"Ben seni yatırmadım. Sana sarılmadımda."

    Saçma bir kızgınlıkla kaşlarını çatmıştı. Kalkmamı istiyordu ama belimden hâlâ sıkı sıkı tutuyordu.

  "'Bı gıcı yınımdı kıl. Gıtmı Jımın lıtfın' (bu gece yanımda kal. Gitme Jimin lütfen.) Evet Jungkook kesinlikle. Ayrıca sen sanki uyumadın."

  "Uyumadım ben."

  "Gerçekten mi?"

    Şaşırmıştım demesiyle gerçekten hiç uyumamış mıydı?

  "Uyumadım dedim ya."

  "Neden?"

  "İşte. Bir nedeni yok."

" Benden mi rahatsız oldun. Gerçekten ağır mıydım? Keşke uyandırsaydın beni. Neden söylemiyors-"

    Ağzımı tekrar kapatmasıyla susmak zorunda kaldım.

  "Hayır Jimin. Ağır değilsin şaka yaptım. Gerçekten çok hafiftin ve ben..."

    Sustu ve gözlerini kapatarak derin nefes aldı.

  "Sen ne?"

  "Ben.. İlk defa.... yani hayatımda ilk defa bu gece yalnız hissetmedim."

    Şaşkınlıkla yüzüne baktım. Normalde beni terslemesi gerekiyordu. Şimdi ise böyle konuşması normal değildi.

    Şokun içinden çıkamadan kolunu kaldırmasıyla kolundan akan kanı gördüm.

    Kolundaki kesik izlerinden gelen kanı görünce hemen doğruldum.

  "J-jungkook. K-kolun."

    Kolunu göstermemle o da koluna baktı. Ardından hemen doğruldu. Ani bir hareketle kalktığı için göğsündeki yarası yüzünden acıyla inledi ancak yinede kalktı ve başka bir odaya hızla gitmeye başladı.

    Bende şaşkınlığımı üzerimden atıp arkasından gittim. Banyo olduğunu düşündüğüm yere girdi. Kapıyı kapatmasına rağmen kapıyı açıp girdim içeri.

  "Jimin dışarı çık."

  "Hayır"

  "Jimin dışarı çık lütfen."

    Söylediğine kulak asmayarak onu geniş banyodan çıkararak salona götürdüm ve koltuğa tekrar oturttum.

    Karşısına oturup dün akşam kullandığımız ilk yardım çantasını tekrar açtım.

  "Jimin kend-"

  "Susma sırası sende Jungkook."

    Susturmamla birlikte omuzlarını düşürdü. Kolundaki eskiden kendisinin yapmış olduğu sargıları çıkartıp kenara koydum.

  "Jimin bak gerçekten bunu yapmana gerek yok. Şuana kadar hep ben yaptım bundan sonra da yaparım."

  "Sorunda burada zaten Jungkook. Bundan sonra sen yapmayacaksın. Biz yapacağız. Yeterince kendin yüklendin artık yeter."

    Kafasını sözlerim yüzünden hafifçe eğdi. Ben ise durmadan akan kanları su ile temizlemeye çalışıyordum.

  "Eğer geceleri kendi elimi tutmazsam uyuyamıyorum. Alışkanlık. Belkide ihtiyaçtır bilmiyorum."

    Yüzüne baktım. Üzülmüştüm. Eğer bilseydim elini seve seve tutardım.

  "Benim bir ailem yok. Bu evde yalnız yaşıyorum."

  "Ah ben bilmiyordum. Gerçekten çok özür dilerim Jungkook. Bilseydim..."

  "Sorun değil Jimin. Gerçekten. Sorularını cevapladım işte."

  "Tam olarak cevaplamadın. Neden titriyorsun? Seni ilk gördüğümde neden öyleydin? Kolunda neden kesikler var?"

    Başını daha fazla eğdi. Ardından başını kaldırarak yüzüme baktı. O sırada yanağından bir yaş süzüldü.

    Hemen kolunu temizlemeyi bırakıp yüzünü avuçlarıma aldım.

  "Jungkook neden ağlıyorsun? Yapma. Bana her şeyi anlatabilirsin. Lütfen güven bana."

  "Yapamam Jimin. Ben güvenmeyi bilmiyorum. Ben birine bir sorunumu anlatmayı bilmiyorum. Ben gerçek beni öğrendiğinde benden kaçmandan korkuyorum Jimin."

  "Jungkook,ne olursa olsun senden kaçmayacağım Jungkook. Anla artık bunu! Senin yanında olmak istiyorum neden anlamıyorsun?"

  "Ben hiç kimseye bir şeyimi anlatmadım ki. Ben hiç kimsenin önünde ağlamadım. Ama şimdi birde halime bak. Senin karşında ağlıyorum."

  

  

Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.

Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.
AGORAFOBİ🍓  |Jikook  <tamamlandı>Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum