni bekliyor. Buraya sizin yanınıza da aslında bunu söylemek için gelmiştim ama olaylar farklı şekilde gelişince bir türlü söyleyemedim. Orada birine aşık oldum ve evlendik.

-Bu evlilikten kurtulmak için yalan söylediğini biliyorum, sana inanmıyorum. Ağlamayı kes, bir kaç saat sonra evleneceğin kişi seni görmeye gelecek o yüzden sessizce bekle. Bu saçma yalanları da sakın onun yanında da söyleyeyim deme seni bu sefer gerçekten gebertirim...

+abii.... yalvarıyorum inan bana. Bir kez olsun bana inanın, beni de duyun, dinleyin artık ne olur yalvarıyorum. demiştim ağlarken.

Nafileydi hiç bir dediğime inanmamıştı.

Bir kaç saat sonra, damat bey ve ailesi eve geleceklerdi fakat ailesinden büyük amcaları hastaneye kaldırılınca oraya gitmişlerdi... Bunları annemin odaya bana öğlen yemek getirmesiyle annemden öğrenmiştim. Rabbime ne kadar şükretsem azdı. Sanırım ufakta olsa bir fırsat demekti bu benim için. Bir daha bu fırsatı yakalayabilir miydim bilmediğim için, abime söylediğim yalanı anneme de tekrardan söylemiştim.

Malezya'da birisiyle zaten evlendiğimi bu yüzden bir an önce bana ikinci bir koca bulmayı bırakmalarını söylemiştim. Ağlayarak söylediğim sözlerime annem inanmış olacak ki, odadan çıktıktan bir kaç dakika sonra abim odaya tekrar gelip, "madem evlendin bize bunu kanıtla" çabuk diye kükremişti.

O an telefonumu zor durumlar için saklamayı akıl edebildiğim için şükretmiştim içimden. Çünkü kanıtlayamazdım. Telefonum elimde olsa ne yapabilirdim ki? Bir fotoğraf bile gösteremeyecektim. Kanıtlama gibi bir şansım hiç yoktu. Ve bu yalanı söyleyince benden kanıt isteyebileceklerini düşünemediğim için içimden kendime kızmaya başlamıştım.

+Kanıtlayamam. Telefonumu kaybettim, içinde nikahda çektiğimiz resimlerimizden vardı ama uçakta gelirken kaybettim.

Telefonumun kaybolduğu yalanını söylemezsem, bir kanıt bulmak için telefonumu kurcalayacaklarını anlamıştım. O yüzden mecburen bir yalan daha söylemiştim.

-O zaman al benim telefonumu onu ara. Madem bir kocan var hemen ilk fırsatta bilet alıp buraya gelsin.

Her söylediği şeyde ben biraz daha kapana sıkışıyordum ve yalan üstüne yeni yalanlar ekliyordum. Halbuki en sevmediğim şeydi yalan... Şimdiyse peş peşe sıralıyordum.

Nasıl işlerin bu noktaya gelebileceğini hiç akıl edememiştim ki? Evlendim diyince beni rahat bırakmayacaklarını, kimle evlendiğimi merak edebileceklerini ve inandırmam gerekeceğini nasıl akıl edememiştim ki... Bir kaç saniye ne yapmam gerektiğini iyice düşündükten sonra tekrardan konuşmuştum;

+şuan kendisi yoğun bir iş döneminde ama yine de arayıp durumu anlatacağım. Durumumu öğrenince kesinlikle işlerini bırakıp hemen buraya gelecektir.

-Göreceğiz diye kükremişti. Ara çabuk.

Derken cebinden telefonunu çıkartıp sinirle  bana uzatmıştı... Bana inanmadığı gözlerinden gayet açık bir şekilde okunuyordu...

Aklıma aramak için bir tek Warda geliyordu ama onu ararsam telefon numarası abimin telefonunda kalacaktı ve abim doğruluğunu kanıtlamak için kesinlikle onu gizlice arayacaktı. Bundan emindim. Şimdilik hiç çıkmayacak bir numara çevirdikten sonra numaraya ulaşılmadığı söylenince bende şuan toplantıda olduğu için telefonu kapalıdır diyerek durumu geçiştirecektim...

+tamam arayacağım..
diyerek abimin elinden telefonu alıp tam da düşündüğüm gibi uyduruk bir telefon numarası çevirmiştim. Düşündüğüm gibi telefon numarası kullanılamıyor diye ingilizce olarak söylendiğinde gerçekten de geçersiz bir numara çevirmiş olduğum için, içimden şükrettikten sonra, abime. ''Telefonu kapalı, şimdi o  toplantıya girmiş olabilir''. diyerek abimi iyice kızdırmıştım. "Ona bir an önce ulaş yoksa olacakları biliyorsun" diyerek telefonunu bana verip odadan çıkmıştı.




~~~~~~~~~~ bölüm sonu ~~~~~~~~~

Hikayemi beğendiyseniz oylamayı ve iyi kötü yorum bırakmayı unutmayın. Destekleriniz benim ilerleyebilmem için çok önemli. Şimdiden teşekkür ediyorum. 🌸

AŞK / Hayallerin Ötesinde Où les histoires vivent. Découvrez maintenant