Gözleri üçüncü şahısla buluştu. Bu adamı birine benzetti, sanki bir yerde görmüştü bu çift gözleri.

"Merhaba Kookie, ben Park Jimin. Taehyung'ın en yakın arkadaşıyım, seninle tanışmak büyük bir zevk." Jimin'in gülümsemesiyle gözleri âdeta kayboldu. Ona kalırsa şirin bir görüntüsü vardı, ve yine diğerleri gibi tokalaştılar.

Her zamanki gibi Jungkook bir şeyi kaçırıyordu. Sonucu kişi, dördüncü kişi. Bu adam onu baştan aşağı süzüyordu. Sessiz bir tipti, Taehyung ile aynı renk saçlara sahipti. Adamın ilk hareketi Jungkook'un afallamasına neden oldu. Önce o minik eli zarifçe kavradı, parmaklarının ve elinin tersinin birleştiği kısma bir öpücük kondurdu.

"Seninle tanıştığıma memnun oldum Jungkook, adım Min Yoongi."

Yoongi'nin sözlerinden sonra hafifçe gülümsediğini görünce, Jungkook'un yüzü daha pembe tonuna ulaşmadan bir anda kırmızıya büründü.
"S-seninle tanışmak ta b-büyük bir z-zevk..." Yoongi'nin ne yaptığını görünce, Taehyung boğazını temizleyip herkesin dikkatini tekrardan üzerine çekti. O anda Jin içeri girdi ve Jungkook'un yanına oturdu.
"Peki o halde, Jin de geldiğine göre, başlayabiliriz..." 
Cümlelerini düzgünce kurmaya çalışırken yüzünde kimsenin fark edemediği sahte bir tebessüm belirdi. Gözleri ikilinin üzeriden bir saniye olsun ayrılmıyordu.

~

Akşam yemeği fena geçmedi, Jungkook'un için hiçte garip geçmemişti tabii Yoongi'nin sürekli onla konuşma isteği dışında. Ah ve Yoongi ne zaman elini bacağına veya bir yerine koysa veya ona iltifat etse üzerine aldığı korkunç bakışlar dışında. 

Ama işin garip tarafı Jungkook, şaşırtıcı bir şekilde o bakışları hissettiğinde etrafına bakındı, bakındı bakınmasına da sahibini bulamıyordu.

Şu an odasında oturuyordu, Jimin dışındaki diğer konuklar ayrılmışlardı, Jimin ise Taehyung'ın ofisindeydi duyduğu kadarıyla evrak işiydi? Yani onun gibi bir şeydi.

Yatağından kalktı ve bugün bininci kez yaptığı gibi dolaba doğru yöneldi. İçinden beyaz bol neredeyse köprücük kemiğini gösterdiği gibi içini de gösteren bir tişört ve bacaklarını ortaya sunan pembe bir şort buldu.
'Bu çok utanç verici bir şey...'

Yüzü hala o akşamki etkileşimden dolayı domates gibi kıpkırmızıydı.
Yüzünü yıkayarak düzeltmeye çalıştı fakat ne fayda.

Telefonunu açtı ve ekrandaki saate baktı, çok geç olmuştu. Uyumaya karar verdi, telefonunu yerleştirdi ve ışığı kapattı, tam da karanlığın bedenini ele geçirmesine izin verecekti ve derin bir uykuya dalacaktı ki, üstünde ağır bir şey hissetti, daha da yaklaşıyordu.

Çığlık atamadan, üstündeki varlık eliyle onu sessiz tutmak için ağzını kavradı. Diğer eli ise Jungkook'un iki bileğinden kavradığı gibi başının üstüne sımsıkı sabitledi.

"Sessiz ol bebeğim, senin için bir sorum var. Seni ellemesinden haz aldın mı bakalım hm?" Bu kalın sesi duyduğunda, üstündeki kişinin Taehyung olduğunu anladı.  Eli ağzında olunca cevaplayamayacağını fark edince Taehyung'ın boğuk kahkahaları odayı doldurdu. Taehyung, kulağına doğru yaklaştı. Jungkook bir anda kulağı ve boynuyla temas eden sıcak nefes ile Taehyung'ın ağzından çıkan sizlerle olduğu yerde titredi.

"Görünüşe göre bu evet oluyor hm? Zevkliydi demek? Hangisi peki? Seni ellemesi mi yoksa efendini sinirlendirmek mi? Bence bunu ödemelisin, değil mi tavşan?"

~

(ENG) versiyonuna gidip bi göz gezdiren varsa sanırım burdan sonra ne halt yiyecekler, yiyeceğim, yiyeceksiniz biliyorsunuz LDNFDKFJJ.

〘TR〙「 All Mine - Taek∞k 」✓Where stories live. Discover now