öptüm onu ben çünkü düşmüştü

1.2K 199 78
                                    

teoman-ruhun sarışın

"Sehun'un süt dişlerinden birini ben çektim.

Acıtma sakın, diye tembihledi beni. Doktora gitmekten deli gibi korkuyordu, bir öğle uykusu saatinde evden kaçıp elindeki ipi elime tutuşturuverdi. Dişime bağla, dedi. Sonra da hızlıca ipe asılacaksın. Ama hızlı olsun, yavaş yaparsan çok acır.

Bir öğle uykusu saatinde evden kaçıp benim de uykumu bozdu, onun aksine öğle uykularını çok severdim. Ama Sehun'u daha çok severdim, bu yüzden ona kızmadım. Çok ama çok hızlı bir şekilde ipi çektim, bağırmamak için eliyle ağzını kapadı ama gözleri dolmuştu.

Çok acımadı, dedi. Ama ağladı. Zaten Sehun iki buçuk yaşından beri her şeye ağlardı.

Annem dişini çektiğimi öğrense çok kızardı, onun annesi de kızardı.

Ben de parmak uçlarımda yürüyüp banyodaki kokulu mumlardan birini cebime soktuğum gibi odama geri döndüm, annem alt katta telefonla konuşuyordu. Sehun'un artık ağzında olmayan dişini oyuncak arabamla çivi gibi muma çaktım.

Sadece beş yaşındaydım, şu yaptıklarıma bir baksana.

Annen sorarsa mumu ısırmaya çalışırken çıktı dişim dersin, dedim. Çok saçma bir fikirdi. Zaten kimse de inanmadı, üç gün birbirimizi görmeme cezası aldık.

Dişi çöpe attılar, Sehun'un annesi diş perilerine inanmazdı. Mucizelere ve sihire de inanmazdı. Sehun'a hiç masal okumazdı çünkü onun da inanmasını istemezdi. Ama biz inanırdık, Sehun ve ben.

Ağaçların yapraklarında, çiçeklerin arasında, taşların altında tüm gün orman perilerini arardık. Mantarların içinde Şirinler'i arardık, yüzmeye giderdik denizkızlarını ve konuşan yunusları arardık.

Sonra büyüdük.

Kimse denizkızlarının gerçek olmadığını söylemedi bize, bir prens ölmek üzere olan bir prensesi öperse, prenses uyanmaz da demedi. Uydurmaydı bunlar, yalandı. Yalan olduğunu bilmemiz gerekirdi ama bilemedik işte.

Düştüğümüzde hep yaralarımızı öptük, koskoca adamlar olduk, düştüğümüzde hep yaralarımızı öptük."

Saatler boyu öylece oturup ikisine ait videoları izledim, Jongin'in siyah deftere Sehun için yazdıklarını okudum. Kalktım, girmem dediğim yatak odasına girip fotoğraf albümlerini kucakladığım gibi salona geri döndüm.

İçtiğim kahve bardaklarını yıkamaz olmuştum artık, parkenin üzerinde yuvarlak yuvarlak kahve lekeleri oluşmuştu. Telefonum bilmem neredeydi ve ben uykusuzluktan morarmış gözlerimle tüm bu olan biteni anlamaya çalışıyordum.

Tesadüf değildi bence, gecenin bir vakti içim dışıma çıkmış, burnum soğuktan kızarmış salya sümük bir halde kapısından içeri girdiğim emlak sahibinin beni tutup hop diye bu eve getirmesi, tesadüf değildi bence.

Jongin, gideceğim, demişti.

"Son sarı mum da bitince gideceğim ve sana bir sır vereyim mi, son sarı mumda hala Sehun'un diş izi var.

benim için bir mum yakWhere stories live. Discover now