Elimi yasladığım alnımı bir kez daha ovuştururken hâlâ yanımda duran JeongGuk'a döndüm.
"İyi olduğumu söyledim Alfa. Neden hâlâ gitmiyorsun?"
Zaten gözleri üzerimde olan JeongGuk irislerini irislerime çevirince istemsizce gerildim.
Neden bu kadar kötü bakıyordu?
"Neden kendine dikkat etmiyorsun?"
Ani gelen soruyla tekrar irkilerken anlamaz gözlerle ona baktım.
"Neden kendini yoruyorsun? Neden bunları kendine yapıyorsun? Neden eskisi kadar iyi değilsin TaeHyung? Benim yıllar önce tanıdığım TaeHyung kendini severdi, kendini düşünürdü, sana ne oldu TaeHyung?"
Bir anda bağırmaya başlayan JeongGuk ile gözlerim irice açılırken sarfettiği kelimelerin farkındalığıyla kaşlarımı çattım.
Ben onu kral olmadan önce tanımıyordum bile.
"Hah, hatırlamıyorsun bile değil mi?"
Histerik bir şekilde gülen JeongGuk ile duygularım bir karmaşa içerisine girerken konuşmak için ağzımı açtığım an o elini kaldırıp beni susturmuştu.
"Sana her şeyi evlendikten sonra anlatacağım Kral Kim. Tam olarak benim olduktan sonra. O zamana kadar kendine iyi bak."
Duygularımın içine edip arkasını dönerek giden Jeon'a çatık kaşlarım ile bakarken zaten gördüğüm gerilim dolu rüya yüzünden ağrıyan başımı ellerim arasına alıp avuçlarımı şakaklarıma bastırdım.
Beni daha ne kadar şey bekliyordu acaba?
-
Gözlerimi Jeon ailesine ait arabalarda gezdirirken kollarımı arkamda birleştirip en son görüştümüzden beri benimle konuşmayan JeongGuk'a baktım.
O rüyayı görmenin, JeongGuk'la ufak çaplı olan tartışmamızdan, sadece o konuştuğu için buna tartışma demek ne kadar doğruysa tabiî, ve Lisa'nın neredeyse ölüyor olmasının üzerinde iki hafta geçmişti.
Bu süre içerisinde Lalisa hiç bir hayati belirti göstermemiş bu da yetmezmiş gibi bir ara nabzı yavaşlamış ve benim onu ölü sanıp dakikalarca ağlamamı sağlamıştı.
Sonra başhekimin yaptığı karışımla nabzı eski haline geri dönüp sadece nefes alıp vermeye devam etmişti.
Geçen iki hafta sonrası da benimle hiç bir şekilde iletişime geçmeyen Jeon'u burada anca görebilmiştim.
Kalbimin böyle hızlı atması normal miydi?
"Majesteleri, kral Jeon'un sürüsü burada."
Yüksek sesiyle bağıran adama gözlerimi bile çevirmezken ardarda duran arabalarda gözlerimi gezdirdim.
Bir gün ben de Jeon sürüsüne ait olacaktım. Ve o gün çok fazla yakındı.
"Kız kardeşim SeulGi, JiMin'i fazla severdi. Bu yüzden söyleyeceği şeyleri pek kafana takma."
Gözlerim bu sefer benim gibi arabaları inceleyen JeongGuk'a kayarken benimle konuştuğu gerçeğinin kalbimi çarptırması bir kenara atıp kafa salladım.
Küçük bir kız en fazla ne söyleyebilirdi ki?
İrislerimi bana inatla bakmayan JeongGuk'tan zorlukla çekerken arabaları tekrar odak noktam yaptım.
"SeulGi!"
Yaşlı bir adamın bağırtısı olduğumuz yere kadar ulaşırken en baştaki araba açılmış içinden genç bir kız çıkmıştı.
"Jeon JeongGuk, benim JiMin'im nerede!"
Galiba başım birazcık ağrıyacak.
---
Hola
En kısa bölümüm bu olabilir sjdjdjkd Ama yorum yapın beğğğ
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sen nasıl mükemmel bir karısın karıcığım?!?!?!?!??!?!?!?!?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Alın bu da ikince karım hrrrr
Buraya bütün karılarımı dökebilsem keşke ama nerdeeeeeee
