Nihayet "Tamam" dedi kadın ince naif sesiyle.

"Babanla konuşacağım. Sen onu bana bırak ama senden tek bir isteğim olacak. Ne olur kendine dikkat et. Ani kararlar alarak hayatına yön vermeye kalkma sakın. Bu söylediklerimi de kulak arkası etme olur mu?" Genç kız büyük bir rahatlama hissetti o an.

"Peki. Teşekkür ederim Pınar. Bu iyiliğini unutmayacağım."

Telefonu kapadığında derin bir nefes verdi. Babasını da kısmen ikna etmiş sayılırdı. Evet hayatına yön vermek için aradaki bütün engelleri yok etmişti artık. Biricik arkadaşı Ela geldi aklına. Komodinin üzerine bıraktığı cep telefonunu eline aldığında birden durağanlaştı. Bu pembe kapaklı telefonu ona doğum günü hediyesi olarak sevgili babası almıştı. Hediye paketini açtığında ilk düşüncesi onun gözünün önünde parçalamak olmuştu ama sonra vazgeçmişti. Bunu yapınca eline ne geçecekti sanki. Babası pişman olup ona değerli vaktini ve sevgisini mi verecekti. Yoksa geçip giden yılları telafi etmek için mi uğraşacaktı. Biliyordu hiç biri olmayacaktı. Telefonun ucundaki neşeli ses onu hayal aleminden çıkarınca müteşekkir oldu.

"Alo."

"Merhaba Ela, nasılsın arkadaşım?"

Ela onun okuldaki en iyi arkadaşıydı. Anne ve babası Ankara'da oturuyordu. Hukuk fakültesini kazanınca mecburen İstanbul'a taşınmak zorunda kalmıştı genç kız. Çok zeki aynı zamanda güvenilir bir arkadaştı. İsmi gibi ela gözleri vardı kızın. Boyu biraz kısaydı ama o bunu önemsemiyordu. Kendi ile barışık ve son derece mutlu birisiydi. Mantıklı olduğu kadar, hesabını bilen bir kızdı Ela. Siyah hafif dalgalı küt kesim saçlarıyla doğal bir görüntüye sahipti. Günlerdir ulaşamadığı Alev'in aradığını görünce anında yanıtlamış ve ardı ardına sıralamıştı sorularını.

"İyiyim arkadaşım sen nasılsın? Kaç gündür görüşemiyoruz. Okula neden gelmiyorsun? Birkaç defa aradım ama cevap vermedin. Neler oldu Alev? Seni çok merak ettim."

"Hey sakin ol biraz, hepsine cevap vereceğim." Derin bir nefes alıp bir solukta olup biteni anlattı.

"Hiç iyi değilim Ela annemle kavga ettik ve ona okulu bırakacağımı söyledim. Durumları biliyorsun eninde sonunda olacağı buydu zaten."

"İnanmıyorum Alev, bunu yapamazsın?" dedi üzgün ses tonuyla.

"Sen de başlama lütfen." Bezgince söylenince, bunun üzerine Ela susmak zorunda kaldı. Arkadaşının o evde ne kadar mutsuz olduğunu çok iyi biliyordu. Alev heyecanla anlatmaya devam edince pür dikkat ona yoğunlaştı.

"Anlatacağım o kadar çok şey var ki Ela nereden başlayacağımı bilmiyorum." Yeni havadisleri duymak için sabırsızlanıyordu heyecanla atıldı Ela.

"Hiç bir şey atlamadan en başından başla." İki arkadaş dakikalarca konuştular. Konuştukça Alev kasılan kaslarının gevşediğini ve rahatladığını hissetti. Ona göre Ela yanlış meslek seçmişti zira bu kızın kesinlikle psikolog olması gerekiyordu. İnsanı sakinleştiren ve bütün stresini alan konuştukça rahatlatan pozitif enerjili biriydi. Onun gibi bir dosta sahip olduğu için kendisini şanslı hissediyordu.

"Teklifin hala geçerliyse en yakın zamanda senin yanına taşınmak istiyorum."

"Buna çok memnun olurum arkadaşım. Kirayı ödemekte zorlandığımı biliyorsun. Ama yine de iyi düşün öfke ile kalkan zararla oturur. Sonradan pişman olacağın bir şey yapmanı istemem." Bu kızın mantıklı yanını seviyordu.

"Ben kararımı verdim Ela." Dedi kesin bir ses tonuyla.

"Artık iş de bulduğuma göre bu evde kalmamın bir anlamı yok. Hafta sonu geçsin, pazartesi annemle konuşacağım en geç çarşamba günü sana taşınmış olurum." Karşı taraftan bir çığlık kopunca Alev telefonu kulağından uzaklaştırmak zorunda kaldı.

Böyle Olsun İstemedim (iddia) TamamlandıWhere stories live. Discover now