son, imza öpüş kokuş jongin

1.7K 232 97
                                    

öpüş
kokuş
jongin

cem adrian- beni affet bu gece

Titreyen ellerimle deftere bakakaldım, sayfaları çevirdim, defteri ters yüz ettim yine de tek bir kelime daha bulamadım Jongin'in yazdığı. Son mum da bitince gideceğim, demişti. Sahiden de gitmiş miydi birden bire? Sehun'a ne olmuştu, Jongin'e ne olmuştu?

Korkan adımlarımla kütüphaneye gittim, kitapların arasında başka bir defter daha var mı diye kontrol etmeye başladım okudukları kitapların isimlerine bakmamaya çalışarak. İçinde mumlar olduğunu bildiğim halde minik dolabın çekmecesine bile baktım, yoktu ama. Jongin sadece siyah kapaklı bir defter kullanmıştı ve onu da yarım bırakıp evini terk edip gitmişti.

Ayaklarımı sürükleyerek oturma odasına geri döndüm, moralim bozulmuştu. Gözlerimin dolmasına engel olamadım çünkü onlar hakkında daha çok şey öğrenmek istiyordum ve aklıma Chanyeol düşüp duruyordu.

Neden sonra aklıma düştü de televizyonun üst rafında sıra sıra dizilen kutulara gitti elim. Sarı yaldızlı olanın kapağı açılıp kapanmaktan aşınmıştı, yeşilin üzerine çıkartmalar yapıştırılmıştı. İçim yaşanmışlık hissiyle titredi, gülümsedim. Jongin tam olarak bunu hissetmemi istemişti çünkü.

Kutulardan milyon tane fotoğraf çıktı. Portakal çocuğun bebeklik fotoğrafları, Jongin'in bebeklik fotoğrafları, her yaşları vardı birlikte. Fotoğrafların altında dergilerden kesilmiş sayfalar birikmişti. Hepsini yere yaydım daha rahat görebilmek için.

Renkli kağıtların üzerinde Jongin'in dansını gördüm, sırtındaki kanatları gördüm. Kocaman Jongin yazıyordu, Kim Jongin.

Sonra telefonuma koştum ama nerede olduğunu bile bilmiyordum. Daha öncesinde niye aklıma gelmemişti, adını internette aratacaktım. Buraya geldiğimden beri telefonumu elime almamıştım, Chanyeol'un aramalarını görünce içim burkuldu. Koltuğun altında ters bir şekilde duruyordu ve kendime çevirip ekranını açtığımda gördüğüm ilk şey bu olmuştu.

Üzülerek bildirimleri kaydırdım ve Jongin'in adını yazdım, öpüş kokuş Jongin yazmak istedim o an. Öpüş kokuş ve Jongin. Ama yazamadım.

Sıra sıra Jongin haberleri düştü önüme, dayanamadı diyorlardı, ne diyorlardı böyle Jongin için?

Bir trafik kazasında sağ ayağını kaybettikten sonra sevgilisinin de ölümüyle daha fazla dayanamadı diyorlardı hayata. Dans etmek onun her şeyiydi diyorlardı. Zaten depresyondaydı, tedavi görüyordu diyorlardı. Oh Sehun gidince, dünyası karardı, bir de intihar notu bırakmış ardından. Böyle diyordu tüm haber siteleri.

Boy boy fotografları dizilmişti Sehun ve ikisinin. Jongin'in tekerlekli sandalyesini iten Sehun'u çekmişlerdi gizlice. Kim Jongin o günden beri evinden hiç çıkmadı diyorlardı. Bir tek Sehun'un öldüğü o kaza günü görülmüş kol değneklerini yola fırlatıp aşığının dibine çökmüş, öpüyormuş onu yavaş yavaş. Öperken fotoğrafını çekmişler. Jongin ilk defa o zaman sinirlenmemiş bu halinin fotoğraflanmasına çünkü Sehun'u öperek ayağa kaldırmaya çalışıyormuş.

Böyle yazmıyor tabi ama ben biliyorum çünkü o ikisi, düştükleri zaman hep birbirlerini öpermiş ayağa kaldırmak için. Öyle diyor Jongin o gün için de. "Öptüm onu ben çünkü düşmüştü." diyor.

Devamını yazmamış ama şimdi anlıyorum. Sehun ilk defa öpülmesine rağmen kalkmamış, sonra Jongin de düşmüş zaten ama Sehun yokmuş. Hiç kalkamamış.

Bu denli mutlu olan bir adamın neden tek dileğinin ölmek olduğunu anlıyorum Jongin'in haberlerini buğulu gözlerimle okumaya çalışırken. Benim vazgeçemeyecek kadar sevdiğim hiçbir iş olmamıştır hayatım boyunca. Jongin gibi dans edemem, resim yapamam, yemek yapmakta bile iyi değilim sadece orada burada gezerim ama orada burada gezmek için bile ayaklarıma, gözlerime hatta el parmaklarıma bile muhtacım ve minicik de olsa kendimi Jongin yapıp karnımı ağrıttım bu düşünceyle.

Öylece durup içli içli ağlarken ellerimin arasındaki telefon titredi. Üzüntümü bastırmaya çalışmadan, "Chanyeol," dedim. "Gelirken beş tane mum alır mısın? Portakal koksun."

"Geliyorum." dedi sadece. Nerede olduğumu sormadı. Söylemiştim, Chanyeol her zaman nerede olduğumu bilirdi.

Jongin'in hikayesini beş portakal kokulu muma sığdırmıştım. Sadece beş tanecikti, çok azdı. Jongin daha çok yaşamalıydı. Ve Sehun da. Birbirlerini çok sevmişlerdi, kısa bir süre, belki de bir saniye içinde her şey mahvolmuştu. Jongin'in söylediği bir kelime yüzünden, belki attığı bir bakış, dudaklarının hareketi ne bileyim.

Jongin sahiden de söylediği gibi bir perşembe gecesi sarı sarı ölmüş, yüzünü ve ellerini sapsarı boyamış. Yanı başında bitmeye yakın bir mum bulmuşlar, kenarında diş izi varmış. Delirmiş, demişler Jongin için. Hem sarı bir mumu dişlemiş hem de kendini sarıya boyamış. Kimse doğrusunu bilmemiş, belki de bilmek istememiş. Jongin sadece aşık olmuş.

"İnsan, doğası gereği birileri onu anlasın ister. Ben tek bir kişiyi istedim. Beni görsün, beni anlasın, öylece geçip gitmeme izin vermesin bu dünyadan onu bir kez olsun öpmeden.

Ben hep Sehun'a sahiptim, kimse kimseye ait olamaz bunun bilincindeyim ama o da bana sahipti işte, diğer insanlardan bunu anlamalarını bekleyemem.

Sehun hep oradaydı, hep benimleydi. Belki de bu yüzden bir gün benden gidebileceğini hiç düşünmedim çünkü ne yaparsam yapayım beni sevmeye devam ederdi, bana darılsa bile.

Bazen bana darılırdı, bazen fark ederdim bazen etmezdim bazen de görmezden gelirdim öylesine. Çünkü Sehun beni hep severdi, hep seveceğini söylerdi.

Sehun beni hep sevdi, benden beni sevmeye devam ederken gitti.

Tek rengim sarıydı, giderken onu da yanında götürdü.

Sarı olmayı çok özledim. Ölmedim aslında ben sarı oldum. Sarı olmak ne kadar acıtabilir ki birini, hiç yanmadı canım. Sehun, yemin ederim hiç yanmadı canım ama sen yine de beni affet bu gece."


"Ben sarı sarı öldüm." diyor avcunda sıkı sıkı tuttuğu, onların intihar notu dediği buruşmuş kağıtta.

"Ben sarı sarı öldüm. Bakmayın yüzümdeki boyalara, yıkayın görün, sapsarı değilim ben, esmerim, çok koyuyum. Yine de sarı sarı öldüm ama, ruhum sarışın çünkü. Sehun hep böyle der. Sapsarısın, der. Kuğu gibisin kıskıvrak, bir de sapsarısın. Öpüş kokuş Jongin, der."

imza,öpüş kokuş jongin


benim için bir mum yakOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz